Tünay Süer: 21.Yüzyıl Hitleri...

Tünay Süer: 21.Yüzyıl Hitleri...

Muhalefetin yok sayıldığı TBMM si yumrukların konuştuğu, burunların kırıldığı, küfürlerin savrulduğu bir çatı haline dönüştü.
Devlet adamlığından çok uzak görüntüler vererek saygınlığını yitirdi.
Kavga ve döğüşler arasında AKP’nin neredeyse bir gelenek haline getirdiği o meşhur TORBA yasa içinden civciv veya kuş çıkmadı.
İnternet yayınlarının engellenmesiyle ilgili yeni kurallar getiren bölümü AKP ‘in sayısal çoğunluğu ile genel kurulda kabul edildi.
Bu yasa ile günümüzün en hızlı iletişim aracı olan internet erişimine yasak ve sansür gelmiş oldu.
Böylece, Türkiye gittikçe Ortadoğu ülkelerine benzetilmeye, BOP projesi ile Ortadoğu’yu dizayn edecekken dizayn edilmeye başlandı.
Oysa Baykal döneminde CHP’nin 1 Mart Tezkeresini TBMM’sinden geçirmesi ve Amerika’nın planlarını altüst etmesi bir şekilde kafa tutmuş olması ile Türkiye büyük bir başarı elde etmişti.
Sonra ne oldu?
Cumhurbaşkanı Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ‘le 2 Nisan 2003’te yaptığı gizli anlaşma Türkiye’nin bu günlere gelmesini sağladı.
O mutabakatta ne söz verildiyse hepsi teker teker yapıldı ve yapılıyor.
Ordumuz Kuzey Iraktan çekildi.
Hangi gerekçeyle olursa olsun, sınır ötesi harekâtta bulunamadı.
PKK/KADEK´in Türkiye egemenlik alanı dışında takip ve bastırılması harekâtlarına son verildi.
Amerika izin vermediği için PKK bastırılamadı.
Türk Ordusunun asker ve silah sayısının azaltılmasında, ordumuzun en yüksek rütbeli subaylarından, teğmenine kadar Ergenekon uydurmacası ile zindanlara kapatılarak sayı azaltılmakla kalmadı, ordu tasfiye edildi.
Ayrıca Ermenilere taviz olarak kısıtlamalar kaldırılacak denilmişti.
Soykırım yoktur diyen İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek ve oğlu Akademisyen, tarih yazarı Mehmet Perinçek te bu sebepten zindanlara kapatıldılar.
Diğer detaylara girmiyorum, şimdi sıra Abdullah Öcalan ve diğer dört lideri dışında bütün PKK/KADEK yönetici ve elemanlarına geniş kapsamlı af çıkarılmasına ve Türkiye´deki Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı şehir ve kasabaların belediyelerinin özerkleşmesine geldi..
Kısacası Türkiye’nin içine ettiniz.
Devletin içinde paralel devlet, ajanlar var, tüm bunları paralel devlet yaptı palavraları doğru değildir.
Türkiye’nin başına ne geldiyse cumhurbaşkanı Gül, başbakan Erdoğan ve cemaat lideri Hoca efendinin işbirlikleri yüzünden ve de karşılarında pısırık bir muhalefet olduğundan geldi.
CHP içine CHP den seçildim ama CHP'li değilim diyenlerin, Apocuların alınması, oy alabilmek amacı ile cemaatlerle işbirliğine gidilmesi CHP yi kendi ideolojisinden uzaklaştırırken halkın büyük bir kısmında güvensizlik yarattı.
Bu da AKP için büyük bir şans diyebiliriz. Durum böyle olunca AKP istediği gibi at koşturur oldu.
17 Aralık yolsuzluğu meydana çıktığı için başbakanın tüm planları altüst oluverdi. Yalanlardan medet ummaya başlayan başbakan için zor günler başladı.
TSK ya yapılanların kumpas olduğunu itiraf etmesi kendi ikbalini kurtarmak için samimiyetsizlikle söylenen sözlerdir. Başbakan sözlerinde samimi olsaydı kumpas olduğunu söylediği Ergenekon davasını ve suçsuz olup zindanlarda tutulan vatanseverleri gerçek olmayan davalar için bir dakika içeride tutmaz ve milleti oyalamadan Torba yasa ile derhal tahliye ettirir ve gerekirse yeniden yargı yolunu derhal açar beraat ettirirdi. Bununla da kalmaz itibarlarının geri verilmesini sağlardı.
İnterneti yasaklamasının sebebi kimse bilgilenmesinden ileri geliyor.
Yolsuzlukların üzerini örtmek için elinden geleni ardına koymuyor.
HSYK yı Adalet Bakanlığına bağlaması Türkiye ve rejim için felaketin başlangıcıdır. Teokratik devlet düzenine doğru pupa yelken yol alan Türkiye büyük bir tehlike içindedir.
Bunu gören aralarında İstanbul, Ankara ve İzmir'in de bulunduğu 29 baro başkanlığı gazetelere verilen ilanla hukuk manifestosu yayınladı.
Barolar, yolsuzluk operasyonu sonrasındaki gelişmelerin kendilerini kaygılandırdığını açıkladı. İlanda, AKP-cemaat ortaklığının ülkeyi sürüklediği noktanın vahim olduğuna dikkat çekildi.
"Kumpas" itiraflarını hatırlatan 29 baronun açıklamasında, "özel olarak seçilmiş kişilerin haksız biçimde hapislerde tutulması, en yetkili ağızlardan itiraf edildikten sonra geçen her gün, yüreğinde "hak" barındıran yurttaşa yüktür" denildi.
Türk Halkının büyük bir bölümü olanların farkındadır, başbakan bunun için telaşlıdır, sıkıntıdadır.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, "Ankara'da 6 ilçe için 15 gün süreyle alınan genel arama kararı, AKP'nin kara ve hukuksuz döneminin kararıdır" dedi.
"İleri demokrasi diyenlerin Türkiye'yi, başkenti getirdiği nokta bu. Ne yazık ki polis devleti uygulamalarını giderek yoğunlaştıran AKP'nin Tunceli'de 2005 yılında il genelinde aldırdığı bir aylık genel arama kararıyla, 2010 yılında İstanbul Üniversitesi için aldığı bir yıl süreyle arama kararı vurdumduymazlıkla geçiştirildiği için faşizan uygulama Başkent Ankara'ya taşındı"
Tekin’in bu sözlerine katılmamak mümkün müdür?
Başbakan terörün en azgın olduğu yıllarda Doğu ve Güneydoğuya getirmediği OHAL’i bugün başkentimize getiriyor.
Başbakan yarınlarına kuşku ile bakar oldu artık. Haklıda.
Türkiye’yi uçurumun eşiğine sürükledi, yoksulluk ve yolsuzluk tepelere tırmandı.
Halk bu başbakan ve iktidardan kurtulmak için Allah korusun her şeyi yapabilir zira sabırlar taşmış durumda. Bu halkı bu durumlara getiren kendisi ve yönetimidir oysa.
Türkiye’de özgürlük kalmamış ve huzur kalmamıştır artık. Bundan böyle sıkıntıların artacağı söz konusudur.
Çıkan yasa ile Hükümete tehdit olarak algılanan siteler doğrudan yasaklanıyor.
Başbakana sormak gerek;
 Gmail ve Hotmail gibi mail servisleri üzerinden e-posta göndermeyi de yasaklanacak mısın? Yoksa asker mektubu gibi onlarda okunacak mı?
YouTube da yasaklanacak mı?. 
Ve en nihayet yandaş olmayan herkese elektronik kelepçe takacak mısın?
Gidişatın kötü be başbakan, bu milleti 7 düvel durduramamış sen nasıl durduracaksın?
Sen başbakan sen, ne yazık ki Hitlerden bile acımasızsın. O hiç değilse vatanını seviyordu.
Not: Aylardır hastalık ile boğuşan, evladını yitirmenin büyük acısını yaşayan  ve beş yıldır kumpas Ergenekon davası ile tutuklu olan Prof.Dr.Fatih Hilmioğlu nihayet tahliye edildi. Şükürler olsun. Kendisine acil şifalar dilerim.
Başbakan ve hükümetin diğer üyeleri tarafından bir kumpas olduğu ve devlet içindeki bir çete tarafından yapıldığı ifade edilen Ergenekon, Balyoz ve diğer başlıklarla tutsak olan tüm vatanseverlerimiz derhal tahliye edilmelidirler. Ortada çete yoktur, örgüt yoktur ve iftira ile, kumpasla mahkeme olmaz verilen kararlar hükümsüzdür. Davalar düşmüştür. Söylemekten yoruldum artık.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget