Muhalefetin yok sayıldığı TBMM si
yumrukların konuştuğu, burunların kırıldığı, küfürlerin savrulduğu bir çatı
haline dönüştü.
Devlet adamlığından çok uzak görüntüler
vererek saygınlığını yitirdi.
Kavga ve döğüşler arasında AKP’nin
neredeyse bir gelenek haline getirdiği o meşhur TORBA yasa içinden civciv veya
kuş çıkmadı.
İnternet yayınlarının engellenmesiyle
ilgili yeni kurallar getiren bölümü AKP ‘in sayısal çoğunluğu ile genel kurulda
kabul edildi.
Bu
yasa ile günümüzün en hızlı iletişim aracı olan internet erişimine yasak ve
sansür gelmiş oldu.
Böylece, Türkiye gittikçe Ortadoğu
ülkelerine benzetilmeye, BOP projesi ile Ortadoğu’yu dizayn edecekken dizayn
edilmeye başlandı.
Oysa
Baykal döneminde CHP’nin 1 Mart Tezkeresini TBMM’sinden geçirmesi ve
Amerika’nın planlarını altüst etmesi bir şekilde kafa tutmuş olması ile Türkiye
büyük bir başarı elde etmişti.
Sonra ne oldu?
Cumhurbaşkanı Gül’ün Dışişleri Bakanlığı
döneminde ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ‘le 2 Nisan 2003’te yaptığı gizli
anlaşma Türkiye’nin bu günlere gelmesini sağladı.
O mutabakatta ne söz verildiyse hepsi
teker teker yapıldı ve yapılıyor.
Ordumuz
Kuzey Iraktan çekildi.
Hangi
gerekçeyle olursa olsun, sınır ötesi harekâtta bulunamadı.
PKK/KADEK´in
Türkiye egemenlik alanı dışında takip ve bastırılması harekâtlarına son
verildi.
Amerika
izin vermediği için PKK bastırılamadı.
Türk
Ordusunun asker ve silah sayısının azaltılmasında, ordumuzun en yüksek rütbeli
subaylarından, teğmenine kadar Ergenekon uydurmacası ile zindanlara kapatılarak
sayı azaltılmakla kalmadı, ordu tasfiye edildi.
Ayrıca
Ermenilere taviz olarak kısıtlamalar kaldırılacak denilmişti.
Soykırım
yoktur diyen İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek ve oğlu Akademisyen, tarih
yazarı Mehmet Perinçek te bu sebepten zindanlara kapatıldılar.
Diğer detaylara girmiyorum, şimdi sıra
Abdullah Öcalan ve diğer dört lideri dışında bütün PKK/KADEK yönetici ve
elemanlarına geniş kapsamlı af çıkarılmasına ve Türkiye´deki Kürt nüfusun yoğun
olarak yaşadığı şehir ve kasabaların belediyelerinin özerkleşmesine geldi..
Kısacası Türkiye’nin içine ettiniz.
Devletin
içinde paralel devlet, ajanlar var, tüm bunları paralel devlet yaptı palavraları
doğru değildir.
Türkiye’nin başına ne geldiyse
cumhurbaşkanı Gül, başbakan Erdoğan ve cemaat lideri Hoca efendinin
işbirlikleri yüzünden ve de karşılarında pısırık bir muhalefet olduğundan
geldi.
CHP içine CHP den seçildim ama CHP'li değilim diyenlerin, Apocuların alınması, oy
alabilmek amacı ile cemaatlerle işbirliğine gidilmesi CHP yi kendi
ideolojisinden uzaklaştırırken halkın büyük bir kısmında güvensizlik yarattı.
Bu da AKP için büyük bir şans
diyebiliriz. Durum böyle olunca AKP istediği gibi at koşturur oldu.
17 Aralık yolsuzluğu meydana çıktığı için
başbakanın tüm planları altüst oluverdi. Yalanlardan medet ummaya başlayan
başbakan için zor günler başladı.
TSK ya yapılanların kumpas olduğunu
itiraf etmesi kendi ikbalini kurtarmak için samimiyetsizlikle söylenen
sözlerdir. Başbakan sözlerinde samimi olsaydı kumpas olduğunu söylediği
Ergenekon davasını ve suçsuz olup zindanlarda tutulan vatanseverleri gerçek olmayan
davalar için bir dakika içeride tutmaz ve milleti oyalamadan Torba yasa ile
derhal tahliye ettirir ve gerekirse yeniden yargı yolunu derhal açar beraat
ettirirdi. Bununla da kalmaz itibarlarının geri verilmesini sağlardı.
İnterneti
yasaklamasının sebebi kimse bilgilenmesinden ileri geliyor.
Yolsuzlukların üzerini örtmek için
elinden geleni ardına koymuyor.
HSYK yı Adalet Bakanlığına bağlaması
Türkiye ve rejim için felaketin başlangıcıdır. Teokratik devlet düzenine doğru
pupa yelken yol alan Türkiye büyük bir tehlike içindedir.
Bunu gören aralarında İstanbul, Ankara ve
İzmir'in de bulunduğu 29 baro başkanlığı gazetelere verilen ilanla hukuk
manifestosu yayınladı.
Barolar, yolsuzluk operasyonu
sonrasındaki gelişmelerin kendilerini kaygılandırdığını açıkladı. İlanda,
AKP-cemaat ortaklığının ülkeyi sürüklediği noktanın vahim olduğuna dikkat
çekildi.
"Kumpas"
itiraflarını hatırlatan 29 baronun açıklamasında, "özel olarak seçilmiş
kişilerin haksız biçimde hapislerde tutulması, en yetkili ağızlardan itiraf edildikten
sonra geçen her gün, yüreğinde "hak" barındıran yurttaşa yüktür" denildi.
Türk Halkının büyük bir bölümü olanların
farkındadır, başbakan bunun için telaşlıdır, sıkıntıdadır.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin,
"Ankara'da 6 ilçe için 15 gün süreyle
alınan genel arama kararı, AKP'nin kara ve hukuksuz döneminin kararıdır"
dedi.
"İleri demokrasi diyenlerin
Türkiye'yi, başkenti getirdiği nokta bu. Ne yazık ki polis devleti
uygulamalarını giderek yoğunlaştıran AKP'nin Tunceli'de 2005 yılında il genelinde
aldırdığı bir aylık genel arama kararıyla, 2010 yılında İstanbul Üniversitesi
için aldığı bir yıl süreyle arama kararı vurdumduymazlıkla geçiştirildiği için
faşizan uygulama Başkent Ankara'ya taşındı"
Tekin’in bu sözlerine katılmamak mümkün
müdür?
Başbakan
terörün en azgın olduğu yıllarda Doğu ve Güneydoğuya getirmediği OHAL’i bugün
başkentimize getiriyor.
Başbakan yarınlarına kuşku ile bakar oldu
artık. Haklıda.
Türkiye’yi uçurumun eşiğine sürükledi,
yoksulluk ve yolsuzluk tepelere tırmandı.
Halk bu başbakan ve iktidardan kurtulmak
için Allah korusun her şeyi yapabilir zira sabırlar taşmış durumda. Bu halkı bu
durumlara getiren kendisi ve yönetimidir oysa.
Türkiye’de özgürlük kalmamış ve huzur
kalmamıştır artık. Bundan böyle sıkıntıların artacağı söz konusudur.
Çıkan yasa ile Hükümete tehdit olarak
algılanan siteler doğrudan yasaklanıyor.
Başbakana sormak gerek;
Gmail ve Hotmail gibi mail servisleri
üzerinden e-posta göndermeyi de yasaklanacak mısın? Yoksa asker mektubu gibi
onlarda okunacak mı?
YouTube da yasaklanacak mı?.
Ve
en nihayet yandaş olmayan herkese elektronik kelepçe takacak mısın?
Gidişatın kötü be başbakan, bu milleti 7
düvel durduramamış sen nasıl durduracaksın?
Sen
başbakan sen, ne yazık ki Hitlerden bile acımasızsın. O hiç değilse vatanını
seviyordu.
Not: Aylardır hastalık ile boğuşan, evladını
yitirmenin büyük acısını yaşayan ve beş
yıldır kumpas Ergenekon davası ile tutuklu olan Prof.Dr.Fatih Hilmioğlu nihayet
tahliye edildi. Şükürler olsun. Kendisine acil şifalar dilerim.
Başbakan ve hükümetin diğer üyeleri
tarafından bir kumpas olduğu ve devlet içindeki bir çete tarafından yapıldığı
ifade edilen Ergenekon, Balyoz ve diğer başlıklarla tutsak olan tüm
vatanseverlerimiz derhal tahliye edilmelidirler. Ortada çete yoktur, örgüt
yoktur ve iftira ile, kumpasla mahkeme olmaz verilen kararlar hükümsüzdür.
Davalar düşmüştür. Söylemekten yoruldum artık.
TC.TünaySüer
Yorum Gönder