Gündüz Akgül: El insaf!.. (2)

Gündüz Akgül: El insaf!.. (2)
Amatörce yazmaya başladığım günden beri bir olayı en kısa şekilde özetleyen özdeyişleri kullanmayı çok seviyorum.
Bunlardan biri “Yok artık, bu kadar da olmaz” anlamında kullanılan “El İnsaf” özdeyişidir.
Başbakan, “PKK dışarıdan yardım almadan ayakta durması mümkün değildir. (doğrudur. G.A.) ....İçerde de destek aldığını, kimi örgütlerle, kimi çetelerle iş birliği içinde olduğunu, bazı iddianameler ortaya koyuyor. Ergenekon iddianamesinde buyurun bunları görürsünüz”
Dediğinde;
05.07.2010 tarihli ve El İnsaf (1) Başlıklı yazımda;
“İddianameler kesin yargı kararları değildir. İddianamelerde yazılı olan savlar, mahkeme kararıyla kesinleştiğinde ancak itiraz edilmeyen kesin yargı kararı haline dönüşür.  Kesin yargı kararına kadar, anayasa ve yasalarda belirtilen masumiyet karinesi gereği hiç kimse suçlu olarak gösterilemez.
Bir Başbakan yurttaşlarını suçlarken elinde somut ve kesin kanıtlar olmalıdır. Aksi halde inandırıcılığını kaybeder.
Bu savında kaybettiği gibi, Başbakana “El insaf” demekten başka yanıt bulamıyorum.” Demiştim.
Bu kez;
Başbakan, İstanbul’da toplu açılış töreninde konuşurken, “Paralel örgüt CHP ile MHP'yi parmağında oynatıyor, paralel yapının CHP ile ittifak halindedir. Yolsuzluğa izin vermeyeceğiz ve yapana da müsamaha göstermeyeceğiz.
Bunlar yolsuzluğu sorgulayamaz. CHP olsa olsa yolsuzluk yapar.
Bu şantaj ve komplo çetesini ortadan kaldırıp özgürlüklerin önünü daha da açacağız 30 Mart yeniden bir ayağa kalkış olacak”
Deyince;
Bu gün ikinci kez yazıya “El İnsaf” başlığını koymak zorunda kaldım.
-On iki yıldır İktidarda olan kendi partisi…
-Üç seçimde paralel dediği örgütle ittifak halinde olan ve oylarını alan kendi partisi…
-10. Türkçe Olimpiyatlarının kapanış konuşmasında ad vermeden Fetullah Güleni kastederek “Gurbet hasrettir. Hasret bedeli çok ağırdır. Biz, gurbette olup, şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları aramızda görmek istiyoruz. Diyoruz ki, bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz” diyen Başbakan…
-2009 Yılında Manisa İl kongresinde, ''Mafyayı çökerttik, çeteleri bitirdik, Ergenekon'u tepeledik. AK Parti bunu yapıyor'' Diyen Bülent Arınç. Nerden çıktı çökertilmeyen bu paralel örgüt!..
-17 Aralık Yolsuzluk savından sonra, çete, paralel yapı, örgüt diye nitelendirilen cemaate seslenerek, "Her şeyin garantisi biziz. O cemaatler beni çok iyi bilir. Ben onları çok iyi biliyorum. Bursa'dan bu cümleme dikkat etsinler; Biz varsak, siz de varsınız. Biz yoksak siz de yoksunuz" Diyen Bülent Arınç…
-Cemaatle kavgaları başlayınca “Ne istediler de vermedik” diyen Başbakan…
-“Ergenekon davasının Savcısıyım” diyen Başbakan, “Cemaat Orduya kumpas kurdu” diyen, Başbakan Başdanışmanı ve AKP Milletvekili Yalçın Akdoğan…
-17 Aralık Yolsuzluk savlarından önce yıllarca koruma altında alan, özel arabalar tahsis eden, haklarında yapılan yakınmalara soruşturma izni vermeyen, malum davaların yargıçlarını ve Cumhuriyet savcılarını bu gün paralel yapı mensubu savıyla hallaç pamuğu gibi sağa, sola atayan kim? AKP iktidarı.
17 Aralık yolsuzluk savları öncesi Cemaatin;
-Kim ortağı?
-Kim parmakta oynamış?
-Kim ne karşılığı ne ödün vermiş?
Bu söylemler çok açık ve net ortaya koyuyor.
Bu gün meydana gelen kavga ortamında kendisini bu işten sıyırmak için CHP’yi günah keçisi gibi göstermek tekrar bana “El İnsaf” dedirtiyor.
Sizi Bilmiyorum…

11.02.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget