Sıfırlandı! - Necati Doğru

Sıfırlandı! - Necati Doğru
Para bu, yoktan var olmaz, vardan yok olmaz. El değiştirir. Sahip değiştirir. Kılık değiştirir. Yer değiştirir. Sonunda bir yerden çıkar. Köpekler, kendi kokularını izlerler. Para da köpekler gibi kendi kokusuna akar. Para sıfırlanmaz.
Sıfırlanan kişi olur.
Sıfırlandı.
Söylenecek söz bulundu:
“Al paranı da git…”
Türkiye’ye başbakan oldu.
Bölücülük yaptı.
Villa çoğalttı.
Halkı ikiye parçaladı.
Zenginleşme peşinde koştu.
Her Cuma camiye gitti, her nutkunu Allah adıyla ve “insanlar bir tarağın dişleri gibi eşittir…” diyen Hz. Muhammed‘in sözleriyle güçlendirdi. ABD elçilerinin raporlarına; “İsviçre’de 8 ayrı hesabı var…” kriptoları ile girdi. Dolar biriktirme, Euro yavrulama, villa stoklama, arsa büyütme, rant peydahlatma, havuz oluşturma, oğlunun vakfına bağış yağdırma bilgileri, belgeleri, kanıtları sayfalara sığmıyor.
Kağıt yetmiyor.
Kalem kafi gelmiyor.
Akıl kabul etmiyor.
Oğlum Bilal, “evdeki paraları sıfırla… amcanda… ağabeyinde… eniştende… Sümeyye geldi mi… bütün paraları elden çıkarın…” sözlerini duyanların nutku tutuluyor. Oğlunun da Başbakan babasına; “… 30 milyon Euro’yu henüz eritemedik…” diye son dakika haberi vermesini vicdanlar titreyerek dinliyor.
* * *
Yavrusu 30 milyon Euro!
Anasını artık tahmin et!
Anası bu kadar iri para!
Yeme parası olabilir mi?
Yoksa siyasi bir fon mudur?
İktidarı pekiştirme parası!
Adam satın alma parası.
Güce kaynak olma parası.
Bu para neyin parası?
Bu kadar büyük para bir defada nasıl toplanır? Bir tek havuza nasıl sığdırılır? Bu kadar para kaç yılda, kaç havuzda, kaç defa doldurulup, boşaltılarak birikir? Çamlıca’da villa evde duranlar milyar dolara ulaşıyorsa; evde durmayanlar kaç milyar dolara varıyor?
Her işlemden mi alındı?
Her alışın yüzdesi mi vardı?
Her satışın rayici neydi?
* * *
Burası Ortadoğu.
Bütün kuvvetler teklenir.
Yasama, yürütme, yargı.
Basın, cami, tarikat.
Hepsi tek adamda toplanır.
Burada para ilah olur.
İktidarın parçası yapılır.
İran’dan Şah Rıza‘nın da, Irak’dan Saddam‘ın da, Libya’dan Kaddafi‘nin, Mısır’dan Mübarek‘in ve Uganda’dan İdi Amin‘in ve saymakla bitmez bir yığın irili ufaklı diktatör eğilimli Ortadoğu liderinin de “iktidar sahipliğini büyük para sahipliğine dönüştürdüğü” tarihin sayfalarında yazılıdır.
Şah yüzde 10 alıyordu.
Saddam yüzde 8…
Kaddafi yüzde 5…
Güç fonları kurmuşlardı.
Yıkılmayacaklarını sanıyorlardı ve kendi ülkelerinde kendi taraftarlarını; “Dik dur eğilme, bu millet seninle…” benzeri yüreklendirmelerle alkışlatıyorlardı.
Yıkıldı, gittiler.
* * *
Bizimki sıfırlandı.
Al paranı da git oldu.
Paralel yapının son telefon konuşma kaseti için dublajdır, kurgudur, sahtedir, piyestir, alçakça, edepsizce, ahlaksızca montajdır diyor. Bizim, “Başbakan Baba ile oğlunun sesini bu kadar hakiki, bu kadar refleksiz, kelimeleri bu kadar orjinaline uygun ezerek piyese dönüştürecek” artistimiz ve rejisörümüz olsaydı hiç değilse bir tane Oscar ödüllü filmimiz olurdu.
Para üstü!
Başbakan ile oğlunun konuşmalarında “para üstü olarak konaklardan bir daire alındığı” bilgisini de öğrendik. Bu da ekonomimizin gücünü, rantların ne büyük getiri kazandırdığını gösterdi. Bu durumda; Ukrayna Devlet Başkanı Victor Yanukoviç‘in ülkesinden kaçarken valizlere doldurup götürdüğü bizimkinin yanında fındık fıstık çerez parası gibi kaldı.

 Necati Doğru

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget