Para bu, yoktan var olmaz, vardan yok olmaz. El değiştirir. Sahip
değiştirir. Kılık değiştirir. Yer değiştirir. Sonunda bir yerden çıkar.
Köpekler, kendi kokularını izlerler. Para da köpekler gibi kendi
kokusuna akar. Para sıfırlanmaz.
Sıfırlanan kişi olur.
Sıfırlandı.
Söylenecek söz bulundu:
“Al paranı da git…”
Türkiye’ye başbakan oldu.
Bölücülük yaptı.
Villa çoğalttı.
Halkı ikiye parçaladı.
Zenginleşme peşinde koştu.
Her
Cuma camiye gitti, her nutkunu Allah adıyla ve “insanlar bir tarağın
dişleri gibi eşittir…” diyen Hz. Muhammed‘in sözleriyle güçlendirdi. ABD
elçilerinin raporlarına; “İsviçre’de 8 ayrı hesabı var…” kriptoları
ile girdi. Dolar biriktirme, Euro yavrulama, villa stoklama, arsa
büyütme, rant peydahlatma, havuz oluşturma, oğlunun vakfına bağış
yağdırma bilgileri, belgeleri, kanıtları sayfalara sığmıyor.
Kağıt yetmiyor.
Kalem kafi gelmiyor.
Akıl kabul etmiyor.
Oğlum
Bilal, “evdeki paraları sıfırla… amcanda… ağabeyinde… eniştende…
Sümeyye geldi mi… bütün paraları elden çıkarın…” sözlerini duyanların
nutku tutuluyor. Oğlunun da Başbakan babasına; “… 30 milyon Euro’yu
henüz eritemedik…” diye son dakika haberi vermesini vicdanlar titreyerek
dinliyor.
* * *
Yavrusu 30 milyon Euro!
Anasını artık tahmin et!
Anası bu kadar iri para!
Yeme parası olabilir mi?
Yoksa siyasi bir fon mudur?
İktidarı pekiştirme parası!
Adam satın alma parası.
Güce kaynak olma parası.
Bu para neyin parası?
Bu
kadar büyük para bir defada nasıl toplanır? Bir tek havuza nasıl
sığdırılır? Bu kadar para kaç yılda, kaç havuzda, kaç defa doldurulup,
boşaltılarak birikir? Çamlıca’da villa evde duranlar milyar dolara
ulaşıyorsa; evde durmayanlar kaç milyar dolara varıyor?
Her işlemden mi alındı?
Her alışın yüzdesi mi vardı?
Her satışın rayici neydi?
* * *
Burası Ortadoğu.
Bütün kuvvetler teklenir.
Yasama, yürütme, yargı.
Basın, cami, tarikat.
Hepsi tek adamda toplanır.
Burada para ilah olur.
İktidarın parçası yapılır.
İran’dan
Şah Rıza‘nın da, Irak’dan Saddam‘ın da, Libya’dan Kaddafi‘nin,
Mısır’dan Mübarek‘in ve Uganda’dan İdi Amin‘in ve saymakla bitmez bir
yığın irili ufaklı diktatör eğilimli Ortadoğu liderinin de “iktidar
sahipliğini büyük para sahipliğine dönüştürdüğü” tarihin sayfalarında
yazılıdır.
Şah yüzde 10 alıyordu.
Saddam yüzde 8…
Kaddafi yüzde 5…
Güç fonları kurmuşlardı.
Yıkılmayacaklarını
sanıyorlardı ve kendi ülkelerinde kendi taraftarlarını; “Dik dur
eğilme, bu millet seninle…” benzeri yüreklendirmelerle
alkışlatıyorlardı.
Yıkıldı, gittiler.
* * *
Bizimki sıfırlandı.
Al paranı da git oldu.
Paralel yapının son
telefon konuşma kaseti için dublajdır, kurgudur, sahtedir, piyestir,
alçakça, edepsizce, ahlaksızca montajdır diyor. Bizim, “Başbakan Baba
ile oğlunun sesini bu kadar hakiki, bu kadar refleksiz, kelimeleri bu
kadar orjinaline uygun ezerek piyese dönüştürecek” artistimiz ve
rejisörümüz olsaydı hiç değilse bir tane Oscar ödüllü filmimiz olurdu.
Para üstü!
Başbakan ile oğlunun konuşmalarında “para üstü olarak konaklardan bir
daire alındığı” bilgisini de öğrendik. Bu da ekonomimizin gücünü,
rantların ne büyük getiri kazandırdığını gösterdi. Bu durumda; Ukrayna
Devlet Başkanı Victor Yanukoviç‘in ülkesinden kaçarken valizlere
doldurup götürdüğü bizimkinin yanında fındık fıstık çerez parası gibi
kaldı.
Necati Doğru
Yorum Gönder