Güzel ülkemizde gün geçtikçe işlerin ters gittiğini, insanların, siyasi düşünceleri, dini inanışları ve ırkları nedeniyle ayrıştırıldıklarını, bu gidişe neredeyse her kesimden katkılar yapıldığını, yolsuzluk savlarının havalarda uçuştuğunu, 11 yıl ortaklık yapanların birbirlerini çete, paralel devlet, illegal örgüt diye suçlamaya başladığını gördükçe, benim yaşımda olanların eskiye özleminin gittikçe arttığını söylemek pek abartı sayılmamalıdır.
Bu nedenle çocukluğumun, gençliğimin ve anılarımda ki siyasileri, bürokratları, eğitimcileri, sporcuları ve yurttaşları büyük bir özlemle arıyorum.
-Mustafa Kemal Atatürk’ün sofrasında, hocası Millî Eğitim Bakanı Esat Mehmet Bey, “kız öğrencilerin kısa etek, kısa çorap ve kısa kollu gömlek giymelerini uygun bulmadığını, bu nedenle daha kapalı giyinmelerini bir genelge ile okullara duyuracağını” Söyleyince, “Yanlış düşünüyorsunuz beyefendi! Bu bir gericiliktir. Kadınlar eski durumda yaşayamazlar. Devrimlerden en önemlisi, kadınlara verilen haklardır. Başka türlü batılılaşmakta olduğumuzu iddia edemeyiz. Bu kokuşmuş kafayla devlet yürümez!" diyen, Mustafa Kemal tarafından "Sözlerinizde hoşgörülü ve ölçülü olunuz." Uyarısı yapılan, buna karşın devrimleri savunan, sonradan da Mustafa Kemal Atatürk tarafından Milli Eğitim Bakanlığına getirilen ve Milli Eğitimde büyük devrimler gerçekleştirin Dr. Reşit Galip’i, arıyorum.
-Mustafa Kemal Atatürk’ün, iki kimsesiz çocuğu parasız yatılı okula kaydetmesi için emir verdiği, ancak “Emirleriniz gereği iki çocuğun, H.P. Lisesi’ne paralı yatılı olarak kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzlar ekte takdim ediyorum. Arkasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi birisi bulunduğu için, bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. …” Diye işlem yapabilen ve Atatürk’ün takdirini kazanan Milli Eğitim Bakanı Abidin Özmen’i arıyorum.
-Ülkeme ışık saçan Köy Enstitülerinin mimarları, efsane Milli eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’u arıyorum.
-“Ben her güreşte arkamda Türk Milleti’nin bulunduğunu ve milletin şerefini düşünürüm.“ Diyen Cihan Pehlivan Kurtdereli‘nin bu sözünü çok taktir eden Mustafa Kemal ATATÜRK, kendisine yazdığı mektubun içine maaşından kesilmek üzere 1000 liralık İş bankası çekini koyar ve “Çoluk çocuğun için sana ufak bir armağan gönderiyorum. O, bu mektubumla beraberdir. Pehlivan ömrünün tam sağlıkla uzun sürmesini dilerim.” Der.
Kurtdereli, kısa bir süre sonra, bankaya gidip çeki verir, 1000 Liralık ödül kendisine ödenir. Ama Kurtdereli bankadan gitmez. Niçin beklediği sorulur; “Çeki vermenizi bekliyorum” der. “Parayı aldın, çek bizde kalacak. Bu işlerin usulü böyledir.” diyor banka müdürü.
Kurtdereli ise “O halde alın bu 1000 lirayı, benim çekimi geri verin” der. Şaşıran banka müdürü: “Neden?” diye sorunca Kurtdereli: “Orada Mustafa Kemal’in resmi ve altında da imzası vardır.” der.
Atatürk’ün, el yazısı ve imzası bulunan o çeki ömür boyu saklayabilmek için, 1000 Lira ödülü, red eden Kurtdereli gibi büyük önderi taktir eden ve değerini bilen yurttaşlar arıyorum.
-Genç yaşta kaybettiğimiz efsane Futbolcu Metin Oktay, "Kaptan olduğumda, kale seçiminde hep tura derdim varsın gelmesin. Benim derdim Atatürk’ün yüzü yere gelmesin” diyen aydın sporcuları arıyorum.
-Sosyal medyada sık sık fotoğraflarını yayımlanan, üstü başı yırtık, ama başları dik duran, kurtuluş savaşının yurtsever erlerinin duruşunu gösterebilen yurtseverler arıyorum.
Dahası, 20. ve 21 asrın tartışmasız büyük önderi Mustafa Kemal Atatürk’ümü arıyorum.
21.02.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder