Hıçkırık Boğaza Düğümlenirken - Gündüz Akgül

Cumhuriyetin temel değerlerini, yurdun bağımsızlığını, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü içselleştirerek, barış içinde, birbirimizi ötekileştirmeden, hareket etmezsek ülkemiz bu belalardan kutulamaz…

Hıçkırık Boğaza Düğümlenirken - Gündüz Akgül
Türk ordusunda görev yapan yurtsever ve Cumhuriyetin temel değerlerini içselleştirmiş subaylarına, yurtsever aydınlara, bu gün maskesi düşen FETÖ taraftarı bir gurup ordu mensuplarının, Cumhuriyet Savcısı ve Yargıçların kurdukları alçakça kumpas, kötü niyetli olanların dışında herkesin kabul ettiği bir gerçektir…
Bu gerçek, o guruba mensup ordu mensubu hainlerin darbe girişimi ve sonunda tutuklanmaları, Cumhuriyet Savcısı ve Yargıçların bir bölümünün yurt dışına kaçışları, bir bölümünün de meslekten ihraç edilerek tutuklanmalarıyla kanıtlanmış olduğu için kimsenin yadsıma (inkâr etme) şansıda yoktur…
Bu yurtsever subaylardan birini bu gün bir televizyon programında dinlerken içim sızladı ve onunla birlikte yoğun duygular yaşadım…
Bu yurtsever subay, Kardak kahramanı SAT komandolarının komutanı, “Kardak’ta kahraman, Hasdal’da esir”  kitabının yazarı Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen’di…
Soluk soluğa okuduğum kitabında kumpası tüm açıklığı ve kanıtlarıyla ortaya döktüğü gibi, televizyon programında da aynı açıklıkla olanları dile getirirken bir yere geldi ve yutkundu, hıçkırıkları boğazında düğümlendi, program yöneticisinden özür dileyerek toparlandı ve yürekler yakan acıklı olayın anlatımını ancak tamamlayabildi…
Sözcük yerinde ise o an bende bittim…
Kardak Kahramanı, Hasdal esiri Albay Ali Türkşen’e zor anlar yaşatan olay şöyle;
“Tutuklandığımda 7 yaşında olan oğluma geçeği anlatmadık. Oğlum annesiyle cezaevine ziyaretime geldiğinde bir süre burada görevlendirildim. Görevim bitince eve döneceğim diye kendisini ikna ettik. Aradan iki yıl geçti tutukluğum hala devam ediyordu. Gerçeği anlatmaya karar verdik. Kız kardeşiminde evimizde olduğu bir gün eşim oğluma, babanın yattığı yer var orası ceza evidir. Baban hiçbir kötülük yapmada bazı amcalarla anlaşmazlığı olmuş onun için orada. Baban kötü insan değil diye söylemiş. Kız kardeşimde ağabeyim kötü insan değil, kötü olsa ben onu sever miydim? Demiş.”
Burada filim koptu, Kardak kahramanı yutkundu, hıçkırıklar boğazına düğümlendi, özür diledikten sonra olayı şöyle tamamladı…
“Oğlum yemekte çatalı, kaşığı bırakarak, annesine ve halasına ‘siz nasıl insansınız o kötü olsa bile benim babamdır’ diyor”
Böyle acıklı bir öyküyü dinleseniz ne yaparsınız?
Bende onu yaptım. Gözyaşlarımı tutamadım…
Bu acıklı öyküden çıkardığım dersle diyorum ki;
Cumhuriyetin temel değerlerini, yurdun bağımsızlığını, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü içselleştirerek, barış içinde, birbirimizi ötekileştirmeden, hareket etmezsek ülkemiz bu belalardan kutulamaz…
56 Müslüman ülke içinde tek laik ülke, Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN Türkiye Cumhuriyetidir…
Bunun kıymetini bilelim…

27.07.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget