Direniş zamanı - Tünay Süer

Direniş zamanı - Tünay Süer
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Meclis İç Tüzük Yasası'nın değişmesiyle birlikte "tabuta son çivinin" de çakılmış olacağını savunarak, vatandaşlara "şiddet içermeyen bir pasif direniş" çağrısında bulundu.
Erdoğdu’yu kutlarım.
Nihayet CHP’nin içinden doğru bir ses çıktı.
Evet, hırsızlığın kol gezdiği, yargının çöktüğü, seçimlerin adil olmadığı, vatandaşın can ve mal güvenliğinin kalmadığı bir ülke olduk.
Her gün gelen şehit haberleri ve gencecik fidanlarımızı hayatlarının baharında yitirmiş olmanın acısını yaşıyoruz.
TBMM’sindeki hükümranlıkları yetmezmiş gibi AKP şimdi Erdoğan’ın emri ile Meclis İç Tüzük Yasası’nı değiştirerek hâkimiyetini resmileştirmek ve muhalefeti tamamıyla susturmak istiyor.
Zaten mecliste her zaman AKP’nin istediği oluyor.
Erdoğdu, yıllardır demokrasi içinde mücadele ettiklerini belirterek "Biz yıllardır demokrasi içerisinde mücadele için çabalıyoruz...
Biz demokrasi için direndikçe AKP bastırıyor.
Artık sona yaklaşıyoruz"
"İç Tüzük değişikliği ile Meclis'in fiilen ilga edilmiş olacağını" söyledi.
Ah be kardeşim!
Perşembenin gelişi Çarşambadan belli değil miydi?
Bu güne kadar nerelerdeydiniz diyorum…

                                                    ***
Kılıçdaroğlu bugün grup konuşmasında hayatının en güzel konuşmasını yaptı bence.
Merak ediyorum, acaba kaç kişi dinleyip bilgi sahibi oldu dersiniz?
Veziriazam Binali Beye 11 soru sordu.
Sorduğu sorular cuk oturmuş derler ya aynen öyle, ne var ki sanki kendi söyleyip kendi dinliyor gibi.
Çünkü asla cevap alamayacağız.
Sonra birde ne var biliyor musunuz? Konuşmakla olmuyor bu işler.
Eylem gerek.
Mecliste de konuşuyorlar, ne oluyor?
AKP bildiğini okuyor…
Kılıçdaroğlu konuşmasının sonunda,
“Samimi Müslüman kardeşlerime sesleniyorum, bizim samimiyetimize inanın. Biz her koşulda Türkiye’nin çıkarlarını savunan bir partiyiz, her kişinin kimliğine saygılı bir partiyiz” dedi.
CHP’nin özü budur zaten ama bir beyaz, bir siyah deyince yürümüyor bu işler.
Üzerine bastıra bastıra PKK terör örgütüdür demelidir.
Partinin içindeki PKK sempatizanlarını, Atatürk düşmanlarını derhal ihraç etmelidir.
Tunceli’ye Dersim dememelidir.
Artık Aykut Erdoğdu’nun dediği gibi sona gelinmiştir.
Ne yapılacaksa zaman geçirmeden yapılmalıdır.
Türk Ordusunun şerefli komutanlarının, aydınlarımızın Silivri ve diğer zindanlara kapatılıp tutsak edildiklerinde anlayıp dinlemeden veya her hangi bir sebepten dediğiniz “Darbeciler temizlensin” sözleri gibi hata yapılmamalıdır.
Feto denilen vatan hainine övgüler yağdıranları CHP bağrında barındırılmamalıdır.
Diyarbakır’a İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde Diyarbakır deyip Diyarbakır’da Amed dememelidir.
HDP nin yakınında olmamalı, hiçbir eylemine katılmamalıdır.
Ömer Faruk Eminağaoğlu gibi mücadele etmeli, halka ve meydanlara inmelidir.
Şehir, şehir, köy, köy dolaşıp gerçekler halka duyurulmalıdır.
Her zaman dediğim gibi Atatürk’te birleşilmeli millî güç oluşturulmalıdır.
Tek çıkış, kurtuluş yolumuz, demokrasisi yara almış ülkemizde demokratik bir şekilde birlikte mücadele ile olacaktır.
Bunca yolsuzluğa, hırsızlığa, israfa, yoksulluğa karşın bu aymazları durdurmanın
tek çaresi budur çünkü.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget