Türban - Gündüz Akgül

Türban - Gündüz Akgül
Ne seni takanlar, nede taktıranlar, anlatılan gerçekleri anlamamazlıktan gelerek seni siyasi çıkarları için kullandıklarından, bu gün onlarla değil seninle konuşmak istedim…
Seni takanlar, Allah’ın emrine yerine getiriyoruz diyorlar…
Oysa kutsal kitabımızda tarif edilen sen değilsin adın yok orada…
Annemin, bacımın, yârimin taktığı başörtüsü var…
Seni taktıran ve takanların dayandıkları, Nur süresi 31. ayetinde “başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar”  diyor. (Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk-Kuranı Kerim ve Türkçe Meali)
Bu ilahi emir, senden değil, annemin başörtüsünden bahsediyor…
Saç teli görünmeyeceğinden de bahsetmiyor, göğüs yırtmacının kapanmasını emrediyor…
Seni siyasi malzeme olarak kullananlar, bunu biliyorlar…
Ama seni takanlara doğruyu söylemek işlerine gelmiyor…
Oysa seni takanlar hakkında kutsal kitapta daha neler var, neler…
Seni takanlara, onları anlatmakta siyasilerin işlerine gelmiyor…
Seni takıp siyasetçilere malzeme yapanlar, senin dışındaki diğer ilahi emirlerin hiç birini kabul etmeyeceğini siyasetçiler çok iyi bildikleri için es geçiyorlar…
Örneğin,
- Nisa Süresi 3. ayetinde ki ilahi emre göre, (adaletli davranmak koşulu ile) 4 kadınla evlenilebileceği yazılı. (Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk- Kuranı Kerim ve Türkçe Meali) hiçbir erkek eşine bunu bir ilahi emir olarak kabul ettiremeyeceğini biliyor…
Çünkü büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, Yurttaşlar Yasası ile tek evliliği getirerek kadınları 3 kumadan kurtarmayı güvenceye almıştır…
Artık boş ol diyerek kadını kapının önüne bırakmakta yok…
Boşanmanın koşulları da yasada yazılı ve Yargıç kararına bağlı…
-Nisa Süresi 11. ve 176. ayetlerinde mirasta kızlara bir, erkeklere iki pay verileceği yazılı. Miras hukuku bu konuyu da seni takanların lehine değiştirerek eşitliği sağladı. (Ayni Türkçe Meal) Belleğimizde tazeliğini koruyan, Hocaları Erbakan’ın kızlarının miras için kardeşi ile mahkemelik olduklarını sende anımsıyorsun…
-Nisa süresi 34. ayetinde, serkeşlik eden kadınların önce nasihat, sonra yataklarının ayrılması yine dinlemezlerse dövülmesi ilahi emri var. (ayni Türkçe Meal) Ceza yasası bunu suç olarak tanımlıyor ve seni takanları güvenceye alarak, karısını döven erkeği cezalandırıyor…
-Bakara süresi 282 ayetinde “erkeklerinizden iki kişiyi tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan biri erkek ve iki kadın gerekir.” (Ayni Türkçe Meal)…
Yurttaşlar Yasası, seni takarak siyasiler malzeme yapanların lehine eşit yurttaş ilkesini benimsedi…
-Nur suresi 2. ayetinde zina yapan erkek ve kadına 100 değnek vurulması ilahi emri var. (Ayni Türkçe meal) Seni siyasi malzeme olarak kullananların iktidarı döneminde, bu ilahi emre aykırı olarak zina suç olmaktan çıkarılarak sadece boşanma nedeni sayıldı. Öyle olmasaydı bile kabul ettiğimiz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Ceza yasamız bunu işkence olarak kabul edip hürriyeti bağlayıcı ceza (hapis) ile cezalandıracaktı…
Diğer bir söylemle, seni takanlar 100 değnekle cezalandırılmayacaktı…
Ey Türban, asıl söylemek istediğim, seni takanların laiklik ilkesinin ve demokratik hukuk devletinin kendilerine ne gibi haklar sağladığının bilincinde olmayarak, kendileri hakkında yukarda açıkladığım ilahi emirler içinden cımbızla seni seçerek siyasilere malzeme yapmalarıdır...
Şimdide, Okullardaki Kılık Kıyafet Yönetmeliğini değiştirerek seni 10 yaşındaki bebelerin başına sardılar…
Onlar hala çocuklar, istekleri alınmadan bunu yaptılar…
Orada durmakta rahat mısın?..
Yoksa, “ben istemedin zorla yaptılar” diye vicdan azabı çekiyor musun?..
Söyle Türban, dile gel söyle ki siyasi malzeme olmaktan kurtulasın…
Bizler Anadolu insanıyız, hepimizin annesinin, bacısının, yârinin başında başörtüsü var. Biz ona halk diliyle kimi yerde yazma, kimi yerde leçek deriz. Yazma ve leçek altında saçı önden örten bant yoktur. Dinine bağlı Anadolu kadınının doğal örtünme aracıdır. Onunla hiçbir sorunumuz olamaz…
Çünkü onun takanların laik rejimle bir sorunu yoktur…
Seni takanlar ve onlara taktıranların içinde iyi niyetliler olabilir, ama şunu biliyoruz ki takanların ve taktıranların çoğunun laik rejimle kan uyuşmazlıkları var…
Kabul etmediğimiz bu…
Yoksa sorun sen değilsin…
Şimdi, seni takanlara soruyorum…
-Dürüstçe yanıt verin. İnancınız gereği bu ilahi emirleri de kabule hazır mısınız?
-Özel yaşamınızda hiç kimse ne giydiğinize, ne taktığınız karışamaz, karışmaya da hakları yoktur…
-Herkese ait olan kamu alanında takmayı zorlarsanız, bu alanda takmayanların sahasını da işgal etmiş olursunuz…
-Danıştay, Yargıtay ve herkes için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları da bu yöndedir…
-Ayrıca, 63 Müslüman ülkesinde sadece laik rejimle yönetilen tek ülke Türkiye’de, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk aydınlanmasıyla sizlere tanınan haklara karşın, bu aydınlanmanın karşısında yer alarak vefasızlık yaptığınızın farkında mısınız?..
İşte böyle Türban…
Hata sende değil, kadınlar hakkındaki diğer ilahi emirleri göz ardı ederek, seni dinimizin emri diye tanımlayıp siyasi malzeme olarak kullandıran ve kullananlardadır…
Sevgili okuyucular kusura bakmayın, günümüzün konusu türbanla sohbete dalarken yazı biraz uzun oldu…
Af ola…

08.10.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget