İhale; Devlet İhale Kanununa göre, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım gibi işlerinin, anılan yasada belirtilen hükümlere göre yürütülmesi işlemine verilen yöntemin adıdır.
Devlet alım satımlarında, hizmet ve yapım gibi işlemlerinde, ilgili yasada belirtilen ihale yöntemlerini uygulamanın amacı;
Devletin halka sunduğu ihtiyaçların ve hizmetlerin;
En iyi şekilde,
En uygun şartlarla,
Zamanında karşılanması,
Devletin alım ve satımlarında hizmet ve yapım gibi işlemlerinde şeffaflığın(açıklığın),başka bir anlatımla dürüstlüğün sağlanması, yolsuzlukların önüne geçilmesi,
Rekabetin, rekabet ortamının sağlanmasıdır.
Hal böyle iken; hasbel kader, ülkemizde Tarım Bakanlığı koltuğuna oturmuş bir zat-ı muhterem, et ithaliyle ilgili ihaleyi seçmen adına sorgulayan gazeteci bir bayana, adeta hakaret ediyor, görevini yapması ve İhale Kanununu hatırlatması nedeniyle, bu gazeteciyi ıvır zıvır işlerle uğraşmakla, maskaralık yapmakla ve kendisine kumpas hazırlamakla suçluyor, kendisine bir daha yanına yanaşması izninin verilmeyeceği ile tehdit ediyor.
Ne biçim bir terbiye ve ahlak dışı, demokrasi karşıtı, aymaz bir bir davranıştır bu Allah’ınız aşkına? Anlayabilene Aşk olsun.
İşte size tek adam rejiminden çok çarpıcı bir manzara. Tek adam rejimini tarif ediniz deseler, Tarım Bakanının gazeteci bayana yönelik bu davranışı kadar güzel tarif edemezsiniz.
Bu zat seçilmiş ve bakan olmuş olmakla; kendisinin, millet adına her türlü kanunsuzluğu yapabileceğini, görevini yapan dördüncü kuvvet basın organı mensuplarına hakaret edip itibarsızlaştırabileceğini zannediyor, ama yanılıyor.
Demokrasilerde bunun böyle olmadığını bilmesi gereken bu bakan, sanırım kendi aklında gizli olan, ama eylem ve söylemleriyle hiçbir gizliliği kalmayan, demokrasi dışı kendi rejimini uygulamaya koyuyor.
Gazetecilere yönelik bu anti demokratik eylem ve söylemleriyle öne çıkan Tarım Bakanı hakkında, bakalım Sayın ERDOĞAN ne düşünüyor?
21/10/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder