Yurt içi ve yurt dışından akla hayale gelmedik yollarla insanlar, para sızdırmak, çalmak için bin bir yol ve metot uyguluyorlar. Ülkemizde Jet Fadıl’dan tutun da, apartman dairesini üç-beş on kişiye satan müteahhidine, aşağıdan taa yukarılara kadar çeşit çeşit dolandırıcılar var. Adaleti, ekonomisi bozuk bir ülkede akla hayale gelmedik bin bir çeşit dolandırıcılar olur.
Dolandırmak için evlenen kadınlar.
Köy ve kasabalarda eşleri ölmüş yaşlı insanların zor evlendiklerini veya evlenemediklerini gören-bilen dolandırıcılar, komşu Gürcistan, Azerbaycan gibi ülkelerden gelen bu evlenme dolandırıcılığını iyi bileni olan kadınları getiriyorlar. Yaşlı insanlarla o malum kadınlarla tanıştırıyorlar. Dolandırıcı, evlenecek yaşlıdan komisyonunu alıp aradan çekiliyor. Kadın allem edip, kalem edip evlenme heyecanı içinde olan adamı kandırıyor, adamı takı, giysi, para dolandırıp yükünü tuttuktan sonra, kadın ortadan kayboluyor. Anadolu köylerinde böylesine dolandırılan insanlar pek çoktur. Dolandırılan adam, utancından sırrını kimseye de açamıyor.
Gaziantep’te lise edebiyat öğretmeni bir hemşerimin öğretmen eşi ölmüştü. Bunu bana o anlatmıştı. Sonradan tanıdığı veya tanıştırıldığı bir kadınla evleniyor. Kadın bir süre sonra eşinin bir yere gittiği zamanda, bir kamyon getiriyor eşyaları yükleyip gidiyor, ortadan kayboluyor.
Dolandırıcılık artıyor
Türkiye'de 4 yıl içerisinde 447 bin 656 dolandırıcılık olayının meydana geldiği, bu suçun en fazla kamudan haksız çıkar sağlama yoluyla işlendiği belirtildi.
Dr. Jandarma Yüzbaşı Abdurrahman Yılmaz, şöyle dedi:
“Dolandırıcılık hakkında bilgisi olup olmadığına göre mağdurlar 4 kategoriye ayrılmaktadır. Dolandırıcılığı bilmeyenler, bilip ihbar edenler, bildiği halde ihbar etmeyenler ve dolandırıcılığa maruz kaldığını anladığı halde inanmayanlar. Dolandırıcıların asıl hedefi kitleyi büyütebilmektedir. Dolandırıcılar için herkesten küçük bir miktar almak, birkaç kişiden çok miktarda alıp dikkatleri üzerlerine çekmekten daha mantıklı bir yol olarak görülmektedir."
Yüzbaşı Yılmaz, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerini derlerken, savcılıklara aktarılan dolandırıcılık vakalarında dava açanların sayısının 2010'da 74 bin 659, 2011'de 78 bin 89, 2012'de 87 bin 523, 2013'te 103 bin 682, 2014'te 103 bin 703 olduğunu bildirdi. Geçmiş yıllardaki rakam verilerine baktığımız zaman dolandırıcılığı her geçen yıl artmakta olduğunu görüyoruz.
İletişim, internet çağı ilerledikçe, dolandırıcılık metotları ve usulleri de o denli artıyor.
Yapılan araştırmaya göre Türkiye'de yapılan dolandırıcılıklar ve oranları şu 15 başlıkta toplandı:
Kamudan haksız menfaat (Yüzde 18.5),
Sosyal mühendislik/senaryo (Yüzde 16.5),
Kapıdan satış (Yüzde 12),
Sözde fırsat yatırımı: (Yüzde 9),
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) Dolandırılması (Yüzde 8.5)
Evlendirme veya evlenme yoluyla dolandırıcılık (Yüzde 6.5)
Satış işlemlerinde dolandırıcılık (Yüzde 6)
Çek ve senet değerli kâğıt (Bilet vb.) ile dolandırıcılık (Yüzde 5),
Ön ödeme ile dolandırıcılık (Yüzde 3.5),
Büyü, muska (Yüzde 2.5)
Kendisine ait olmayan yeri/malı satma/kiralama (Yüzde 2.5),
Kimlik ve kredi kartı dolandırıcılığı (Yüzde 2),
Sigorta (Yüzde 1.5),
Para toplama (Yüzde 1.5),
Diğer yöntemler (Yüzde 4.5).
Akla hayale gelmeyen yöntemler
Araştırmada dolandırıcıların, internet, telefon, e-mail, gibi sanal ortamların yanı sıra yüz yüze görüşerek, çeşitli senaryo ve yöntemlerde akla hayale gelmeyen sayısız yöntemler kullanmaktalar. Dolandırıcıların mağdurlara imzalattıkları senetlerde aldatıcı bilgi veya tarihlerin yer alabildiği, Kuran, dini içerikli kitap, sınava hazırlık kitapları/CD veya tıbbi cihaz gibi ürünleri değerlerinin çok üstünde satabilmek için bakanlık veya ilgili kurumdan gelindiğinin belirtildiği, çekiliş, kampanya, ödül gibi yöntemlerle kişilerin kandırılarak kredi kartı bilgilerinin alındığı veya para yatırılmasının istendiği kaydedildi. Bunun yanı sıra kişilere sunulan hayali vaatler için para istendiği, çoğu zaman 'Sosyal mühendislik/senaryo' yöntemleri ile kişilerin korkutulduğu, psikolojik baskı yaratıldığı veya duygu sömürüsü yapıldığı anlatılan araştırmada satılan ürün veya internet üzerinden sunulan hizmetlerde dolandırıcılık olaylarının da sık görüldüğü belirtilmekte.
https://www.dunyabulteni.net/guncel/15-cesit-dolandiricilik-yontemi-var-h359301.html
Hayali borça icra. Dikkat edelim hepimizin başına gelebilir.
Kimlik bilgilerimizi her kişiye vermeyelim, bunlar bizim de başımıza gelebilir.
Dolandırıcı elindeki kimlik bilgilerinle herhangi bir icra dairesine gidiyor.18.40 TL başvuru harcı yatırıyorlar.
Sizin hakkınızda “İLAMSIZ İCRA TAKİBİ” başlatıyorlar.
Borç hanesine vicdansızca vicdanlarına göre akıllarına ne gelirse yazıyorlar.
Bu 250 TL de oluyor, 2500 TL 5000 TL da oluyor, ya da daha fazlası…
Bir zaman sonra kapınıza postacı geliyor ve size “ÖDEME TEBLİGATINI” imza karşılığı veriyor.
Açıyorsunuz okuyorsunuz, şaşırıyorsunuz… Gönderen kişiyi tanımadığınız için, “kim ki bu ‘’ diyorsunuz, çünkü adamı hiç tanımıyorsunuz, o kişiyle hiçbir alavereniz olmamış.
Arkadaşlarınıza gösteriyorsunuz ve maalesef size yanlış bilgi veriyorlar.
‘’Boş ver abi, yanlışlık yapmışlardır, mademki tanımıyorsun yırt at ‘’ diyorlar…
Yırtıp atıyorsunuz kâğıdı, iş bitti zannediyorsunuz ama. İş daha yeni başlıyor..!
İtiraz süreniz 1 hafta. O zaman zarfında hiçbir şey yapmazsanız. Borcu kabul etmiş oluyorsunuz..!!
Ensenize biniyorlar. Ödemezseniz o suratsız haciz memuru kapınıza dayanıyor.
Ödeme emrini alır almaz, hukuki yasal süreci biliyorsanız, hemen akıllılık yapıp itiraz etmeniz gerekiyor, elinizde resmi bir belge olmuş oluyor… İŞLEM HEMEN DURUYOR.
Karşı taraf dolandırıcılar, yani sahtekârlar, size karşı ‘’ İTİRAZ İPTAL DAVASI ‘’ açmıyorlar, çünkü foyaları meydana çıkmasını, tanınmalarını istemiyorlar. Başka yeni bir kurbanın peşine düşüyorlar. Resmi işlem sıfırlana kadar takip etmekte yarar var. Yani bir nevi temiz kâğıdı alana kadar…
Kimlik bilgilerimiz… Yanlış kişilerin eline geçtiği zaman başımıza gelebilecek felaketlerden birisi de bu…
Dikkat edelim, lütfen bu bilgiyi dostlarımızla paylaşalım…
Yorum Gönder