Milliyetçi Hareket Partisinin sunduğu af teklifi, toplumsal barışı ve kamuoyunun yaralanan vicdanını rahatlatacak bir teklif değildir.
Hırsızların, gaspçıların, katillerin, adam yaralayanların, suç örgütü kuranların, rüşvetçilerin, zimmetine para geçirenlerin, yolsuzluk yapanların, ihaleye fesat karıştıranların, dolandırıcıların, uyuşturucu tacirlerinin affedilmeleri, bu suçların mağdurlarının ve tüm kamuoyunun vicdanlarını ağır şekilde yaralayacak ve toplumsal barışın sağlanmasına hiçbir katkı sunmayacaktır.
Emekli bir yargıç ve savcı ve halen faal bir avukat ve yaklaşık elli yıllık hukukçu olarak, sosyal demokrat bir siyasi ve dünya görüşüne sahip olmamıza, kendileriyle aynı ideolojik görüşleri paylaşmamamıza rağmen, hukukun üstünlüğüne saygımız ve adalet anlayışımızın gereği olarak, bazılarının savunmanlıklarını üstlenerek kendilerini daha yakından tanıma fırsatı bulduğumuz ve suçsuz olduklarına yürekten inandığımız,15.Temmuz darbe girişimi ile uzaktan yakından ilgisi bulunmayan, gerçekten aldatılmış, dini duyguları istismar edilerek hataya düşürülmüş, siyasi iktidarın Fetullah GÜLEN ve Cemaatine yönelik ona destek çıkan ve öven eylem ve söylemleriyle, Fetullah GÜLEN Cemaatinin kucağına itilmiş, bu cemaate ve Fetullah GÜLEN'e sempati duymaları adeta özendirilmiş, 15.Temmuz darbe girişiminden sonra ise, her biri FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi olmakla suçlanarak hapse atılmış, haklarında davalar açılmış gerçek kader mahkumu olan kişiler öncelikle affedilmeli ve bu kişilere yönelik haksızlık giderilmeli, kamu barışı sağlanarak, kamu vicdanında açılmış bulunan derin yara sonlandırılmalıdır.
15.Temmuz darbe girişiminin içinde bizzat bulunan eline silah alan gerçek örgüt mensupları en ağır cezaları almalıdır mutlaka.
Ancak, bizim de müvekkillerimiz olan ve ellerine mutfakta ekmek kesmek ve soğan doğramak için sadece mutfak bıçağı dışında silah almamış, gerçek bir silahı sadece filmlerde görmüş ev hanımı bazı kişilerin de içlerinde bulunduğu mütedeyyin binlerce insan;
Bir zamanlar siyasi iktidar tarafından haklarında övgüler düzülen, yasal bir cemaat ve hizmet hareketi olarak göklere çıkarılan, kendilerine ne istedilerse verilen, açtıkları okullar Türkçe'yi veTürkiye'yi Dünyaya tanıtıyor diye göklere çıkarılan, Dışişleri Bakanı tarafından, Elçiliklere yurt dışında açılan bu okullara yardımcı olun diye talimatlar gönderilen,bu okullarda okuyan öğrencilere devlet tarafından teşvik bursları verilen, bankaları Bank Asya'nın açılış kurdelesi siyasal iktidar mensuplarınca kesilen, Mecliste, ana muhalefet partisi milletvekilleri tarafından teröristlikle suçlandığında, zamanın Adalet Bakanı tarafından bu suçlamaya karşı çıkılarak, ülkenin yetiştirdiği büyük bir din adamı ve değerli bir alim olarak nitelendirilerek hakkında övgüler düzülen, örgüt kurucusu olmakla suçlandığı mahkemede beraat ederek bu beraat kararının Yargıtay tarafından onandığı dile getirilen, devletin tüm istihbaratı ellerinde olmasına rağmen, siyasal iktidarın başındaki en üst düzey devlet adamının dahi, ancak 15.Temmuz darbe girişiminden sonra gerçek yüzlerini anlayabildikleri ve yanılmış oldukları için, Allahtan ve halkından özür ve af dilemek zorunda kaldığı, FEtullah GÜLEN ve Cemaatinin silahlı bir terör örgütü olduğunu bilmeleri mümkün olmadığı, yanılmış ve hataya düşmüş olmaları muhakkak olmasına rağmen, niçin FETÖ okullarında çocuk okuttun. niçin Bank Asya Katılım Bankasında hesap açtın, niçin FETÖ denetimindeki yasal derneklere üye oldun bu derneklere girip çıktın, niçin FETÖ'nün hakimiyet kurduğu yabancı ülkelere seyahat ettin, niçin FETÖ kontrolündeki iş yerlerinde ücretli çalıştın, niçin onların gazetelerini ve dergilerini okudun, niçin onların dershanelerinde üniversite sınavlarına hazırlık kurslarına devam ettin gibi abuk subuk anayasaya ve yasalara aykırı iddia ve suçlamalarla, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi olmakla suçlanmış ve tutuklanmış ve mahkum edilmiştir.
Bize göre; şayet, af ile gerçekten toplumsal barış sağlanmak ve kamu vicdanı tatmin edilmek isteniyorsa, tek merkezden idare edilen, şablon kriterlere göre ülkenin tüm ağır ceza mahkemelerinde aynı tek tip güdümlü tensip kararları ile kovuşturulan ve soruşturulan bu masum kişiler, öncelikle af kapsamına alınmalıdırlar, toplumsal barışın başka şekilde sağlanması, kamu vicdanının tatmin edilmesi asla mümkün değildir.
01/10/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder