Geçen hafta Cumartesi günü
(12.4.2014)sivil toplum örgütlerinin birleşerek düzenledikleri Ulusal Uyanış
başlıklı paneldeydim.
Panel; İst. Kadıköy Irmak
Okullarındaydı.
Panele, CHP İzmir Milletvekili Birgül
Ayman Güler ile İstanbul Milletvekili Nur Serter’in yanı sıra Em. Amiral Türker
Ertürk, Akut Başkanı Nasuh Mahruki, Gazeteci Can Ataklı ve B.K.İŞ.Anadolu
Yakası Başkanı Abidin Baysal toplantıyı düzenleyenlerin çağrıları üzerine
katılım sağlamışlardı.
Bence panel çok güzel geçti.
Gelenler duymak istediklerini duydular
ve sorularına içtenlikle yanıt aldılar.
Bu toplantı bir özeleştiri toplantısının
dışında ileride bir daha aynı hataları yapmamak için ne yapabiliriz-di.
CHP
ye oy verdiğini söyleyen Gazeteci Barış Yarkadaş’ın iki değerli
milletvekilimize saldırıya varan yorumlarını şiddetle kınıyorum.
Birgül Ayman Güler ve Nur Serter’in
sözleri CHP'ye oy veren ya da vermeyen binlerce kişiyi partisinden
soğutuyormuş.
Gerçek öyle mi acaba?
Barış Yarkadaş’ın yazısında:
Serter’in,
CHP’nin Doğu ve Güneydoğu'daki oylarının düşmesini değerlendirirken, "AKP
ve BDP' ye oy verenlerin çocuklarının sayısı artıyor demesindeki gerçekleri
tamamıyla saptırarak okurlarına duyurmasının altında ne vardır?
“Serter zihniyeti, CHP'nin Doğu ve
Güneydoğu'nun yanı sıra Batı bölgelerinde yaşayan Kürt seçmenle arasındaki
makasın açılmasına sebep oluyor”
diyor.
(Bu sözleri de abartılıdır. Bir kere
Serter, Kürt kelimesini kullanmadı.)
Doğudaki Kürt, “buna sadece Kürt demeyelim zira Türklerde yaşamaktadırlar oralarda,
halk demek daha doğru olur” yoksul ve çok şeyden yoksun kalmıştır. Temel hak ve
özgürlükler evrensel değerlerdir, yıllardır ihmal edilmiş o bölgelerimizde
Türkçe bilmeyenleri vardır, bir yandan PKK tehditleri, töre, beylik, ağalık
gibi ilkel döngünün içerisinde sıkıntı çekmektedirler. Batıdaki ise, gelişmiş
büyük kentlerde olduğundan gerek eğitim, gerekse sosyal durumda daha
avantajlıdır.
Çocuğu dünyaya getirmek marifet
değildir, ona sağlam bir gelecek hazırlamaktır önemli olan.
Evet,
Doğu ve Güneydoğu'da çocuk sayısı HIZLA artmaktadır. Bir kadın en az on çocuk
doğurmaktadır. Hem kadına hem de o çocuklara yazık değil mi?
Yokluktan 12 +13 yaşındaki kız çocukları
bizzat aileler tarafından para karşılığı ikinci eş olarak birilerine
satılmıyorlar mı?
Kadına acımayan, kadını üretim makinesi
haline getiren zihniyeti kınaması ve bunun çözümlerini getirmesini beklerdim
yazardan.
50 yıl, yüz yıl sonrasını düşündüğümüzde
Türkiye nüfusu oldukça artacaktır!
Bu günkü yoksullaşmış, tarımı bitmiş,
cumhuriyet değerlerinin yok edildiği, özelleştirme adına birçok kuruluşun
peşkeş çekildiği, işsizliğin hat safhada olduğu, bir torba gıdaya oy verecek
duruma getirilmiş Türkiye’yi göz önüne alırsak vay geldi başımıza.
O
çocuklar yoksulluk içinde büyümektedirler. Büyük kentlere çocuk göçler başlamakta
ya tinerle ya da başka kötü alışkanlıklarla sefil oluyorlar.
Bunun ne Kürtlükle ne de Türklükle ilgisi
vardır.
Köprülerde su satan, araba silen
çocuklar görüyoruz.
Bunlar Kürt, Türk, demeden hepsi bizim
çocuklarımızdır.
Biz Kemalistler her zaman bu gözle
baktık.
Çünkü bizler önce insan diyenlerdeniz.
Gelişmemiş
yoksul kalmış bölgelerimizdeki bu durumda dünyaya getirilen çocukların
istikballeri için, Türkiye’nin istikbali için kaygı duymak gerekir.
Gerçekleri konuşmak, kaybımızda olsa
cesaretle i geleceğimiz için konuşmalı eleştirilerimizi yapmalıyız. Yapmazsak
iktidar olamayız.
Bu iki vekilimiz partimizin iktidar
olması için çalışan, Atatürk ilke ve devrimlerine gönülden bağlı
vekillerimizdir. Söylediklerini çekinmeden parti meclisinde de
söylemektedirler.
Biliyorsunuz 17 Aralık yolsuzluk iddiaları ile
sarsılan AKP karşısında dikta rejiminden usanan ve kurtulmak isteyen halk % 99
gibi bir çoğunlukla hiçbir seçimde görülmediği gibi sandıklara koşmuştu.
Buna rağmen CHP beklendiği gibi bir sonuç çıkartamadı.
Toplumu
kucaklamak adına, partiye, kuruluş
felsefesine, Atatürk Devrim ve İlkelerine saygı duymayan, benimsemeyen kişileri
alıp önemli konumlara getirme yanlışlıkları, yanlış adaylar ve yanlış
politikalar CHP ‘nin önünü kesmiştir.
“2014 yerel seçimlerinde CHP %28'e yakın oy aldı,
aslında bu rakam daha önceki seçimlerde alınan sonuçlardan yüksektir ama beklenti
daha yüksek olunca sonuç başarısız olarak algılandı” demek sadece tesellidir.
Şüphesiz CHP toplumun tüm katmanlarından
oy alacak, almalıdır da.
Ne var ki, " Toplumu tamamen kucaklıyoruz!", derken doğudaki bölünme arzusunu da içinde
barındırmak olmamalıdır.
Cemaate övgüler yağdırmamak gerekirdi.
Ankara Milletvekilimiz Emine Ülker Tarhan’ın Genel
Başkan Kılıçdaroğluna dediği gibi;
“İnsanlar
nerede durduğumuzu bilmediği için oy vermedi. Sosyal demokratız diyorsunuz,
sağa açılım yapıyorsunuz. Bu ikisini nasıl bütünleştireceğiz. Bu parti solcu,
ulusalcı olmak suçsa bunun izah edilmesi gerekiyor”
“Seçimlerde
belli bir tarafla işbirliği içinde göründük. Belki bir işbirliği olmadı ama
böyle bir algı oluşturuldu. Kesin bir dille de reddetmeliydiniz, tepki göstermeliydiniz.
Ama böyle yapmadınız”
Evet, işte hangi bir olumsuzluğu dile getirelim.
CHP'nin devrimle, kurtuluş savaşıyla perçinleşmiş altı
temel ilkesini benimsemeyen, bizleri duymayan, dışlayan bir yönetim ile karşı
karşıyayız.
İstiklal
Savaşına Rum Katliamı diyenler, tekke
zaviyeler açılsın diyenler, Gülen muhterem bir zattır diyenler,
seçimlerde Ağrı'da oyumuzu kime verelim? Diye soran vatandaşa HDP’ye
oy vermesini söyleyenler sayesinde bu parti halktan oy alamadı.
BDP
Özerklik ilan etmeye kalkıyor. Doğu ve güneydoğuda fiilen uyguluyor bunu. Adam
kaçırmalar, yol kesmeler, hüviyet sormalar vb...
Ve CHP den bu konuda tık yok.
Daha yazmaya kalksam niceleri ile
sayfalar yetmez.
Sonra partiyi kuruluş felsefesine,
Atatürk devrim ve ilkelerine sahip çıkmaya çağıran vekillerimizi, bizleri
suçlayacaksınız ha?
İnsan
biraz utanır ya!
Yorum Gönder