Olayın detaylarını tam olarak bilmiyoruz.
Ancak çok iyi bildiğimiz bir şey varsa;
Sevgilisi veya eski eşi tarafından saldırıya uğrayan binlerce kadınımızın çoğunluğu; bu saldırılardan, ya ağır bir şekilde yara almışlar veya hayatlarını kaybetmiş olmaları ve bu tür saldırıların azalacak yerde, giderek arttığı ve sokaklarda alenen işlenen olaylarda bile, insanlarımızın bu saldırıları görmelerine rağmen, korkudan veya bir başka nedenle, görmezlikten gelerek, olaya müdahale etmemeleri, saldırıya uğrayan kadınları kaderleriyle baş başa bırakmalarıdır.
Doktor olmak istediği yazılan ve saldırıya uğrayan kadını saldırganın elinden kurtarmak için, bugüne kadar kimsenin göstermeye cesaret edemediği cesaret ve duyarlılığı göstererek yardıma koşan Kadir ŞEKER, neredeyse her gün bir kadınımızın saldırıya uğrayarak, hiç yoluna ve haksız bir şekilde cinayete kurban gittiğini işitmenin ve insan olmanın duyarlılığı ile olaya müdahale etme gereğini duymuş ve kendisi de bu yardım eylemi nedeniyle saldırganın hışmına uğramış ve boğuşma sırasında kendisini korumak için çekmek zorunda kalığı bıçağın, saldırgana saplanması sonucunda, saldırganın ölümüne neden olmuştur.
Bu olayda, bize göre Kadir ŞEKER isimli gencin; sevgilisine şiddet uygulayan kişiyi öldürme kastının bulunmadığı açıktır.
Zira; Kadir ŞEKER saldırganı hiç tanımamaktadır, bu nedenle aralarında öldürmeye varacak herhangi bir husumet ve düşmanlık asla yoktur.
Kadir ŞEKER isimli genç, basından izlediğimiz kadarıyla, üniversiteye hazırlanmakta ve ideali de doktor olmaktır. Doktor olmak ve insanları sağlıklarına kavuşturmak gibi bir ideali olan bu gencin, saldırıya uğrayan kadını kurtarmak isteyecek kadar vicdanlı olduğu dikkate alındığında, önceden hiç tanımadığı ve aralarında düşmanlık bulunmayan saldırganı öldürmek istediği ve öldürme kastıyla hareket ettiği, asla kabul edilemez.
Ancak, ortada saldırganın ölümü gibi bir maddi gerçek de vardır.
Yargıtay’ın; öldürme kastının varlığıyla ilgili çok güzel kararları vardır, bu konuda bazı kriterler getirilmiştir.
Yargıtay'ın; ”sonuç kastı belirler “şeklinde, çok katı ve hukuk dışı bir eski kararının varlığını da biliyoruz. Yargıtay'ın; bu kararıyla, kişi ölmüşse atık kastı tartışmam, öldürme kastının varlığını kabul ederim şeklinde yorumlanabilecek olan bu kararı, hukuk dışıdır. Zira, sonuç kastı belirle diyerek, ölüm sonucu doğan her olayda, hiçbir ayrım yapmadan öldürme kastının varlığı, asla kabul edilemez. Her somut olayın kendi özel koşullarına göre, öldürme kastının var olup olmadığı, hakimler tarafından belirlenmelidir.
Kadir ŞEKER isimli gencin; saldırıya uğrayan kadınının hayatını kutarmak isterken, hiç tanımadığı ve aralarında en küçük bir düşmanlık olmayan saldırganın hayatına kast etmesi düşünülemez.
Ölen şahsın, hayati tehlike doğuran bir vücut bölgesinden bıçak darbesi alması, öldürme kastının varlığı için aranan bir kriter ise de; boğuşma anı gibi, hareketli hedeflerde, vücudun öldürücü nahiyesinden isabet almasının, yanıltabileceği ve tek başına öldürme kastının varlığına esas alınamayacağına ilişkin bir kriterin varlığı da unutulmamalıdır.
Kadir ŞEKER olayında, cezasızlık ön gören ve TCK. da düzenlenen meşru müdafaa halinin var olabileceği de unutulmamalıdır.
TCK.25. Maddesine göre; gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Bu hükme bakılarak, Kadir ŞEKER de bıçak bulunması ve saldırganın, saldırı anında görünen bir bıçak veya başka bir silaha sahip olmaması; saldırıyı, saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğunun bulunmadığı anlamına gelemez. O andaki hal ve koşullar da önemlidir. Saldırganın; kararlılığı, yoğun kastı, kadınların ülkemizde sıkça uğradıkları saldırıların çoğunluğunun ölümle sonuçlandığı gerçeği, saldırganın gücü ve gizlediği ve sıkıştığında her an çekebileceği bir silahının var olabileceği ihtimali ve şüphesi, savunma ile saldırı arasında bir orantının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde dikkate alınmalıdır.
Yerel mahkeme, ortada bir ölenin olması nedeniyle, kanaatini Kadir ŞEKER isimli gencin tutuklanması yönünde kullanmıştır.
Yapılacak olan soruşturma ve kovuşturmalar sonunda, gerçek adaletin yerini bulacağına inanmak istiyoruz.
Güner Yiğitbaşı
10/02/2020Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder