İçişleri Bakanı Soylu CHP lilere cenaze yasaklaması ile bölücülük yapıyor

TC böyle bir İçişleri Bakanı'nı asla hiç hak etmemektedir.
“İç güvenlikle sorumlu olan bir bakan, iç güvenlik tehdidi haline gelmiştir”.

İstanbul Esenler'de basın mensuplarının sorularını cevaplayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: "Valilere talimat verdim; CHP İl başkanlarını bundan sonra şehit cenazelerinde protokole kabul etmeyin”, diye talimat verdiğini söylemekte.
Yine aynı açıklamada Bakan Soylu şöyle demekte:
"Valilere müsteşarım üzerinden talimat gönderdim; ' CHP İl başkanlarını bundan sonra şehit cenazelerinde protokole kabul etmeyin' diye. Bu kadar basit. Onların gideceği bir adres var. O adresi de göstereceğiz. PKK mensuplarının cenazeleri var. Biz onları çok kısıtlı kaldırtıyoruz. Onlara bir kişilik kontenjan ayıracağız. Sandıkta beraberlerse cenazede de olacaklar".
Daha YSK sonuçları resmen açıklamadan, Cumhurbaşkanı yemin etmeden, hükümet ve Meclis organları oluşmadan böylesine baskıcı, ayırımcı, bölücü tavır içinde bulunan bir içişleri bakanının bu olumsuz tavrı, başımızda faşist bir yönetim olacağının işaretini açıkça vermekte. Hem de, aşağıda okuyacağınız gibi, “turpun büyüğü arkada”gibi dehşetli ve tehlikeli laf etmesi insanı hayretler içinde bırakıyor. Hele bir de bu lafları yukarıdakinin oluru ile söylüyorsa, o daha da büyük tehlike demektir.
Bizim töremizde cenazeye, düğüne gelene küs de olsak, “gelme, katılma” denemez.
Bizim töremizde, ne ki dinimizde de böyledir, bir komşuda düğün ve cenaze varsa, buraya küs olduğumuz da gelebilir. Hangimiz, küs olduğumuz birisi cenazemize, düğünümüze gelse, “gelme” diyebiliriz. Bilakis özellikle böyle bir katılım, hem dostlukları pekiştirir, barışmaya vesile olur, hem de dinimizce de sevaptır.
Ayrıca iktidarın güdümündeki “havuz medyası” seçim bitmesine rağmen, koro halinde bütün kanallarda Kılıçtaroğlu, Muharrem İnce, CHP yi sürekli eleştiriyorlar, yer yer saldırıyorlar.  Aday gösterilmediğinden ve de dokunulmazlığı da olmayacak eski CHP Milletvekili Eren Erdem’i bir katil gibi yaka paça gözaltına almaları gibi olaylara baktığımız zaman, iktidar ana muhalefeti, muhalifleri ezmek için hazırlık yaptığının açık uygulamalarıdır.

Özellikle şehit cenazelerine katılmama talimatları çok tehlikeli ve insanları birbirine düşürücü bir olaydır. Nitekim bazı yerlerdeki şehit cenazelerindeki anmalarda CHP çelenginin parçalandığının resimlerini görmekteyiz. Valilere verilen bu emir süreklilik kazanırsa inanın CHP lilere saldırılar da başlar.
Bu uygulama ne kadar tehlikeli bir olaydır, bunun sonunda CHP lilere de saldırlar başlaması muhtemeldir. Bu iç çatışmaya kadar gider. Bir içişleri Bakanı böyle bir sonucu ister mi?
HDP yi, milletvekillerini Meclisten dışlarsanız, dünyaya haklılığınızı anlatamazsınız.
Öte yandan HDP yi baraj altına bıraksan, partisini kapatsan, bütün HDP milletvekillerini tutuklasan, bunu Batı’ya da, çağdaş dünyaya da anlatamazsınız. Demezler mi ki, “terörle mücadele ediyorsunuz, on milyona yakın Kürt vatandaşınızın demokratik haklarını engelliyorsunuz, Meclis dışına atıyorsunuz, haklılığınızı anlatamazsınız” derler.
Ayrıca, PKK terör örgütüne ve öteki yan kuruluşlarına, uluslar arası arenada, “Mecliste milletvekilleriniz var, demokratik haklarınızı savunuyorsunuz, neden teröre başvuruyorsunuz” deme şansı olur ve o zaman gerçek anlamda terörle mücadele haklılık kazanır.  PKK cıdan tutun da, Feto’suna, DEAŞ’ına daha bilmem nice terör örgütlerine karşı ülkemizde mücadele için çaba gösterilirken, bir de iç savaşa yol açabilme olasılığı olan “cenazeye katılmama” sorunu çıkarmak akıllıca bir davranış değildir. Bu tür olaylar, toplumu ayırımcılığı, bölücülüğü körükler.
Şehit cenazesine CHP lileri almama olaylının ne kadar yanlış ve tehlikeli bir durum olduğunu AKP yöneticilerinin sanki kavramamış gibi, “bu durumu ilgili kurullarımızda görüşeceğiz” demeleri ayrı bir düşündürücü sorun. Cumhurbaşkanı ve Öteki ilgililer, Soylu’nun bu söyleminin yanlış olduğunu hemen açıklamalı idiler.
Hani 81 milyonu kucaklayacaktınız, demek ki “köprüden geçene kadar”, seçimi kazanana kadar herkese şirin görün sonra faşizan tavrını ortaya ser.  Bu asla demokratik bir tavır olamaz., medeniyetle bağdaşmaz.
CHP den Soylu’nun davranışına tepki
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı sonrasında CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Soylu için  tepkisini şöyle dile getirmişti:
 “Bu sıradan, geçiştirilecek söz olmanın ötesindedir, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili bir meseledir” dedi. MYK’da alınan kararı paylaşan Tezcan, “MYK’mız bütün Türkiye’de milletvekillerimizle birlikte bütün yöneticilerimiz, il başkanlarımız ve örgütlerimizin tam kadro olarak şehitlerin huzurunda olacağını kamuoyuna bildirme kararı aldı. İnşallah şehit cenazeleri son bulur, şehitlerimiz gelmez ama şehitlerimiz geldiği sürece il örgütlerimizin tamamı tam kadro halinde cenazelerde olacaktır”.
“İçişleri Bakanı Soylu şehit cenazeleri üzerinden toplumu bölme hesabı içerisine girmiştir” diyen Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İç güvenlikle sorumlu olan bir bakan, iç güvenlik tehdidi haline gelmiştir”.
Bakan Soylu’nun daha önce aynı bir cenaze olayında da faullü bir tavrı vardı.
                                   
Bakan Soylu Kılıçtaroğlu’nu “Sen Bittin” Diye Tehdit Etmişti.
Hani bir kimse, birilerine çok kızdığında ve onu öldürmek istediği zaman “sen bittin” der ya, işte İçişleri Bakanı Süleyman da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir iddiasına tepki göstermiş, şöyle demişti: "Kılıçdaroğlu, senin aklın gibi, ipin de çürüktür. Kılıçdaroğlu, sana açık açık söylüyorum, sen bittin" dedi.Bakan Soylu, “turpun büyüğü arkada”dediğine göre,bir İçişleri Bakanı ana muhalefet partisi liderine böylesine tehdit savurması, arkadan daha kötü olayların geleceğinin habercisidir.
“…Sana bir şey söyleyeyim mi? Turpun büyüğü heybede Kılıçdaroğlu. Sen o meşhur çarklarını yine yaparsın tabi ki önümüzdeki günlerde. Bu işin peşini bırakacağımızı düşünüyorsan yanılıyorsun”.(1)
İçişleri Bakanı Soylu cenazeye saldıranlarlarla fotoğraf çektirmişti.

Cenazede ayrımcılık yanında, insanların nereye defnedileceğinin de engellenmesi, ayrımcılık durumu olması gerçekten üzüntü verici. Kaldı ki birçok ilimizde Hıristiyan ve Müslüman mezarları da aynı mezarlıkta (Antalya’da olduğu gibi) yan yana bulunurken, kendi vatandaşlarının cenazelerini Alevi ve Kürt diye mezarlığa ölüleri bile defnetmeyi engellemek gerçekten düşündürücü. Böylece İçişleri Bakanı Soylu’nun söylem ve davranışları ile cenazelerdeki bu olumsuz tavrıyla, dolayısıyla devlet eliyle ayırımcılık ve bölücülük yaratılmış oluyor, düşüncesini uyandırmaktadır. Bunlar ülkemiz için hassas ve tehlikeli bir durum olduğu açıktır.
Oysa çağdaş bir devlet vatandaşlarını sağlıkta, cenazede, mezarda bile ayırımcılığa uğratmamalı, herkese, hangi din ve mezhepten olursa olsun eşit davranmalıdır. Üstelik bir İç İşleri Bakanı ülkenin iç huzurunu temin etmek zorunluluğunda olduğu halde, insanları kin ve düşmanlığı, huzursuzluğu artıracak söylem ve davranışlar içinde bulunmaktadır.
Sonuç olarak, AB kapısında bekleyen, çağdaşlaşma yolunda ilerlemeye çalışan TC böyle bir İçişleri Bakanı'nı, asla ve asla, hiç hak etmemektedir. Hemen görevden alınmalıdır.
Soylu’nun böyle bir cenaze takıntısı da giden yıl olmuştu. Giden yıl da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un annesi Hatun Tuğluk'un cenazesine saldıranlardan bir kişiyle, (sanki meşhur biriyle hatıra fotoğrafı çektiri gibi) karakolda çekilen fotoğrafıyla da ilgi odağı olmuştu. Düşünün, böylece bir İçişleri Bakanı cenazeye saldıranı kutsamış oluyor.(2)

Cevat Kulaksız

Cevat Kulaksız  
SONNOTLAR
(1) DHA https://www.aksam.com.tr/siyaset/hukumetten-kilicdaroglunun-iftiralarina-sert-tepki--sen-bittin-kemal/haber-687382
(2)https://tr.sputniknews.com/turkiye/201709161030171776-soylu-tugluk-anne-cenaze-saldiri-fotograf-asagiliksiniz/