“Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak”

“Dalgalan Dolar gibi ey Suçlular!”

“Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak”
Bu şiir 2001 de AKP-RTE nin iktidara henüz gelmediği günlerde, dolarların ayakkabı kutularından çıkmadığı, bilmem kaç yüz bin liralık kol saati rüşvet verilmediği, kamyonetlerle evlerden para kaçırıldığı zamanlardan önce yayınlanmıştı.  Soygun düzeninden, doların şahlanmasından yakınan ozanın bu anlatmaya çalıştıkları ortam ne âlemde devam ediyor mu? Etmiyor mu? Bunu okuyucuya bırakalım.
Gerçi bu soygun vurgun düzeni Osmanlıda da vardı:
Devrin aydınlarında Tevfik Fikret devrin vurguncularını, soyguncularını, yiyicilerini mısralarında şöyle alaya alarak anlatmaya çalışıyordu.
“Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,               
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin”! Tevfik Fikret
(1867-1915)
Yine Osmanlının tarihe karışmak üzere olduğu son zamanlarda, Ankara’lı Yazıcıoğlu Fehmi Efe de şöyle yakınıyordu:
Asalet bir altın idi, pul oldu
Türlü türlü bedenlere çul oldu
İnsanın yolu keseden geçeli
Kimi pula, kimi kula kul oldu.
Bu dizeleri kitabından Aldığımız Lütfi Kaleli de, 2001 de yazdığı dizelerinde şöylece yakınmaktadır:
Ol Amerika’ya Başkan Buş oldu
Dostları yanına uçan kuş oldu
Hop diye dalgalı kura geçeli
Dolar karşısında lira tuş oldu.
“Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak”

14 Haziran 2001 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yazar Oktay Akbal, okuyucu Nurgül Şahballı’nın kendisine gönderdiği, aşağıda İstiklal Marşı’mızdan esinlenip günümüz üç kağıtlarını, vurgunlarını taşlayan şiiri yayınladı. İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy’dan esinlenerek Türkiye’nin soygun, vurgun, talan düzenini fotoğraflayan Nurgül Şahballı’yı kutlayıp saygı duyarak bu şiiri kalıcı kılmak istiyoruz.
Türkiye’de asalaklar baş oldu
İşçi, memur, esnaf işi yaş oldu
Lider sultasıyla vekil seçeli
Vurguncular kapıp kaçan kuş oldu.
Namus, şeref it ağzında leş oldu
İyiler de kötülere eş oldu
Hortumculara dış kapı açalı
Hazine soyuldu içi boş oldu. Lütfi Kaleli (1939-…..)(sf  339)
“Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak”

Biz Osmanlı’dan günümüze bu dizelerle gelirken, İstiklal Marşımızdan adapte olan yukarıdaki Nurgül Şahballı’nın dizelerini bir kez de sizlere biz sunalım, bakalım günümüze uyan ortamı var mı yok mu siz karar verin.
“Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak
Dönmeyip Amerika’da arlanmaksızın yaşayacak
O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak
Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak.
Çalma kurban olayım hepsini, ey hırsız çakal
Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al
Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal
Hakkını vermezsen buradaki ortaklarını behemal…
Ben ezelden beri aç yaşadım, aç yaşarım
Hangi hükümet beni kurtaracakmış, şaşarım!
Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım
Yırtsam da bir tarafımı hiç görülmez başarım…
Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten duvar
Benim “cağız”, “ceğiz”  diyen bir hükümetim var
Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?
Avrupa Birliği denen tek dişi kalmış canavar…
Arkadaş, çalışanları Meclis’e uğratma sakın
İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın
Gelecektir, belanı verecek günler Hakk’ın
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın…
Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda
Semizletin Apo’yu, mezarında olsun şüheda
Uydurma kanunlarla Meclis’ten getirin seda
On bin yıllık tarihe, yurdum ederken veda…
Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
Yediğiniz herzelere başka ne demeli?
Oyuverin altını, iyice sallansın temeli
Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli…
O zaman durur belki gözünden akan yaşın
O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım
O zaman boşa gitmez yıllar süren uğraşım
Hesabını verip de gittiğiniz gün gardaşım…
Daldalan siz de dolar gibi şimdi ey suçlular!
Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular
Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar
Hakkıdır garip yaşamış vatandaşın da gülmek
Hakkıdır ezilmiş milletimin aydınlık bir istikbal… Nurgül Şahballı  (sf 342-343)
Kaynak: Osmanlı’dan günümüze Vurgunlar-Kırımlar-İftiralar-İhanetler Lütrfi Kaleli Can Yayınları 2002
“Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak”“Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak”

Cevat Kulaksız

Derleyen Cevat Kulaksız  

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget