Doktorlara yapılan saldırılar üstüne

Doktorlara yapılan saldırılar üstüne
Peş peşe doktorlara saldırıların olduğu şu günlerde, sizlere bu saldırıları hafife alan bir mühendisle bir doktorun, pek de nazik olmayan bir ifade ile g.. tlü mötlü atışmalarını aşağıda size sunmak istedim.
Gerçekten son yıllarda ve yurt genelinde doktorlara karşı ölümlere varan saldırılar olduğu hayretle görülmektedir. Bu saldırılar devam ettiği müddetçe bu çirkin olaylar bizi dünyada küçük düşürür, Türklük imajına zarar verir.
Sistemden gelen sorunlar nedeni ile hastalara karşı doktorlar da güç durumda kalmakta. Bu sıkıntılar hastalara kadar yansıyınca, hastaların tepkilerine yer yer de doktorlara taciz ve saldırılara neden olmakta.  
Öğretmenler Doktor eskiden el üstünde tutulurdu
İrtica, Cumhuriyet tarihi boyunca, öğretmenlere, sonra da doktorlara karşı direnmişler. Ben, bunu şuraya bağlamak istiyorum, şöyle ki. Atatürk zamanında öğretmenler el üstünde tutulurdu; öğretmenler köylere gidip halkı aydınlattıkça, dinsel bağnazlığa karşı çıktıkça, ileri gelen mütegallibe, gericiler öğretmenlere karşı önce dedikodu ile homurdanmaya, “komünist” falan diyerek suçlamaya başlarken, irtica böylece tırmandıkça öğretmenlere karşı saldırılar başladı. Bunu siyasiler, oy umudu ile halka şirin görünmek için kaşıyor, körüklüyorlardı. İşte bu ikilem içinde öğretmenlere saldırıları, öldürülen nice öğretmenleri anımsayınız.
Gelelim doktorlara, bütün doktorlar genel olarak aydın ilerici, genetik biliminden evrimci ve de cana can veren insanlar oldukları için halkımız doktorları el üstünde tutuyordu.
Ne var ki, Türk Tabipler Birliği (TTB), (Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile birlikte) yönetimin haksızlıklarına ve hukuksuzluklarına karşı çıkınca, baskıcı bir yönetimle ülkeyi yöneten gerici iktidar, bu karşı çıkışlara, eleştirilere tepki vermeye, TTB eliyle doktorları eleştirmeye başladı. Hele MHP Genel Başkanı Bahçeli de “TTB kapısına kilit vurun gitsin” diyor. Ne ki bu iki demokratik kitle ve meslek örgütünün adından “Türk” sözcüğünü bile çıkarmak istedi. Bütün faşist yönetimler, eleştirilmeye, yönetimlerine karşı gelmeye (protestoya) hiç tahammül edemezler, bir biçimde onları susturmak, sindirmek isterler. Bir doktor kuruluşu olan TTB, siyasiler tarafından kötülenir, dışlanırsa, düşman, öcü gösterilirse saldırılara da maruz kalır kalmakta.
Yönetimin bu iki demokratik kitle örgütüne eleştirileri artan dozda devam ettikçe, bu sinyali alan saldırgan ruhlu yandaşlar da bu iki örgütün üyelerine saldırmaya başladılar.
(Son yıllarda bazı yargılamalarda avukatlara yapılan saldırıları düşünün)
Bu girişten sonra doktorlara saldırılara gelelim. 
Peş peşe doktorlara saldırıların olduğu şu günlerde, sizlere bu saldırıları hafife alan bir mühendisle bir doktorun, pek de nazik olmayan bir ifade ile g.. tlü mötlü atışmalarını aşağıda size sunmak istedim.
Gerçekten son yıllarda ve yurt genelinde doktorlara karşı ölümlere varan saldırılar olduğu hayretle görülmektedir. Bu saldırılar devam ettiği müddetçe bu çirkin olaylar bizi dünyada küçük düşürür, Türklük imajına zarar verir.
Sistemden gelen sorunlar nedeni ile hastalara karşı doktorlar da güç durumda kalmakta. Bu sıkıntılar hastalara kadar yansıyınca, hastaların tepkilerine yer yer de doktorlara taciz ve saldırılara neden olmakta.(1)
 Bu arada muayene için hastanelerde sıra bekleyen vatandaşların psikolojisini düşünün. Bunu birkaç kez duydum.  Muayene için sıra bekleyenler arasında muayene sırası geç gelenlerin, “şimdi doktorlara yapılan saldırıları anlıyor gidiyim” diye söylenenleri duydum. 
(Bazı Yargılamalarda Avukatlara Yapılan Saldırıları Düşünün)
Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 6 yılda sağlık çalışanlarına yönelik kayda geçen şiddet vakası sayısı 68. 375... Veriler şiddetin en çok devlet hastanelerinde olduğunu gösteriyor. 2013-2017 arasında devlet hastanelerinde görev yapan 25.481 sağlık çalışanının sözlü ve fiziki saldırıya uğradığı öğrenildi. Türkiye genelindeki devlet hastanelerinde 62 bin 741 doktor, 96 bin 429 hemşire ve bin 493 acil tıp uzmanının görev yaptığı açıklandı. "Bu verilere göre Türkiye genelindeki devlet hastanelerinde görev yapan doktor başına 1.288 hasta düşerken, şiddet vakalarının en çok görüldüğü acil servislerde görev yapan acil tıp uzmanı başına 54.126 hasta düşmektedir" .
Doktora saldırı olayının olduğu, "nüfusu 1. 985.753 olan Şanlıurfa'da Sağlık Bakanlığı verilerine göre 13 devlet hastanesinde toplam 1.233 hekim, 2.130 hemşire, 3.476 yardımcı sağlık personeli ve 35 acil tıp uzmanı görev yapmaktadır. Bu rakamlar göstermektedir ki; Şanlıurda'da doktor başına 1.610, hemşire başına 932, adli tıp uzmanı başına 56.735 hasta düşmektedir."
"Bu zincir sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti yaratmakta ve körüklemekte"(2)
Tabip Odası Başkanı Konuşmak isteyince, Rektör Alanı Terk Etti           
Cumhurbaşkanı gibi Doktor ve TTB örgütünün dışlanmışına bir örnek verelim.
Harran Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde görevli doktor, hemşire ve sağlık çalışanları, hasta yakınının parke taşıyla yaraladığı Doktor Bahaddin Ahmet Yalçın için öğle saatlerinde hastane önünde basın açıklaması için toplanırlar.
Kalabalığın bulunduğu sırada açıklama yapmak isteyen Şanlıurfa Tabip Odası Başkanı Ömer Melik'in söz almak istemesi üzerine Rektör Prof. Dr Ramazan Taşaltın, "Üniversitemiz adına, sivil toplum kuruluşları adına bu görüşmeyi biz yapıyoruz. Bu arkadaşımızın görüşleri kendilerine ait bizimle ilgili herhangi bir görüşümüz değildir. Üniversitede görüş bildirmesi bizi ilgilendirmez. Bizim hiçbir şekilde alakamız yoktur" dedikten sonra alandan uzaklaştı.
Tabip Odası Başkanı Ömer Melik ise “meslektaşının uğradığı şiddetin kendilerini üzdüğünü belirterek, "Bizler bu olayın takipçisi olacağını belirtmek istiyorum. Burada güvenlik tedbirleri yetersizdir. Keşke burada yönetici arkadaşlarla aynı karede bulunmuş olsaydık" diye konuştu.(3)
Bu girişten sonra doktorlara saldırılara gelelim.  Pek çok taciz ve saldırılar varsa da bir kaç örnek verelim.
Doktora, “Eşek Gibi Bakacaksın” Deyince Para Cezasına Çarptırıldı.
Antalya'da, göz muayenesini yapmadığını öne sürdüğü doktora, "Eşek Gibi Bakacaksın" diyen hastaya, toplam 6 bin 580 TL para cezası verildi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Göz Polikliniği'ne 2 yıl önce muayene için gelen U.S. “kendisiyle ilgilenilmediği gerekçesiyle poliklinikte görevli Dr. İbrahim Etem Ay ile tartışmaya başladı. Doktor Ay'ın sırası gelince bakacağını söylediği U.S. iddiaya göre 5-6 Kez, "Eşek gibi bakacaksın", dedi. Dr. Ay'ın Şikâyeti sonrası U.S. Hakkında, 'Hakaret' ve 'basit tehdit' suçlamasıyla kamu davası açıldı.
6 Bin 80 Lira Adli Para Cezası
Antalya 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına Sanık U.S. şikâyetçi İbrahim Etem Ay ve tarafların avukatları katıldı. U.S. üzerine atılı suçlamayı kabul etmedi. Mahkeme heyeti U.S.'yi, toplam 6 bin 80 Lira adli para cezasına mahkûm etti.(4)
**
Kahramanmaraş Tıp Fakültesi Hastanesinde Güvenlik Görevlisi olarak görev yapan Adem Abdurahmanoğlu bir hastanın doktoru darp etmesine engel olmak isterken bıçakla yaralanmıştır. Şu an tedavisi devam etmektedir.(5)>
**
Şanlıurfa Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde pediatri asistanına kaldırım taşıyla saldıran hasta yakınları, Dr. Bahattin Ahmet Yalçın'ı ağır yaraladı. Acil BT'si çekilen doktorun yoğun bakımda tedavisi sürüyor. Çok şükür ki yoğun bakımdan çıkarak tedavisi yapıldı.
**
Görevi başında öldürülen doktorun ailesine “pardon” şoku

Doktorlara yapılan saldırılar üstüne
Gaziantep’te 3 yıl önce çalıştığı Devlet Hastanesi’nde bir hastanın küçük yaştaki torunu tarafından bıçaklanarak öldürülen Doktor Ersin Arslan, sivil şehit sayılarak, ailesine şehit maaşı bağlanmıştı. Çalıştığı hastaneye de ismi verilen Ersin Arslan’ın ailesine bağlanan şehit maaşı 2015 yılının Haziran ayında kesilerek, "Kusura bakmayın memur hata yapmış. Yanlış oldu" denilerek, 3 yıldır ödenen 11 bin 896 TL geri istendi.
Haziran ayında şehit maaşının kesilmesinin ardından, "Kusura bakmayın memur hata yapmış. Yanlış oldu" denilerek, aileden ödenen paranın iadesi istendi. Aile, avukatı kanalıyla duruma itiraz edince evlerine icra gönderildi. Takibin durması üzerine SGK, takipteki alacağı için dava açtı. SGK iş mahkemesinde konuyla ilgili dava sürüyor.(6)
Doktora küfür
Bu tür saldırılar, sosyal yapısı geri olan illerimiz ve insanlarında daha çok bulunmakta.
20 kadar önce Gaziantep’te idim. Devlet hastanesinin bir polikinliğine vardığımda, dışarıda sırada bekleyen 50-60 yaşlarında bir adam sigara içiyordu. Adama, “duyuşuma göre sigara sağlığa zararlıyıymış,  dedim, adam bana, “ kim diyor onu”  dedi. Ben de, doktor söylüyor, dedim. Adam ne dedi biliyor musunuz, “doktorun a..na koyum”  dedi. Öyle bir şaşırdım ve sarsıldım ki, onu hiç unutamadım.(Demek ki herkesin sigara içtiği ortamda, bunu öylesine kanıksamış doğal karşılamış ki bu tür uyarı ve itirazları anormal buluyor olmalı). İşte yurdum insanı kültürüyle, küfürcüsüyle, doktora saldırısıyla böyle.
Doktorlar ve g..t meselesi 
(Bu argo söz için okuyucudan özür dileyerek ilgililerin aynı ifadelerini aldık)
Urfa’da bir doktora yapılan saldırıdan sonra Facebookta doktorlara sallayan (biraz da saldırılar rüzgârında) bir Jeoloji Mühendisi şöyle yazıyor:
“ARKADAŞ NEYMİŞ BU DOKTORLARDAKİ EGO YAAA. 2 GÜNDÜR 3 SATIR YAZIYI BİLE ANLAMAYACAK KAPASİTEDEKİ TİPLER SAÇMA SAPAN YORUMLAR YAPIYORLAR. BAKIN ARKADAŞLAR KONUMUZ DOKTORA GELDİĞİ İÇİN DOKTOR YAZDIM LÜTFEN KİMSE ŞAHSİ ALMASIN BAŞTAN SÖYLEYİM.
KİMSE KUSURA BAKMASIN AMA SİZ DOKTORCULUK OYNACAKSINIZ DİYE G..TÜNÜZDEKİ DONDA BİLE 100 LERCE İNSANİN EMEĞİ VAR. KULLANDIĞINIZ STETESKOPUN ÇELİĞİNİ 2000 DERECE SICAKTAKİ DEMİR FABRIKASİNDAKİ İŞÇİ O MADENİ ERİTMESE G..TÜNLEMİ DİNLEYECEKSİN O KALP ATIŞLARINI! YERİN 1000 METRE ALTINDA YA DA OKYANUSUN 100 LERCE KM AÇIKLARNDAKİ İŞÇİ O PETROLÜ ÇIKARMASA AKŞAM DERİ KAPLI LÜKS ARABANIN KOLTUĞUNA OTURUP LÜKS RESTORANDA YEDİĞİN ETİ BEĞENMEYİP GÖNDERIRKEN O HAYVANLARIN PEŞİNDE SICAK SOĞUK DEMEDEN GEZEN ÇOBANIN HAKKI VAR. BEĞENMEDİĞİN EKMEK İÇİN BİLE YÜZLERCE İNSANIN EMEĞİ VAR. O YÜZDEN DÜNYA DOKTORLARIN ETRAFINDA DÖNMÜYOR KİMSE KUSURA BAKMASIN. HER CANLI DİĞERİNE İLİKLERİNE KADAR MUHTAÇTIR. BİRİ OLMADAN DİGERLERİ DE OLMAZ.” Demiş.

Doktorun aynı üslupla cevabı
Kendisine Aşağıdaki Cevabı Yazdım. Yazının İçindeki Argo Kelimeler İçin Affınıza Sığınıyorum. Anladığı Dilden Yazmam Gerekiyordu.
“Sevgili Uğur Kardeşim;
“o yazdığın g..tten biraz da sende olsaydı da jeoloji mühendisliği değil tıp fakültesi kazansaydın!” Demek lazım. Ama demiyorum.
Aslından senin gibi sallayanların pek çoğunda o g..t olmadığını iyi biliyorum.
Olmayınca da fırsat buldukça o g..te sahip  olanlara sallayıp içlerindeki ‘isteyip de olamamış olmanın’ kompleksini gidermeye çalışıyorlar.
Şahsen senin sallarken dikkat etmeni beklerdim. Çünkü yazdığın o satırların çoğu konuştuğun dilin kurallarından bihaber!
Üniversite mezunu bir mühendis(!) İçin böyle mi olmalı?
Kendi alanın dışında bir şey bilmediğin ortada. Ortada çünkü ‘doktor olmak’  ile ilgili de bir şey bilmiyorsun. Okuduğum bu devletin sıradan okulu babamın, dedemin verdiği vergi  ile politikacıların çaldıklarından arta kalan paralarlan (paralarıyla) açıldı. Kimsenin lütfu değil yani!
Biz de o okulu okuduk.
Bir tek farkla! Sizler karı kız peşinde ya da zevk, keyif peşinde koşarken biz g..tümüzde pişik çıkana kadar ders çalıştık. Sizler g..tünüzü koyup iki saat ders çalışamazken biz saatlerce soru çözdük. 2 milyon kişinin girdiği sınavda %1-2 lik dilime girdik. Mühendis(!) Olarak sen daha iyi hesap edersin diye yüzdelik dilimi verdim. Bak bakalım kaç g..tü geçmişiz
sen üniversitede vize  ve final döneminde sadece bir kaç saat  g..tünü sandalyeye koyup ders çalışınca (diğer zamanlarda  yine karı kız peşinde koştun) “ off abi ya, ders çalışmaktan helak oldum” dedin,   biz 6 yıl boyunca  senin o g..tün  dahil bütün organlarının her şeyini öğrendik.
Sen doğru düzgün bir dil dahi konuşup yazamazken, biz İngilizcenin yanında Latinceyi de öğrenmek zorunda kaldık.
Sen dört yıl sonunda mesleğini eline alıp para kazanırken biz üstüne iki yıl daha senin g..tünü iyi öğrenelim diye hastanelerde hocalardan, asistanlardan uygulamalı “g..t hastalıkları nasıl iyi edilir” diye teorik, ve pratik sınavlara girdik. G..te girmeyi, g..t iyileştirmeyi bilemeyenler tekrar tekrar  aynı uygulamaları öğrenmek zorunda kaldılar.
Ha bu arada bir şey ekleyeyim; bütün bunlar için senin baban devlete bir lira verirken benim babam  3 lira harç verdi! Parası olmayanlar beyaz eşya fiyatına endeksli krediye borçlandı.
Yani iddia ettiğin gibi kimse  g..tümüzdeki dona para vermedi.!
Ama okul bitince devlet de senin gibi bizim ona borçlu olduğumuzu ileri sürerek “g..tünüzdeki dona para verdim. Gönderdiğim yere gidip 550 tam gün çalışacaksın” dedi. (sahi sen kaç gün mecburi hizmet yaptın hocam? Ama pardon yoksa  devlet senin okuduğunu okumak saymıyor mu?) Senin asla g..tünün yemeyeceği yere, yol olmayan, iz geçmeyen uzak köy ve kasabalara gidip orada  tam tamına 550 kesintisiz gün hizmet ettik. Gitmeye g..tü olmayan ama buradan sallayan pek çok g..t öyle yerlere gitmemek için bizim kapımızda sahte raporlar almak için eş-dost, hısım-akraba, siyasetçi-bürokrat devreye sokarken biz rapor da alamadık. Çünkü rapor aldığında o rapordaki gün kadar fazladan orada kalma zorunluluğu vardı.
Sen yeni işinde gücünde, o flört senin, bu bar benim gezerken, biz yine g..tümüzü sandalyeye koyup uzman olmak için çalıştık.
Uzman olmak için 20.000 doktorun girdiği sınavda ilk 1000 kişi arasına girmen gerekiyor. Ona da g..t ister değil mi?
O g..te sahipsen, askeri eğitimden beter disiplin ve hiyerarşinin olduğu bölümlerde, gün aşırı nöbet, teorik, pratik eğitimler ve ameliyatlarla en az 4 yıl (yazı ile dört)  ya da 7 yıl ( plastik cerrahi ve beyin cerrahisi) eğitim alırsın. Başarılıysan “uzman”olursun. Değilsen güle güle denilir.
Bitti mi? Hayır!
Devletin sana yine “bu sefer uzman oldun. G..tündeki donda benim emeğim var. Bana borcunu ödeyeceksin” deyip yine mecburi hizmete gönderir.
Muhtemelen “virus” gibi çoğalma ve sevişmek için, birden fazla kadınla evlenen, bunların dışında kafası başka hiç bir şeye çalışmayan (“bu çocuğa iyi bakabilecek miyim? Ona iyi bir eğitim verebilecek miyim? Bir işi olacak mı? Ona iyi bir gelecek verebilir miyim?” Gibi şeyleri asla düşünmeyen) insanların  olduğu bir yere gideceksin. İyi beslenemediği, iyi bakılmadığı için vücut direnci düşük hastalanan bir çocuk sana gelecek. Sen ona gereken tedaviyi uygulayıp bir kahve içmek, sıçmak veya işemek için bir kaç dakika ayrılınca “benim çocuğum neden hemen iyi olmadı? Diye sana kaldırım taşı ile saldıracaklar! Sen haşa Allahsın, Hızırsın ya, hemen bakar bakmaz iyileşsin diye bekliyorlar çünkü.
Hadi “onlar cahil, cühela, bilmiyorlar” diyoruz da sana ne oluyor? Nedir bu kompleksin be kardeşim? Sen mühendissin (ondan da emin değilim artık) bunları sen yapma bari. Okumak, bir meslek sahibi olmak kolay değil. Bunu en iyi bilenlerden olmalısın. Senin iki kadın alıp habire çocuk yapan sonra o çocuk hasta olduğunda kendi penisinden hesap sormak yerine doktorun kafasında kaldırım taşı parçalayan adamdan bir farkın olmalı.
Evet doktorlarda “kendini biraz büyük görme” durumu, bir “sıradışı”lık var. Olmak da zorunda. Sen sıradan biri olursan bir adamın kanser sarmış organlarını saatlerce uğraşıp temizleyemezsin. “bana ne amk. Kendine baksaymış, ben mi uğraşacağım” dersin. Sen karınla, sevgilinle romantik bir gecenin sonunda öpüşürken,  gelen telefonu sessize alıp ‘iş’ini bitirirken,  biz “açmam lazım, bugün ameliyat ettiğim hasta için arıyor olabilirler” der, kadını öylece bırakır telefona gideriz.
Hasta için aranıyorsan, ‘hastaya bir şey olmasın’ diye çoğu zaman kalkar sıcak yatağımızdan sevgilimizi, eşimizi o halde bırakıp gideriz. Gitmesek de artık kafa başka yere gittiğinden o ‘iş’i yapamayız. Sen hiç öyle bir durum yaşadın mı? Yaşadıysan kaç defa yaşadın?
Sen bir şeyi yaparken bozsan sorun olmaz, yerine yenisini koyarsın, olur biter. Biz de öyle bir şansın yok. Biz bir adamın organını bozduğumuzda yerime başka bir organı koyma şansımız yok. Sen 8 saat, yemeden, içmeden, sı..madan, işemeden  bir organı yerine takmaya çalıştın mı? Parça taktığın makinenin yanında, yakınında günlerce nöbet tuttun mu?
Evet, o yüzden biz biraz farklıyız.
Biz yaptığımız işin sıradan bir iş olmadığını biliyoruz. Malzememiz “insan” ve insana bir şey olduğunda geri dönüş mümkün değil! Bunun karşılığında da senin ve politikacıların en ufak bir fırsatta “doktorlar şu kadar kazanıyor” diye söylediğiniz kadar kazanmıyoruz. Alanımda Türkiye’nin en iyilerinden biri olmama rağmen ben kazanamıyorum. Çünkü bir kuyumcudan fazla vergi ödüyorum!
Türkiye’de kazanmıyoruz en azından. Amerika’da, İngiltere’de, Almanya’da bundan çok daha fazla kazanabiliyoruz. Üstelik oralarda canının istediğinde hemen bir “uzman”a görünemezsin! Almanya’da yakının varsa sor bakalım, “bir uzman doktora muayene olmak için kaç ay bekliyor”lar?
Türkiye’de her şey kolay; uzman’a muayene olmayı istemek bir kaç dakikaya bakar; zaten bu yüzden her şey ayakaltında ya. Bu yüzden herkes  g..tünden rahatça ‘uzman’a laf sallıyor!  Beş para etmeyen, g..tümdeki kıl kadar değeri olmayan bir sürü insan bize gelip g..tlük yapabiliyor! Bir sürü g..t “bak şu kadar para kazanıyorlar, deri koltuklu arabalara biniyorlar, pahalı restoranlara gidip yemek yiyorlar” diye sallarken onlara  “eee..  o zaman kolaysa, sende de o g..t varsa sen de ol be kardeşim!” Demek lazım. Lazım ama susuyoruz.
Susuyoruz çünkü g..tün çok da kontrollü olan bir organ olmadığını, bazen her şeyi saldığını da biliyoruz.
Sağlıcakla kal ve g..tüne dikkat et. Bir şey olunca bizim gibi salladığın g..tlere göstermek zorunda kalacaksın çünkü. Dr. Deniz Arslan
Bu saldırılar ve mühendisin yazısı üstüne doktor da epey kızmış olmalı ki, cevabı yazısı yer yer küfür hakarete varan ifadeler kullanmakta.
“Gaziantep’te 3 yıl önce görevi başında hasta yakını tarafından bıçaklı saldırı sonucu öldürülen Dr. Ersin Arslan’ın yakınlarına bağlanan şehit maaşı, 3 yıl sonra geri istendi.

Cevat Kulaksız

Cevat Kulaksız  
SONNOTLAR

(1)Https://Www.Gercekgundem.Com/Guncel/25736/Urfada-Doktora-Saldiran-Kisi-Hakkinda-Karar
(2)(CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi de son olayın ardından Sağlık Bakanlığı'ndan bilgi edinme kanunu kapsamında aldığı veriler)

(3)https://www.gercekgundem.com/guncel/25736/urfada-doktora-saldiran-kisi-hakkinda-karar
(4)https://www.anadolupress.com/asayis/kahramanmarasta-hasta-doktora-saldirdi-guvenlik-gorevlisini-bicakladi-h11616.html
(5)https://www.anadolupress.com/asayis/kahramanmarasta-hasta-doktora-saldirdi-guvenlik-gorevlisini-bicakladi-h11616.html
(6)https://www.milliyet.com.tr/gorevi-basinda-oldurulen-doktorun-ailesine-gaziantep-yerelhaber-1125731/

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget