Benim bu halimi gören bir komşum, şakacıktan bir gün bana takıldı:
“-Komşu sen tahsildar mısın, kargocu musun, bu çantayla nerelere gidiyorsun, her gün her gün böyle?” Ben de ona şakayla yanıt veririm:
“-Yok komşu ben sünnetçiyim” derim, o da:
“-Yok canım bizden geçti, benden yıra” der, gülüşür geçeriz. İşte insanda böyle bir gazetecilik yaşantısı oldu mu, her şeyi yazmak istiyor.
Şimdi asıl konumuza gelelim.
7 Kasım 2017 Salı günü işte böyle bir gün sırtımda çanta metroya bindim. Metroda bazen birbirinden ilginç olaylara tanık olurum.
Gazetemi açtım okurken, yanımdaki biri ile bir konuda konuşmaya başladık. Sohbete o kadar daldık ki, hemen onun yanında oturan elleri ve bacakları yanıp kavrulmuş bir adam vardı. Sohbeti bırakıp da, o elleri, ayakları kavrulmuş adamla konuşmak mümkün olmadı. Kavrulmuş elleri ile o adamı merak ediyordum ama yanımdaki sohbeti bırakmak istemiyordu.
Nihayet sohbet bitti, elleri kavrulmuş 50 yaş civarında görülen yanındaki adama yöneldim.
-Hemşerim ne oldu sana böyle, kusura bakma merak ettim, dedim. Adam gayet soğukkanlı bir şekilde:
“Beni Irakta Amerikalılar ve İranlılar asitle yaktılar”, dedi. Konuşma, şivesine bakınca, sen nerelisin, dedim:
“-Men Iraklı Türkmenem, dedi. Elleri ve ayakları ABD li askerler tarafından asitle yakılan bu adam Sünni Türkmenlerdenmiş.
Aman Tanrım, öylesine ürperdim, öylesine şaşırdım ki, anlatamam. Adama:
“-Arkadaş nasıl olur, Amerikalılarla İranlılar birbirini hiç sevmezler”, dedim.
“-Peki, kardeşim, nasıl yandı bu ellerin, ayakların, diye Iraklı Türkmen’e sordum. Adının Hızır olduğunu öğrendiğim, adam anlatmaya başladı:
“-Amerikalıların Irak’ı işgal ettikleri sırada çok kan döküldü, çok canlar gitti. İnsanlar, çok zulüm işkence gördüler. Biz de evimizin yakınında bir yerde üç beş kişi dururken, biraz uzağımızda bulunan Amerikan askerlerinin üzerine bir yerlerden el bombası atılmış. Ölen yaralanan askerler olmuş. Orada bulunan bütün erkekleri yakalayıp hapishaneye attılar, günlerce bize işkence yaptılar. Bizi çırılçıplak soydular, ayaklarımızı, elerimizi asitle yaktılar”.
Ben dehşete kapılmıştım:
-Peki, sizden ne istiyorlardı, ne suç işlediniz de bu işkenceyi yaptılar, dedim. Adam şöyle dedi.
“-Söyleyin, o el bombasını askerlerin üzerine kim attı” Söyleyin, o el bombasını askerlerin üzerine kim attı” diyorlardı.
“-Biz atmadık, kimin attığını bilmiyorduk”, diyordu adam.
Adam asitle yanan ellerini, pantolonunun paçasını kaldırıp asitle yakılan bacaklarını gösteriyordu. Adamla daha ayrıntılı konuşmak isterdim ama ineceği Demetevler istasyonuna gelince, metrodan acele indi, gitti. Biz şaşıp kalmıştık, bir korku filminin sahnesi gibi geldi bize bunlar.
ABD lerinin Irak’ı işgalini düşünürsek, birbirinden dehşet, vahşet olaylar yaşanmıştı.
Saddam Hüseyin Hanefi-Sunni, Türkmenlerin çoğunluğu Sunni, İranlılar Şafi-Şii. Bu savaşta ayrı mezheptekiler bile kullanılarak birbirlerine saldırtmışlar, demek ki birbirini kırdırtmışlar. “Allah kimselere, hiçbir millete işgal göstermesin” diye adamın arkasından söylendim durdum.
Eve gelince internetten Irak işgaline ilişkin pek çok yazı ve resimleri gördüm. Bunu sizinle paylaşmak istedim. İşte tanık olduğum dehşet, işte internette birkaç işkence anlatımları.
Amerikanın Gizlediği İşkence Fotoğrafları!
Evli kadına kocasının gözü önünde tecavüz ettiler
Irak'ta ABD İşkencelerini unuttunuz mu! +18 (Foto)
Cevat Kulaksız
Yorum Gönder