Ey, AP! Raporunu al, başına çal - Tünay Süer

Yıllardır çeşitli bahanelerle AB ye almamak için kıvırtıp durdunuz. Biz istersek ileride kendi şartlarımızla katılırız. Bu sözlerim size bir Türk vatandaşı olarak söylüyorum ki KAPAK olsun.

Ey, AP! Raporunu al, başına çal - Tünay Süer
Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu Avrupa Birliği Konseyine verdiği tavsiye kararında Türkiye ile üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını önermişti.
Rapor dün  (6 Temmuz 2017) Strazburg’da yapılan oylamada 64’de karşı 477 oyla kabul edildi.
Sahtekârlar.
Ölü yıkayıcılar….
Başta Amerika olmak üzere Türkiye’yi parçalamak için aç kurtlar gibi birleşmişler.
Pusuda bekliyorlar.
Şu şartlarına bakın(!)
Kıbrıs’tan Türk Askerinin çekilmesi,
Ermenistan sınırının açılması,
PKK ile yeniden görüşmelerin başlatılması,
Akkuyu Nükleer Santrali projesinin durdurulması gibi 25   (Uzlaşı!) şart koşmuşlar.
Haydi, oradan be soytarılar…
Ülkenin tapusunu da verelim oldu olacak…
Türkiye’nin terörle mücadelesini engellemek için elinizdekini ardınıza koymuyorsunuz.
Avucunuzu yalarsınız.
Türkiye taaa 1919 dan  beri asla yutacağınız kolay bir lokma olmamıştır.
İstiklal Savaşımızda ağzınızın payını 7 düvel olarak aldınız.
Görüyorum ki halen akıllanmadınız.
Zor anlarda Türk Milletinin nasıl birleştiğini anlamamışınız hâlâ.
15 Temmuz 2016 FETÖ denilen cani örgüt ve ABD ajanları ile yaptığınız darbe teşebbüsü
Ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü sizlere ufak bir hatırlatma olsun.
Ha, bu girişimden faydalananlar olmadı mı?
Oldu elbette.
AKP Genel Başkanı Erdoğan için Allahın lütfu olarak değerlendirildi.
Ve Erdoğan 20 Temmuzda OHAL ilan etti.
Bu bildiğiniz OHAL değil tabi ki.
Otoriter rejimin ayak sesleriydi.
Dolayısı ile kurunun yanında yaş da yanarak hapishaneler doldu taştı.
Adalet yara aldı.
İşte bunun için Ankara’dan İstanbul’a Kılıçdaroğlu önderliğinde yüz binler yürüyüş başlattı.
Bunlar bizim iç meselemizdir.
Bir şekilde hallederiz.
Gölge etmeyin, başka ihsan istemeyiz.
Irak’a, Libya’ya, Ortadoğuya götürdüğünüz demokrasiyi gördük.
Şüphesiz Erdoğan Hükümetinin çok yanlışı oldu bu da sizlerin ülkemiz üzerinde oynadığınız oyunları ve haris hislerinizi kabarttı.
Yıllardır çeşitli bahanelerle AB ye almamak için kıvırtıp durdunuz.
Biz istersek ileride kendi şartlarımızla katılırız.
Bu sözlerim size bir Türk vatandaşı olarak söylüyorum ki KAPAK olsun.
                                                    ***
Gelelim şimdilerde AKP sözcüsü gibi konuşan Sayın Doğu Perinçek’e.
Birkaç gün önceki yazısında Yargının altın devrini yaşadığını söylemişti.
Kendisine  2016,da AKP ,CHP ve MHP Milletvekillerine yazmış olduğu mektubu hatırlatmak isterim.
Değerli Milletvekilimiz;
21 Maddelik Anayasa değişikliği önerisine göre, Cumhurbaşkanı ve Başbakan tek kişide birleştiriliyor.
Hükümet yetkileri Cumhurbaşkanının elinde toplanmaktadır.
“Bakanlar”,cumhurbaşkanınca görevlendirilecek, teknik-idari personele dönüştürülmektedir.
Bakanlar, Meclise karşı sorumlu olmayacaklar.
Bakanlar, genel müdürler veya sıradan memurlar gibi Cumhurbaşkanı tarafından atanacak veya azledilecekler.
Perinçek’in mektubu uzun olduğu için hepsini aktarmıyorum.
Peki, Doğu Beye sormak gerekir şimdi.
Bugün, Yasama, Yargı ve Yürütme de tek kişinin elinde toplanmışsa ki öyle oldu.
Böyle bir rejimin adı ne olur?
Ve nasıl “Yargı” altın devrini yaşayabilir?
Merak ediyorum, Doğu Bey Bahçeliye mi benzemek istiyor?
Laf aramızda partisine yazık ediyor.
Çünkü çok değerli kişiler var partisinde.
Şimdi CHP yi dolamış diline.
Efendim, İç cephede CHP yönetimi HDP/PKK ile kol kola yürüyormuş.
(ADALET Yürüyüşünden bahsediyor.)
Benim kadar Kılıçdaroğlunu eleştiren çok az kişi olmuştur.
Evet, geçmişte yanlış politikaları oldu, olmadı değil ama bıçak kemiğe dayanınca değişti.
Keşke herkes doğrularda değişebilse…
Kılıçdaroğlu, insanca yaşam, temel hak ve özgürce yaşam için tek başına yollara çıktı.
Adalet istemek herkesin hakkıdır.
Yanına istenmeyen kişiler gelmişse, geliyorlarsa kovalaması mı gerek?
Adalet doğru işlerse, suçlular adil yargılanabilirlerse ve suçları ispat edilirse elbette cezaları neyse çekmelilerdir.
Öyle suç unsuru bulunmadan, delil olmadan önce aylarca hatta yıllarca at zindana, sonra mahkemesini yap.
Böyle adalet olur mu?
Unutmayalım ki her insan suçu sabit görülene kadar masumdur.
Erdoğan’a yaranacağım diye yanlışlarını görmezden gelen ve dümen suyuna gidenler aslında ona kötülük yapmaktadırlar.
Gerçek dost eleştirilerini yapabilenlerdir.
Onu yanlışlarından döndürebilenlerdir.
OHAL devam etmeliymiş çünkü vatan savaşındaymışız.
OHAL olmasa Erdoğan istediğini yapamayacak mı yani?
Adalet istemek içeride ne kadar insan varsa dışarı çıksın demek değildir.
Suçlular mutlaka cezalarını çekmelidirler ama evrensel hukuka uygun adil yargılanarak.
Tünay Süer
7 Temmuz 2017

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget