Bu şehit ve gazilerimizin acısı hala içimizi acıtırken, bir yıl sonra yapılan anma törenleri amacından saptırılarak adeta parti propagandası ve muhalefeti suçlamak aracı olarak kullanıldı.
Cumhurbaşkanının anma törenleri sırasında yaptığı konuşmayı dinlerken şaşırdım.
Şehitleri anma gününde, terör belasından kurtulmak, birlik ve beraberlik içinde ülkemizi esenliğe çıkarmak gerektiğini önermesi ve herkesin Cumhurbaşkanı olduğunu ve tüm yurttaşları kucaklayacağını söylemesi gerekirken, hedefine ana muhalefet patisi Genel Başkanını alarak, verip veriştirdi.
Cumhurbaşkanının belirtiği gibi ana muhalefet partisi Genel Başkanı terör örgütleriyle iş birliği içinde ise yandı gülüm keten helva.
Bu ayrışma ve ötekileştirme ile bırakın birlik ve beraberliği sağlamayı, söylem doğru ise yakında birbirimizi boğazlayacak hale geliriz ki maazallah bunu düşünmek bile insanı ürpertiyor.
Söylemler, Cumhurbaşkanına yakışmadığı gibi şık da değildi.
Bir an için doğru olduğunu varsayarsak! CHP’ye oy veren her yurttaşın terör örgütleriyle fikir birliği içinde olduğu anlamına gelir ki bu kabul edilemez bir suçlamadır.
Bu suçlamalar yapılırken, alandaki dinleyicilerde doğru kabul etmiş olacaklar ki hep bir ağızdan yuh çekmekten geri kalmadılar.
Çeşitli düşüncelere sahip iktidarlar döneminde 32 yıl kamu görevi yaptım. Hiçbir dönemde böyle bir ayrıştırma ve ötekileştirmeye tanık olmadım.
Bu ülke hepimizin, gidecek başka bir yerimiz yoktur.
Terör bir insanlık suçudur. Terörün her çeşidine lanet olsun.
Vatanı emperyalist işgalden kurtarmada, her türlü terör örgütleriyle mücadelede, demokrasiyi koruma ve kollamada canını veren tüm şehitlerimiz hepimizindir. Aziz anıları önünde saygı ve şükranla eğilmek hepimizin kaçınılmaz görevidir.
Şehitlerimizi anarken, politik propaganda malzemesi yapılması eminim onların kemiklerini sızlatmıştır.
15 Temmuz şehitlerinin kahramanlıkları hepimizi onurudur. Onlar tüm yurttaşların şehitleridir ve kimsenin tekelinde değildir.
Bu nedenle herkesin, özellikle yetkili makamlarda bulunanlarla, muhalefet partililerin eylem ve söylemlerinde uzlaşma dili kullanması, ayrışmamaya ve ötekileştirmemeye özen göstermesi, ülkenin ve yurttaşların esenliği açısından kaçınılmazdır.
Yazıktır, günahtır. Bu güzel ülkeyi yaşanmaz hale getirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur ve olmamalıdır.
Başta kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, her ne sebeple olursa olsun bu ülke için canlarını veren tüm şehitlerimizi rahmet ve şükranla anar, acılı ailelerine sabır ve başsağlığı, gazilerimize uzun ve sağlıklı bir yaşam diliyorum.
17.07.2017
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder