Bunun Adı Minderden Kaçmaktır

Bunun Adı Minderden Kaçmaktır
AKP Genel Başkanı ve o partinin cumhurbaşkanı adayı ERDOĞAN; seçim konuşmalarında, sürekli olarak CHP adayı İNCE'ye laf atıyor, sözüm ona onu eleştiriyor, küçük görüyor, kendisini usta İNCE'yi çırak olarak nitelendiriyor, İNCE de bu sataşmalara karşı, madem ki sen ustasın, ben çırağım, istediğin bir televizyonda karşıma çık, karşılıklı olarak ekonomiyi, dış politikayı ve eğitimi tartışalım, halkımız kimin usta kimin çırak olduğunu görsün değerlendirsin ve sandıkta ona göre oy versin çağrısını sürekli yineliyor.

ERDOĞAN,İNCE'nin bu çağrısına ve meydan okumasına olumlu cevap vererek karşısına bir türlü çıkamıyor, çıktığı takdirde başına gelecekleri, İNCE'nin karşısında ecel terleri dökeceğin, yetersiz kalacağın, mahcup olacağını, düşmekte olan oylarının daha da düşeceğinden korkuyor, er meydanından, güreş minderinden adeta kaçıyor. Bunun başka hiçbir izahı yoktur.

ERDOĞAN; er meydanından bu kaçışına gerekçe olarak, kendine üzerimizden reyting sağlayacak, biz seni muhatap alır mıyız diyerek çamura yatıyor.

Peki reyting ne demektir?

Kitle iletişim araçlarında izlenme durumu, izlenme oranı demek olan reytingi politikaya uyarlarsak, yani iki politikacının karşılıklı tartıştıkları programlara uyarlarsak, tartışan bu iki politikacıdan her birinin, bu tartışmadaki başarı oranlarını, halktan aldıkları takdir (beğenme)oranını ifade eder.

Sayın İNCE; televizyon yapımcısı ve sahibi olmayıp, cumhurbaşkanı adayı bir politikacı olduğuna göre, ERDOĞAN ile tartışacağı televizyonun o tartışma programı süresince elde edeceği izlenme oranı İNCE'yi ilgilendirse bile, onun için önemli olan husus, bu tartışmada ERDOĞAN'ı mat ederek ondan daha başarılı bir cumhurbaşkanı olabileceği konusunda, halkın takdirini (beğenisini)kazanmak ve halkın kendisine yönelik takdir oranını ve dolayısıyla da oylarını yükseltmektir.

İşte ERDOĞAN da, aslında üstü kapalı olarak; televizyonlarda senin karşına çıkıp seninle ekonomiyi, dış politikayı eğitimi tartışırsam, senin karşında tutunamam, benim on altı yıllık başarısızlığımı, metal yorgunluğumu, proje üretmekte çektiğim sıkıntıları ortaya koyarsın, ipliğimi pazara çıkarırsın, rezil olurum, sen ise; performansınla halkın takdirini kazanarak oylarını artırır ve cumhurbaşkanlığını garanti edersin, ben sana bu imkanı verir miyim, senin anan güzel mi? Demek istiyor.

Sayın ERDOĞAN; bizimkine hiç benzemese de, Amerikan Başkanlık sistemini örnek alıyor ama, Amerikan Başkanlık seçimlerinin simgesi ve olmazsa olmazı olan adayların halkın önünde tartışarak düello etmeleri kuralını, görmezlikten geliyor, yok sayıyor.

Seçmen, başka şeyleri bırakın, İNCE'nin; gel seninle televizyonlarda karşılıklı olarak ekonomiyi, dış politikayı ve eğitimi tartışalım davetinden korkarak kaçan ERDOĞAN'ın bu kaçışı ve antidemokratik tutumunu iyice sorgulayabilse, bu dahi tek başına ERDOĞAN'n seçimlerde hezimete uğraması için yeterli bir nedendir.

Güner Yiğitbaşı

18/06/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget