Arkadaş doğru söylüyor! - Güner Yiğitbaşı

Arkadaş doğru söylüyor! - Güner Yiğitbaşı
Arkadaş doğru söylüyor, nüfusuna bakarsanız 1954 doğumlu gözüküyor ama, o her devrin adamıdır.

Kendisi, Osmanlının kuruluşu 0lan 1299 senesinden bu yana, her devirde yaşamıştır. Osmanlıyı çok iyi bilir, yaşayarak o devirlere bizzat tanık olmuştur. Kendisinin Osmanlı hayranlığı da buradan gelir.

Aramızda beş yaş fark olmasına rağmen, Osmanlıdan bu yana birlikte çok güzel günlerimiz geçti, aynı mahallelerde oturduk ve aynı okullarda okuduk!

O zamanlardan bu yana okumayı çok sever, ne bulursa okur ve bu nedenle de her konuda bilgi sahibidir. Eğitimden anlar, ekonomiden anlar, askerlikten anlar, Osmanlı döneminde, kendisiyle onar kişilik sınıfları olan çok güzel okullarda okuduk ve çok iyi eğitim aldık!

Birlikte Fatih Sultan Mehmetin İstanbul'u fethine tanık olduk, Fatih surlardan İstanbu'a girdiğinde kendisini karşılayan büyük topluluğun en ön safında birlikte yer aldık ve Fatih Sultan Mehmet'i avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışladık. O anı hiç unutamam!

Kanuni Sultan Süleyman'ın o muhteşem devrine arkadaşla birlikte tanık olduk, Kanuni, oğlu Şehzade Mustafa'yı boğdurarak öldürttüğünde, ben çok üzülmüştüm, iktidar uğruna insan bir kuşkuya kapılarak kendi öz oğlunu nasıl öldürür diye çok üzüldüğümü gördüğünde; arkadaş, beni, devletin bekası ve geleceği, ülkenin menfaati için, insan gözünü kırpmadan kendi öz oğlunu da öldürterek feda edebilmelidir diyerek, beni teselli etmiştir. Şimdi bakıyorum da, ta o zamandan bugünleri görmüş gibi sanki, devletin bekaası gerekçesiyle her şeyi gözünü kırpmadan kendisi de yapıyor, can düşmanı BAHÇELİ ile Cumhur İttifakını da, kendisi için değil, devletin bekaası için yapmadı mı?

Ulu Hakan Abdülhamit Han dönemini de arkadaşla birlikte yaşadık, özgürlükler aynı bugün olduğu gibi yerlerde sürünüyordu, Abdülmamit Han Ulu Hakanımız saltanatını sürdürmek için, gözünü kırpmadan insanları sürgüne gönderiyor, hapse tıkıyor ve öldürtüyordu, korkudan Cuma namazları dışında pek dışarı çıkamıyor ve halkının arasına karışamıyordu. Onun ki yaşamak değildi aslında, bunlara gözlerimizle bizzat tanık olduk!

Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı esir alınıp toprakları işgal edilince ATATÜRK ortaya çıktı ve hepimizin bildiği gibi yurdumuzu sömürgeci devletlerin işgalinden kurtardı ve Osmanlının küllerinden yepyeni bir devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurdu, Osmanlının zulmünden ve işgalci devletlerin işgal ve esaretinden kurtulmuştuk artık.

Atatürk, eğitimi laikleştirdi eğitimimize Cumhuriyetin laik eğitim kurumlarında devam ettik, liseyi arkadaşla birlikte aynı okulda okuduk, ben kendisinden üst sınıflardaydım, tek parti dönemiydi, yokluklar ve kıtlıklara rağmen, güzel bir eğitim alıyorduk. Arkadaşın, bugün iddia ettiği gibi, sınıflar yetmiş beş kişilik falan değildi, nerede o insan bolluğu, harpten yeni çıkmışız, okuma yazma oranı çok az, lisede bir sınıfta yetmiş beş öğrenci mümkün mü, keşke olsa, belki okulun tüm sınıflarındaki öğrenci sayısı yetmiş beş olabilir, arkadaş tüm okul mevcudu ile bir sınıfta okumakta olan öğrenci sayısını karıştırmış olmalı!

Arkadaş, bildiğim kadarıyla pek başarılı değildi, liseden sonra yüksek öğrenim görüp görmediğini bilemiyorum. Liseden mezun olduktan sonra yollarımız ayrıldı, ben hukukçu oldum, onun bir ara futbolcu olduğunu duymuştum, sonra politikaya falan atılmış, Osmanlı hayranı olduğu için Osmanlıyı yeniden geri getirmek için politikada çok iddialı bir şekilde ilerledi, koşulların da yardımcı olmasıyla bugünlere geldi ve kendisini tek adam ilan ederek, Osmanlı dan kalan saraylarla yetinmeyerek Cumhuriyet döneminde de saray inşaatlarına devam etti, önce Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği arazisinde 1150 odalı saray yaptırdı ve bu da kesmedi son olarak Marmaris Otluk Koyunda on binlerce ağacı katlederek, 300 odalı yeni bir yazlık saray yaptırıyor, ama yol bitti, önümüzde 24.Haziranda yeni bir seçim var, vaziyet o ki, yazlık saray öksüz kalacak.

Arkadaş, 1299 yılından bu yana her devirde yaşıyor, insan vücudu bu, bir yere kadar dayanabiliyor tabi, metal yorgunluğu başladı, artık dinlenmesi ve tüm yaşadığı devirlerin anılarını yazma zamanı geldi, özellikle 2002 yılından 2018 yılına kadarki dönem için neler yazacağını, tek parti döneminde yaşadığını iddia ettiği kalabalık yetmiş beş kişilik sınıfların, kendi yönetim döneminde de devam edip etmediğini, eğitimin yaz boz tahtası haline getirildiğini, eğitimim gerilediğini yazıp yazmayacağını merak ediyoruz doğrusu.

Sürçü lisan ettiysek affola. Tüm okurların Ramazan Bayramlarını yürekten kutluyorum.

12/06/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget