Biz daha önce, dün akşam(19/04/2018) facebook sayfamızda yaptığımız bir paylaşımda, KILIÇDAROĞLU'nun, seçilememe riskini düşünerek, kesinlikle aday olmayacağını dile getirmiş ve gerekçe olarak da, KILIÇDAROĞLU'nun, özellikte grup toplantılarında yaptığı ve Cumhurbaşkanı ile yargıya hakaret olarak değerlendirilen konuşmalarından dolayı hakkında düzenlenen fezlekelerin kabardığını, cumhurbaşkanı seçilememesi halinde milletvekili de olamayacak ve dokunulmazlığının da kalkacak olması nedeniyle, muhtemel bir AKP'li Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarında, iktidara bağımlı ve taraflı yargı tarafından huzura çağırılarak, en ağır suçlamalarla tutuklu olarak soruşturmaya tabi tutulacağını, KILIÇDAROĞLU'nun haklı olarak bu ihtimali düşündüğünü, biz de onun yerinde olsaydık,aynı endişeyle aday olmak istemeyeceğimizi belirtmiştik.
Gerçekten, bu ihtimal göz ardı edilmemeli ve KILIÇDAROĞLU kesinlikle aday olmamalıdır.
Bize göre, Cumhur İttifakının karşısında spontane oluşan demokrasi cephesinde, CHP lehine büyük bir oy fazlalığı yoktur. Saadet ve İyi parti beraberliğinden oluşan oy gücü, belki de CHP'nin oy gücünü geçecektir.
Bu nedenle, CHP; ana muhalefet partisi olması nedeniyle, demokrasi cephesinin lideri konumunda gözükse de,, Saadet Partisi, İyi Parti ve CHP arasında kendiliğinden tabanda oluşan demokrasi cephesindeki, açık ara CHP lehine bir seçmen ağırlığı olmadığı için, özellikle ikinci tur seçim düşünülerek, KILIÇDAROĞLU, CHP'nin adayı olarak gösterilmemelidir.
CHP içinden öyle bir aday belirlenmelidir ki; ikinci tura kalacak olan CHP adayına, Saadet ve İyi Parti seçmenleri de rahatlıkla oy verebilsinler, tereddüt içinde kalmasınlar, aksi halde, ikinci turda AKP adayının ipi göğüslemesi hiç de zor olmaz.
Burada CHP seçmenine büyük bir fedakarlık düşmektedir. CHP seçmeni, partinin göstereceği adayda fazla seçici olmamalıdır, ikinci turda Saadet ve İyi Partinin seçmenlerinin de içlerine sinip oy verebilecekleri; demokrat, Atatürkçü, Atatürk ve laiklikle herhangi bir sorunu olmayan, insan hak ve özgürlüklerine ve parlamenter demokrasiye saygılı, siyaseten fazla sivri olmayan yıpranmamış bir partilinin veya dışarıdan bir kişinin aday gösterilmesi, hoş karşılanmalıdır. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak bizim gönlümüzden, icraatlarıyla bütün Türkiye’nin taktir ve güvenini kazanan Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz BÜYÜKERŞEN'in geçtiğini, özellikle belirtmek istiyoruz.
Zira,24.Haziranda yapılacak olan bu seçim; ön yargıların törpüleneceği, üzümün çöpü ve armudun sapı var bahanelerine sığınılamayacak kadar önemli, parlamenter demokrasi adına gerçekten son şansımız.
ERDOĞAN'ın dışında, ikinci tura kalan, demokrasi cephesine mensup partilerden herhangi birine mensup olması koşuluyla, kim cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin, sonuç olarak, demokrasi cephesinin elbirliğiyle kazanması zorunlu olan bu seçim; ortak amaç olan, insan hak ve özgürlüklerini, yargının bağımsızlığını, parlamentonun saygınlığını ve üstünlüğünü, parlamenter sisteme geri dönmeyi sağlayacak olan, demokrasinin, cumhuriyetin ve parlamenter sistemin yeniden restore ve tesis edileceği çok önemli ve hayati bir ön seçimdir.
Bu ön seçim kazanılarak, insan hak ve özgürlüklerine dayalı, yargının bağımsız, parlamentonun halkın iradesini temsil eden en yetkili organı, parlamenter sistemin tüm kural ve kurumlarıyla işler hale getirilip, parlamenter demokrasinin restorasyonu tamamlandıktan sonra, demokrasi cephesini oluşturan tüm partilerimiz, kendi aralarında yine demokrasimizi daha da ileri seviyelere taşımak için, demokratik rekabet içinde, yeni seçimlerde karşılıklı olarak yarışacaklardır.
Parlamenter demokrasiyi restore ederek, bu demokratik yarışı, selamet içinde yeniden başlatabilmek için, 24/Haziran/2018 tarihinde yapılacak olan bu ön seçim için, demokrasi cephesini oluşturan partilerin yöneticileri ile seçmenleri, ön yargılarını ve endişelerini bir kenara koyarak, karşılıklı güven içinde elbirliği ile çalışmak ve bu seçimi kazanmak zorundadırlar.
21/04/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder