Akşam 18.00 ile 20.30 arası kan ve ölüm haberlerine üzülüp daha veda etmeden bültenlere "O Ses Türkiye",
o olmazsa bir adada arz-ı endam ederek şöhret arayan ya da
kaybettikleri şöhreti yakalamaya çalışan bir grup insanın geyik
muhabbetlerine takılmayı başaran halkım!
Sen görmesen de bu ülke bölünüyor. "Herkes taraf olacak" diye ekilen kin ve nefret tohumları meyvelerini bahar gelmeden verdi.
Sedat Peker akıtmasa da "oluk oluk kan akıyor" ülkemin
cadde ve sokaklarında. Sivillere ilişkin devletin resmi organlarının
verdiği bilgi dışında bilgi alamıyoruz. TRT'nin durmuş saat misali arada
bir iki kez verdiği haberler de yine resmi organlarca yalanlandığı
için Diyarbakır Sur, Cizre, Şırnak, Silopi bizim için hala bir bilinmez.
Çatışmaların
şiddeti ve olayın vahametine ilişkin elimizdeki tek veri, bayrağımıza
sarılı olarak ülkenin her tarafına gönderilen şehit cenazeleri.
Bir gün bugünlerin tarihi yazıldığında; "kimin nerede, ne yaptığını" bilmek isteyenler olabilir, diye bu saptamalarımız.
Cumhurbaşkanı;17-25 Aralık’ta eski ortaklarının kendisini ihbar etmesini bir türlü kendine yediremediğinden "paralelci" avında ve buna bağlı olarak yaptıracağı anayasa ile ülkede tartışmasız güç olma çabasında.
Magazinsel boyutta ise vatandaş "Sigaradan ölmesin ama terörden ölebilir." anlayışında söylemler vermeye devam ediyor.
Muhalefetin
anası CHP 2 aydır bir Atatürk resmini kim indirdi, derdine düşmüş.
RTE'ye malzeme vermeye devam ediyor. (AKP dünya siyasi tarihinin en
büyük yolsuzluk olayını halkın gözünden kaçırmayı başarırken CHP'nin bir
dedikoduyu bile saklayamamasını anlamak mümkün değil)
Küçük
muhalefet MHP ise RTE'ye destek çabalarına ara vermeden davam ediyor.
Muhalif imzalara rağmen kongreyi toplamayacağını açıklayan Sayın
Bahçeli, partiyi kayyuma devretmeyi başarırsa erken seçim ufukta
görülebilir.
Vatandaş ise unutma ve her şeye alışma hastalığından
kurtulacak gibi görünmüyor. Kolay da değil genetiğinde var -nelere
alışmadık ki- kafasında.
Yani bilindik münhal üzerinde yaşamaya
devam ediyoruz. Türkiye cephesinde yeni bir şey yok. Farklı aktörlerle
aynı senaryoları tekrar tekrar oynuyoruz."Perde" diyecek ne birikimimiz ne de cesaretimiz var.
Tayfun Talipoğlu/abcgazetesi
Yorum Gönder