CHP yöneticilerini kutluyoruz, alkışın; ayağa düşen namus ve değerine sahip çıktıkları için.
Siz bakmayın bazı gazetecilerin ve kişlerin bu seçim reklamını beğenmedik demelerine.
Havuz medyası ve TRT, AKP iktidarını protesto amacıyla kullanılan bu alkışlı seçim reklam filmini beğenmediklerine ve TRT bu alkışlı seçim reklam filmini, bu iktidara karşı diyerek yayınlamadığına göre, CHP doğru yolda ve bu reklam da tutmuş ve ses getirecek demektir.
Bugün, değerli gazeteci Belkir CUŞKUN da, gazetesindeki köşesinde bu konuya değinmiş ve “ALKIŞLAYIN...”başlığıyla yazısına konu etmiştir
Biz de aynı konuyu işlemeyi düşünüyorduk ki, Bekir COŞKUN bizden hızlı davranmış, Bekir COŞKUN'un affına sığınarak, biz de bu alkışlı seçim reklamını bu makelemize konu yapıyoruz.
Alkış, hepinizin bildiği gibi, insanların, kendisi, yakınları, ülkesi ve milletinin yararına olarak yapılan bir işi, eylemi, icraatı ve söylemi beğendiğini, övgüye değer bulduğunu ve onayladığını, çıkacak olan sesle,dışa vurarak ve ifade etmek için, iki elinin avuçlarını birbirine vurmaları eylemidir.
Alkış'ın bu tarifinden de anlaşıldığı gibi, insanlar; kendisinin, aile yakınlarının,yaşadıkları ülkenin ve toplum bireylerinin yararlarına bir söylemde bulunulduğunda, eylem ve icraat yapıldığında, memnuniyetlerini, övgülerini ve onaylarını dışa vurarak ifade etmek amacıyla, o güzel ve faydalı, eylemde ve söylemde bulunanları, o faydalı ve güzel icraatı yapan yöneticileri ve devlet adamlarını alkışlarlar.
Bu nedenle, alkış denince ve bir alkış sesi duyunca, insanların aklına olumsuzluklar gelmez, daima güzel, faydalı, doğru, hoş ve olumlu şeyler gelir. Alkış sesi, doğruyu, güzeli,faydayı, olumluluğu, onay vermeyi ve memnuniyeti ifade eder. Bu nedenle, alkışın bir değeri ve namusu vardır.
Şu anda ülkemizde olup bitenlere bakıyoruz; alkış ayağa düşmüş, iyi olan kötü olan herşeye alkış tutuluyor, ülkede bir alkış enflasyonu hüküm sürüyor.
Cumhurbaşkanlığı görevine başlarken, namusu ve vicdanı üzerine tarafsızlık ve Anayasaya sadakat yemini eden Cumhurbaşkanı Tayyip Bey, yeminine rağmen tarafsızlığını, Anayasaya sadakatini bir kenara koymuş, Anayasaya göre ilişkisini kesmesi gereken AKP'nin fiili Genel Başkanlığını sürdürüyor,seçim propaganda mitingleri yaparak AKP için oy istiyor ve fanatik AKP seçmeni ve yandaşları buna rağmen, olumlu bir iş yapılmış gibi kendisini alkışlıyor,
Tayyip Bey, aç ve işsiz halkını düşünmeden, Atatürk Orman Çiftliğine vatandaşın paralarını israf ederek, egosunu ve gösteriş merakını tatmin için katrilyonlar harcayarak kaçak saray yaptırmış ve yapılan haklı eleştirilere karşı, bu kaçak sarayı devletin itibarı saçmalığı ile savunmaya kalkışıyor ve bu olumsuzluğa ve israfa da, AKP yandaşları tarafından alkış tutuluyor.
Tayyip Bey her vesileyle karşısına topladığı her kesimden insanlara karşı yerli yersiz konuşuyor, paralel yapı, hükümete yönelik darbe girişimi,başkanlık sistemi artık gelmeli, bu gömlek bu ülkeye dar geliyor diyor, kendisini dinleyenlerden yine alkış alıyor.
Tayyip Bey her gittiği yerde parlamenter sistemi kötülüyor, parlamenter sisteme fiilen son verip onu bekleme odasına aldığını söyleyerek, başkalarını hükümeti devirmeye teşebbüs etmekle suçlarken, kendisi, Anayasal düzeni zorla değiştirme suçunu işlediğini itiraf ediyor ve sanki bir Anayasa suçu işlememiş de, olumlu bir iş yapmış gibi, belli çevreler tarafından şiddetle alkışlanıyor,
Tayyip Bey, başkanlık sistemini savunmak ve bu konuda kendisine taraftar kazanmak ve toplumda bir taban oluşturmak için, cingözce bir buluşa imza atarak, gruplar halinde muhtarları kaçak sarayda ağırlayarak, başkanlık sisteminin gerekliliğini savunuyor, araya paralel yapı iddialarını serpiştiriyor ve muhtarların alkışlarını alıyor.
Ülkemiz, tüm komşu devletlerle düşman edilmiş, AKP iktidarının iflas eden bu dış politikası yandaşlar tarafından alkışlanıyor.
Tayyip Bey Valileri toplayıp talimatlar veren konuşmalar yapıyor, alkışlanıyor,
Büyükelçileri topluyor, paralel yapıyı dış ülkelerde anlatın, hükümetimize karşı yaptıkları darbeyi anlatın talimatını veriyor, koca, koca büyükelçiler tarafından alkışlanıyor,
Tayyip Bey, alkışlanmak için, her gün bir yerlerde nutuk atıyor.
CHP yönetimi; alkışı, AKP iktidarının antidemokratik ve kötü yönetimini protesto ve ülkenin AKP iktidarından uzaklaştırılmasının figürü olarak kullandığı alkışlı seçim reklamıyla, alkışı ters yüz etmiş ve alkışın o bilinen klasik anlamını değiştirerek, alkışı, hoşa giden, memnuniyeti ve onay vermeyi ifade eden özünden kopararak, AKP iktidarını eleştiren, korkutan, tedirgin eden bir protestonun sembolü haline getirmiştir.
Bundan sonra, Tayyip Bey ve onun gibiler, her alkışlandıklarında, bir şüphe içine girecekler,bunun kendilerine yönelik bir memnuniyeti ve onayı ifade eden bir alkış mı, yoksa bir memnuniyetsizliği, eleştiriyi ve protestoyu mu ifade ettiğini düşünecekler, alkıştan eskisi gibi zevk almayacaklar,Tayyip Bey'i her ortamda alkışlamak mecburiyetinde bırakılan gönülsüz ve mecburiyetten alkışlayanlar da, şayet bu arada Tayyip Bey cemaatine alkışı yasaklamazsa, alkışa başlamadan önce, içlerinden, protesto niyetine diyerek, Tayyip Bey'i avuçları patlayana kadar huzur içinde alkışlayarak, protestolarını yapabileceklerdir.
İşin en keyifli yanı da, Tayyip Bey alkıştan artık keyif almamaya başlayacak, belki de cemaatine alkışı yasak edecektir.
Alkış, CHP sayesinde, namusunu kurtaracak ve kötü şeylere alet olmaktan kurtulacaktır.
Sağ olasın CHP, sağ olasınız alkışlı seçim reklamını yapanlar.
Bize göre onlar, gerçek alkışı hak ettiler doğrusu.
14/04/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder
BEN ALKIŞLAMIYORUM..!! APO YU İDAM EDEMEYENLERİ.Ç. İDAMI KALDIRANLARI SHP & HADEP BİRLEŞİP SODEP OLUP LEYLA ZANALARI ATATÜRK MECLİSİNE SOKUP PKK NIN İLK SİYASİ KANADINI MECLİSE SOKUP KÜRTÇE İLK YEMİN ETTİRDİKLERİ İÇİN.. ALKIŞLAMIYORUM.. HABURDA PKK LILARI KARŞILAYIP DİYARBAKIR BELEDİYESİNE KIRMIZI HALIDA GÖTÜRÜP O MAKAMA OTURTANLARIDA ALKIŞLAMIYORUM.. 4 CÜ SEÇİM BU.., GEÇEN 3 DÖNEM HALA ATATÜRK MECLİSİNDE MUHALEFET GÖREVİNİ YAPAMAYANLARI ALKIŞLAMIYORUM.. HAZİNEDEN BU HALKIN VERGİSİNİ ( SEÇİM YARDIMI ALIP REKLAM PARASINI BİR ABD REKLAM ŞİRKETİNE VERDİĞİ İÇİN ) ALKIŞLAMIYORUM.. SİZ REKLAMDAKİ VATANDAŞLARIMIZI DA SİYASİ EMELLERİ İÇİN KULLANDIGINI GÖRDÜĞÜM İÇİN ALKIŞLAMIYORUM.. ŞEHİTLERİMİZİN VEBALİNİ SİZLERDE ALDINIZ BU YÜZDEN HAKKIMI HELAL ETMİYORUM VE ASLA AFFETMİYORUM DA.. SAYGIYLA..
Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP)=
12 Eylül Darbesi'nden sonra 1983'te siyasi faaliyetler serbest bırakılınca, kapatılan CHP tabanını sahiplenmek için kurulmuştur.
Partinin kuruluş tarihi 6 Haziran 1983, kurucusu da Prof. Erdal İnönü'dür. Ancak MGK'nın kurucuları sürekli veto etmesi nedeniyle parti ancak 8 Eylül 1983'te kurucularını tamamlayabildi ve bu nedenle 6 Kasım seçimlerine katılamadı. Partinin ilk genel başkanı Erdal İnönü veto edilince yerine Cezmi Kartay genel başkan oldu. Ancak MGK'nın veto yetkisi kalkınca İnönü genel başkanlığa döndü (17 Aralık 1983).
13 Nisan 1984'te toplanan SODEP 1. Olağan Kurultayı'nda Genel Başkan İnönü, solda tek çatının şart olduğunu belirtti. Ardından 13 Temmuz'da İnönü ve Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp iki partinin birleşmesi için prensip kararı aldılar. Haziran 1985'te Aydın Güven Gürkan Halkçı Parti genel başkanı seçildi. Gürkan da birleşmeden yana olduğunu belirtti. 16 Eylül 1985'te SODEP ve Halkçı Parti'nin birleşme protokolü imzalandı. 2 Kasım'da Halkçı Parti kurultay toplandı ve partinin adı Sosyal Demokrat Halkçı Parti olarak değiştirildi. 3 Kasım'da SODEP kurultayı toplandı ve partinin feshedilerek SHP'ye katılması kararlaştırıldı. Böylece SODEP'in hukukî varlığı sona erdi.
Halkın Demokrasi Partisi (HADEP)=
Türkiye'de Demokratik Toplum Hareketi sürecinde 11 Mayıs 1994yılında kurulmuş siyasi partidir.
13 Mart 2003 tarihinde "yasadışı faaliyetlerin merkezi" olduğu gerekçesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştır.
MÜSADENİZLE DÜZELTME YAPAYIM.. SOSYAL DEMOKRAT HALKCI PARTİ SHP 1983 TE KAPATILAN PARTİLERİN ADLARI KULLANIL MAYACAK YASAGI ÜZERİNE CHP ARKA BAHÇESİ KURULMUŞTUR HALKCI PARTİ Yİ KURAN NECDET CALP TİR BİLAHİRE AYDIN GÜVEN GÜRKAN İLE DOĞU VE GÜNEYDOĞU İLLERİNİN OYLARINIDA ALARAK % 10 BARAJINI AŞABİLMEK ADINA HALKIN EMEK PARTİSİ BİRLEŞMİŞLER VE PARTİ ADI SOSYAL DEMOKRAT HALKCI PARTİ = SODEP OLMUŞTUR.. LEYLA ZANA VE GRUBU HALKIN EMEK PARTİSİNDEN GELMİŞLERDİR MİLLETVEKİLİ ADAYI OLARAK SODEP LİSTELERİNDE YER ALMIŞTIR.. GENEL BAŞKANLIĞA DA ERDAL İNÖNÜ SEÇİLMİŞTİR..MECLİSE GİRDİKTEN SONRA İSE İLK KÜRTÇE YEMİN BU DÖNEMDE OLMUŞ BÜYÜK TEPKİLER ALINMIŞ PARTİ KAN KAYBEDİNCEDE MURAT KARAYALCIN DENİZ BAYKAL DÖNEMİ BAŞLAMIŞTIR 1983 - 1986 _ 1997 TARİHLERİ ARASINDA BİLAHİRE YASAKLARIN KALKMASIYLA PARTİ ESKİ ADI CUMHURİYET HALK PARTİSİ ( CHP ) TEKRAR ADINI ALARAK SİYASİ HAYATINA DEVAM ETMEYE BAŞLAMIŞTIR..KAN KAYBEDEN CHP 1999 SEÇİMLERİNDE BARAJI DAHİ AŞAMAMIŞTIR CHP TABANI DSP ( BÜLENT ECEVİT PARTİSİNDE TOPLANMIŞTIR..) KAN KAYBI DEVAM ETMİŞ DENİZ BAYKAL GENEL BAŞKANLIKTAN O DÖNEM AYRILMIŞ 1999 GENEL BAŞKANLIGA ALTAN ÖYMENLE DEVAM ETMİŞTİR.. BİLĞİNİZE..