“20 yıldır terörle mücadelede şu anda gelinen noktada terörün beli kırılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında, Devletimizin üniter yapısını hedef alan ekonomik terör de dahil tüm terör hareketlerine karşı tek bir cevabımız vardır. Başaramayacaksınız. Milletimizi bölemeyeceksiniz. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Vatanımızı parçalayamayacaksınız. Devletimizi yıkamayacaksınız. Ezanlarımızı susturamayacaksınız. Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz. Bu halka boyunduruk vuramayacaksınız. ” diyerek hamaset yapmış, her zaman yaptıkları gibi dini siyasete alet etmiş, Donkişotun yel değirmenlerine saldırdığı gibi, kafasında yarattığı aslında olmayan hayali o meçhul düşmana saldırmıştır.
Bu sayın milletvekili hanımefendiye sormak lazım. Bu ülkede ezanı susturan mı var? Allah’ınız aşkına.
Bu hanımefendi, çok affedersiniz ama, meçhul ve olmayan bir düşmana karşı, b. . . . . la kavga etmiş, adeta.
Bu ülkede, hiçbir zaman, ezanlar susmamıştır.
Bunlara bakarsanız, bir dönem ezanın Türkçe okunması dahi, ezanların susturulması anlamına gelmektedir.
Bunlara sormak lazım, ezan dediğin şey nedir?
Ezan, namaza davet değil midir?
Bu ülkede, sabahın köründe, sabahın alaca karanlık sessizliğinde, hastaları, çocukları uykusundan uyandıran yüksek sesle bangır bangır ezan okunmakta, hiç kimse de sesini çıkarmamaktadır.
Diyelim ki; ezanlar yasaklandı. Sen, namaz kılmakta ısrarlı ve arzuluysan saatine bakarsın ve kalkar namazını eda edersin.
Sizin o ağa babanız, fikir babanız, çok sevdiğiniz Fesli Kadir ne diyordu? bir düşünsenize.
ATATÜRK kazanacağına Yunan kazansaydı demiyor muydu?
Sizin ve sizin gibi marjinallerin, din tacirlerinin çok sevdiği Fesli Kadir'in arzusu yerine gelse ve Yunan kazansaydı, ezan nasıl susardı, bayrağımız nasıl indirilirdi, işte o zaman görürdünüz.
İnsaf ediniz. Bu ülkede her mahallede ihtiyaç fazlası cami ve minareler var, günün beş vaktinde ezanlar okunuyor, bu ülkenin fakir halkının vergilerinden toplanan milyarlar, ezan okuyan hocalara ve din adamlarına maaş olarak ödeniyor, Diyanetin bütçesi, çoğu bakanlığın bütçesinden daha fazla.
Partili Cumhurbaşkanınız, her yerinden Osmanlıdan kalma camiler ve minareler fışkıran İstanbul’da, boş gördüğü her meydana ve tepeye devasa camiler ve minareler inşa ettiriyor, bu fakir halkın paralarını ihtiyaç dışı gösterişli cami ve minarelere savuruyor, sen mecliste kürsüye çıkmışsın ve ezanları susturamayacaksınız diyerek feryat ediyorsun.
Bırakınız bu din sömürüsünü ve dini hamasetle iktidarın günahlarını örtbas etmeyi.
Bu ayaklar koktu farkında değilsiniz, halkımız bir lokma kuru ekmeğe muhtaç halde.
Bu milletin ezan dinlemeye değil, karnını doyuracak ekmeğe aşa ve işe ihtiyacı var hanımefendi.
Güner Yiğitbaşı
17/12/2021
Hukukçu
Yorum Gönder