Eleştirenlere soruyoruz; İMAMOĞLU'nun da, sizler gibi, bir aile babası, ailevi sorumlulukları olan bir insan olduğunu bilmiyor musunuz?
Adam, iki kez üst üste seçimlere girmiş, seçim stresi ve yorgunluğu yaşamış, mazbatası iptal olmuş, seçim sandıklarına ve oylarına sahip çıkmak için gece gündüz uykusuz kalmış, göreve başladıktan sonra, en başta bu ülkenin Cumhurbaşkanı olmak üzere, hizmet etmesinin önüne engeller konulmuş, Belediye Meclisinde çoğunlukta olan Cumhur İttifakı tarafından ayağına çelmeler takılmış,16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu yüklenmiş, paraları hortumlanan bir belediyeyi düze çıkarma ve hortumları kesme gayreti içine girmiş,16 milyon nüfuslu İstanbul'un belediye başkanı olarak Cumhurbaşkanından talep ettiği görüşme ve randevu isteği, hale kabul edilmemiş manen yorulmuş, bu arada Elazığ ve Malatya da vuku bulan deprem için belediyesinin tüm imkanlarını seferber etmiş ve bizzat Elazığ'a giderek, depremzedeleri ziyaret edip, onlara geçmiş olsun dileklerini iletmiş ve oradan da eşi ve çocuklarıyla Erzurum Palandöken'e giderek üç gün tatil ve kayak yapmış.
Görevini yaparak aksatmamış, görevini yapmış olmanın huzuru içinde, ailesini ve insan olduğunu hatırlayarak üç gün tatil ve kayak yapmış, vay efendim sen nasıl tatil yaparsın diye ayaklanmanın ne gereği var?
İMAMOĞLU, bize göre çok iyi yapmış, kendisine ve ailesine üç gün ayırarak dinlenmiş ve kayak sporu yapmış, kendisini kutluyoruz.
Sizler kayak yapamıyor, düşerek kolunuzun bacağınızın kırılacağından korkabilirsiniz, kayak sporunu zenginlere mahsus bir lüks olarak görebilir ve kayak sporundan hoşlanmayabilirsiniz, nedir bu aşağılık duygunuz anlamak mümkün değil.
Kayak sporunu biz de yapamadık, keşke imkan bulup yapabilseydik. Kaymak, büyük bir özgürlük hissi veriyordur mutlaka bu sporu yapanlara. Seyri bile insana büyük mutluluk veriyor.
İMAMOĞLU, Elazığ da günlerce kalıp, uyumadan, yemeden ve içmeden, Suriyeli genç Mahmut gibi (!)yaralanma pahasına, tırnaklarıyla enkaz kazıyıp göçükten insan mı kurtaracaktı, oturup günlerce ağıt yakıp ağlayacak mıydı, bu ülkede terör ve depremden ve kadına yönelik şiddetten dolayı, o kadar çok insan öldü ve hala da ölüyor ki, artık insan hayatının üzülecek bir değeri kalmadı, ülkede depremler ve felaketler sırada bekliyor, ancak bu deprem felaketine karşı, hükümet özel vergiler topladığı halde, depremlerin zararlarını önlemek için hiçbir tedbir almamış, bu ihmal yeteri kadar eleştirilmiyor, yandaş basında haber bile olmuyor, ama, İMAMOĞLU'nun hak ettiği üç günlük kayak tatili, iktidar yandaşları ve muhalefet ‘in bazı kesimleri tarafından, haksız bir şekilde eleştiriliyor.
Size bir soru.
AKP Genel Başkanı ne yaptı beyler?
Elâzığ’a gitti, cenaze namazı kıldı, nutuk attı, protokol yüzünden kurtarma çalışmalarını aksattı, sonrasında üç günlük Afrika turuna çıktı. Afrika turu'nun, çok mu gereği ve acelesi vardı sanki? Afrika turunu erteleyemez miydi?
İMAMOĞLU; bir partinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı olmamasına rağmen, Elazığ'dan üç gün tatile gitti diye eleştiriliyor, ülkenin iktidar partisinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı olan ERDOĞAN da, aynı şekilde Elazığ'dan sonra üç günlük Afrika turuna çıkıyor. Korkudan kimseden ses çıkmıyor.
Biraz insaf edin, adil olun lütfen.
Güner Yiğitbaşı
31/01/2020Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder