Mahkeme kararlar; istisna'en ve yasanın açıkça ön gördüğü hallerde itiraz'a tabidir. İtiraz, kural olarak, hakim kararlarına yönelik bir olağan yasa yoludur.
Yasaya göre beraat kararı mahkeme kararıdır. Ancak davaya son veren, hakimin elini işten çektiği hüküm niteliğinde nihai bir karar olup, beraat ve onun zorunlu hukuki sonucu lan tahliye kararı bölünemez ve ikisi birden ancak temyiz edilebilir.
Yasa çiğnenmiş ve eski korgeneral; itiraz'en, aynı derecede olan, sadece numarası farklı İstinaf 21.Ceza Dairesi tarafından tutuklanmıştır. Beraat ve tahliye kararını veren mahkeme ile eşit düzeyde olan bir diğer mahkeme, adeta temyiz mahkemesinin yerine geçerek temyiz incelemesi yapmış, beraat eden sanığı suçlu ilan ederek tutuklanmasına karar vermiştir.
Görevsiz ve yetkisiz bir mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine konulan sanığın özgürlüğü, hukuka ve yasalara aykırı olarak engellenmiş ve bir suç işlenmiştir.
Burada yapılması gereken husus; Bölge Adliye Mahkemesi C. Savcılığı tarafından beraat ve onun zorunlu hukuki sonucu olan tahliyeye ilişkin kararı temyiz etmektir. Savcılığın itiraz hakkı yasal olarak yoktur.
Nitekim, basından edindiğimiz bilgilere göre de, savcılık beraat kararını temyiz etmiştir.
Ancak; hukuk dışı, hukuki bir garabet oluşmuştur.
Zira, hakkında beraat kararı verilen ve halen temyiz mahkemesi tarafından bu beraat kararının bozulacağı veya onaylanacağı belli olmayan, şimdilik geçerli bir beraat kararının sanığı tutukludur.
Elli yıllık hukukçu olarak; hakim, savcı ve avukat olarak çalıştığımız hukukçuluk hayatımızda böyle bir garabetle ilk kez karşılaşmış olmanın şaşkınlığını yaşıyoruz.
Eski korgeneral'in beraat kararı, bu kadar tartışmadan sonra, asla onaylanmayacak olsa da, zayıf bir ihtimalle de olsa, beraat kararının temyiz mahkemesi tarafından onaylanarak kesinleşmesi halinde, bu tutuklamanın hesabını kim veya kimler verecektir merak ediyoruz.
Güner Yiğitbaşı
19/01/2020Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder