Katiller!...- Güner Yiğitbaşı

Evet katilsiniz. Adı; Sibel ÜNLİ Bu genç üniversiteli kızın katil veya katillerinin gözleri aydın. Bu cinayeti kimse üstlenmeyecek biliyoruz, onların bu cinayeti üstlenmemeleri

Katiller!...- Güner Yiğitbaşı
Evet katilsiniz.
Adı; Sibel ÜNLİ
Üniversite 3.Sınıf öğrencisi, maddi imkansızlıklara dayanamayıp İstanbul Samatyada denize atlayarak intihar ederek canına kıydı. ”Kartımda para kalmamış.1 Liram var.1 liraya karnımı doyurabilir miyim?” mesajı bırakarak.
Bize göre, bu bir intihar değil, ülkeyi yönetenler tarafından işlenmiş bir cinayettir.
Bu genç üniversiteli kızın katil veya katillerinin gözleri aydın.
Bu cinayeti kimse üstlenmeyecek biliyoruz, onların bu cinayeti üstlenmemeleri, bu cinayetin faili olmaktan kurtarmayacaktır onları.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü bir karar alarak, üniversite öğrencilerinin üç öğün ucuz yemek haklarını bir öğüne indirdi ve onun da fiyatına aşırı bir zam yaptı.
Öğrenciler; haklı olarak, sosyal devlet ilkesine aykırı olan bu kararı protesto ettiler, sen misin anayasal protesto hakkını kullanan denilerek, iktidar öğrencilerin üzerine polisleri sürüp şiddet uyguladı, polisin acımasız copları havada uçuşuyordu öğrencilerin üzerine üzerine, televizyonlardan izledik hepimiz.
Hem suçlular ve hem de güçlüler.
Bu ne biçim yönetimdir, bindiği dalı kestiğinin farkında değil. Böyle giderse, önlenemez büyük bir sosyal patlama olur korkusu da yok bunlarda, ne büyük bir basiretsizlik.
Günlerce süren Gezi Parkı protestosundan da ders almamışlar.
Bu ülkenin ekonomisi iyi değil biliyoruz, fedakarlık yapılacaksa, bu fedakarlığı bizi yönetenler dahil, herkes seksen milyon birlikte yapmak zorundadır.
Ülkenin önceliklerini, özellikle de geleceğimiz olan gençlerimizi düşünmek ve öncelikle onların ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız.
İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin, halkın parası olan bütçesinden, AKP döneminde yandaş basına, yandaş vakıflara dağıtılan milyonlar havada uçuşuyor, tam bir yağma düzeni.
Sarayın harcamaları ortada, her yıl katlanarak artıyor, paraya doymuyor. Yazlık ve kışlık saraylar, Van gölü kenarında inşa halindeki saray, inşa halindeki özel yat, uçan saraylar, ziyafetler, bu ziyafetlerde; tok insanların, yandaş sanatçıların, isimlerini dahi duymadığımız menülerle ağırlanmaları ve daha neler neler.
Hatalı dış politikalar yüzünden yapılan askeri harekatlara harcanan paralar, Libya'ya asker göndermeler, geçiş garantileri verilen köprü ve yollar için yapımcılarına ödenen halkın parası, ayranı yok içmeye tahtırevanla gider s...maya dedirten Kanal İstanbul inat projesine harcanacak gereksiz milyar dolarlar.
Aklınızı başınıza devşiriniz, dost acı söyler.
Yer kabuğunda meydana gelen yıkıcı depremler yanında, kötü yönetimlerin, hesapsız plan ve programsız, öncelikleri dikkate almayan, aşırı lüks ve israf harcamalar, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, işsizlik, pahalılık, üretimsizlik gibi sosyal ve ekonomik fayların sebep olacağı toplumsal depremlerin varlığını, sakın unutmayınız.
Başa dönecek olursak, öğrencilerin kısılan yemek haklarını protesto etmek amacıyla yaptıkları barışçıl ve silahsız gösterilerini, hak arayışlarını, polis şiddetiyle önlemek yerine, öğrencilerin haklı protestolarından zamanında niçin dersler çıkarma zahmetine katlanmıyorsunuz?
Her katmandan halk da biriken enerjinin patlayarak, sizleri yok edecek on şiddetinde sosyal bir deprem olmasını mı istiyor ve bekliyorsunuz?
Yapmayınız, bu ülkeye ve ülke insanına daha fazla zarar vermeyiniz, halkın demokratik sabrını sınamaktan vazgeçiniz lütfen.
Bugün öğrendik ki; İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, öğrencilerin yemek haklarını kısıtlayan önceki  kararından geri dönmüş ve iyi de etmiş.
Bu doğru kararın alınması için gösteri yapan öğrencilerin polis şiddetine maruz kalması ve Sibel'in öldürülmesi (intiharı) mi gerekiyordu?

06/01/2020
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget