AKP iktidarının kafası, Montrö Sözleşmesine ve bu sözleşmenin arkasından dolanıp bu sözleşmeyi delip geçmeye basmaz bize göre.
AKP iktidarının ve başının tek amacı, ikinci bir boğaz yaratıp rant elde etmek, kanal çevresini parsel parsel yabancı para babalarına satarak, iktidarına gelir elde etmektir.
Montrö Sözleşmesi boğazlardan geçişin kurallarını düzenlediği gibi, bir iç deniz olan Karadeniz’in de statüsünü belirlemekte ve Karadeniz’e sınırdaş olmayan devletlerin savaş gemilerinin uzun süre Karadeniz’de çöreklenerek askeri güç gösterisi yapmalarını da engellemektedir.
Örneğin; Montrö Sözleşmesinin 18/2 maddesine göre, Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan Devletlerin savaş gemileri, bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.
Montrö Sözleşmesinin bu hükmü var olduğu sürece, Karadeniz’e kıyıdaş olmayan bir ülkenin, örneğin ABD'nin savaş gemileri; Karadeniz’e, ister boğazdan, isterse açılması planlanan Kanal İstanbul'dan girsinler, isterse gökten zembille Karadeniz’e insinler, bize göre sonuç değişemez, Karadeniz’de yirmi bir günden çok kalamayacaklardır.
Bunun aksine bir düşünce, Kanal İstanbul'un Montrö ile belirlenen Karadeniz’in statüsünü değiştireceği görüşü, Rusya ve Çin gibi diğer süper devletlerin şiddetli itirazlarına ve belki de üçüncü Dünya savaşına neden olacaktır.
Bu nedenle, Kanal İstanbul'un; İstanbul'a yönelik ekolojik, jeolojik, ekonomik ve sosyal asıl mahzur ve zararları üzerinde yoğunlaşıp akıl yormalıyız.
Güner Yiğitbaşı
25/12/2019Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder