Halkın karşı çıkmasına rağmen, isteseniz de istemeseniz de yapılacak demiş.
Bu, ne biçim bir demokrasi anlayışı ve mantığı?
Demokrasinin en bilenen ve klasik tarifi nedir?
Halkın kendi kendisini yönetmesidir.
Meclisin duvarında ve Anayasa da ne yazıyor?
Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.
Bu yalın gerçeklere rağmen, siz bu gücü nereden alıyorsunuz da, isteseniz de istemesenizde, Kanal İstanbul yapılacak diyerek halka karşı direnebiliyorsunuz ve dayatmada bulunabiliyorsunuz?
Sandıktan çıkmanız, size bu hak ve yetkiyi veremez.
Halka rağmen dayatma ile bir yerlere varabilen, başarılı olabilen bir yönetim bugüne kadar görülmemiştir.
Bir de şikayet ediyor, bana diktatör diyorlar diye.
Ne demelerini bekliyorsunuz?
Demokrasi havarisi mi desinler.
İşte, bu zihniyetle yönetilen bir ülkenin yargısından da; hak, hukuk ve adalet bekleyemezsiniz, beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız.
İşte bugün SÖZCÜ yazarlarıyla ilgili karar açıklandı.
FETÖ düşmanı olan Sözcü yazarları, FETÖ örgütü üyesi olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardım ettikleri gerekçesiyle suçlu bulunarak mahkum edildiler.
Hiçbir somut yardım eylemi ve kanıt yokken.
Ergenekon kumpas davalarının günümüzdeki versiyonu, hep aynı amaç ve aynı taktik.
Aynı menzile birlikte yürürlerken güç ve iktidar mücadelesi nedeniyle yolları ayrılan iki ortaktan biri olan AKP'nin uygulamaya koyduğu FETÖ yargısının tıpkısının aynısı.
Gazeteci olarak halkın haber alma hakkına saygılarından dolayı, basın özgürlüğüne dayanarak yazdıkları haber ve yazılar; yıllar sonra, Basın Kanununda ön görülen zaman aşımı süresi dolduğu halde ısıtılarak, ne idüğü belirsiz bilirkişilerin taraflı yorum ve değerlendirmelerini içeren suçlayıcı raporlarına dayanılarak, hukuka aykırı ve kişiye özel sunni olarak yaratılan dava ve basın özgürlüğünü yok eden hukuk dışı esef verici taraflı ve birilerini tatmin için verilen paçavra mahkumiyet kararı.
Al birini vur öbürüne
Bize göre hiç sürpriz değil, beklediğimiz hukuk dışı paçavra yok hükmünde bir karar.
Umarız Yüksek yargıdan döner.
Yargının üç ayağı olan iddia, savunma ve karar makamlarında görev yapmış elli yıllık bir hukukçu olarak çok üzgünüz, meslek hayatımızın sonunda, jübilemizi böyle sözde ve hukuk dışı yargı kararlarıyla yapmak, Allah’ın bize en büyük gazabı olsa gerek.
Düşünüyorum, ben ve bu millet nerede hata yaptık da Allah bize böyle bir yönetim ve yargıyı reva gördü?
Tanrı, varsa taksiratımızı affetsin.
Acısın artık bu millete.
Güner Yiğitbaşı
27/12/2019Güner YİĞİTBAŞI
Yorum Gönder