Erdoğan; “Hayatımızın merkezine, İslam Dininin hükümlerini yerleştireceğiz.”
E. Erdoğan; “Yeryüzünde halife olmanın sorumluluğunu taşımaktan mesulüz.”
Bu iki ifade de, “Anayasa İhlal suçudur” ve AKP’nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından dava açılmasını gerektirir.
AKP’nin gerçek arzusu ve planı, T.C Devletini bir din devletine dönüştürmektir. Bunu görmemek için ya AKP’li olmak ya kör ve sağır olmak ya da ihanet içinde olmak gerekir.
Peki, AKP Türkiye Cumhuriyeti Devletini, İran benzeri bir din devletine dönüştürebilir mi?
O kadar çapsızlar ki, o kadar beceriksizler ki kendi başlarına kalsalar yapamazlar, fakat ülkeye çok zarar verip, ağır bedeller ödetirler!
Sayın İhsan Eliaçık, bir yazısında şöyle diyor;
İslam’da 4 hakiki bir de mecazi ceza vardır.
Öldürmeyeceksin-Çalmayacaksın-Zina Yapmayacaksın-İftira atmayacaksın, mecazi ceza olarak ta Kendine Servet yapmayacaksın…
Öldürmeyeceksin;
AKP, “Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı” olarak, Irak’ta-Libya’da-Suriye’de-Mısır’da diğer eş başkanlar tarafından gerçekleştirilen ölümlerden sorumlu değil mi?
Mavi Marmara Gemisinin gitmesine izin verip, günahsız insanların ölümünden sorumlu değil mi?
FETÖ’yu besleyip, büyütüp darbe yapacak hale getirdikten sonra,
15 Temmuz’da ölen 251 insanımızın öldürülmesinden sorumlu değil mi?
Boğaz Köprüsü üzerinde, silahsız askerlerin kafalarının kesilerek öldürülmelerinden sorumlu değil mi?
Yandaş Vakıfların öğrenci yurtlarında yanarak ölen çocuklarımızın ölümlerinden sorumlu değil mi?
Şimdi hangi Müslüman bize “AKP’nin bu işlerde sorumluluğu yok” diyebilir ki?
Çalmayacaksın;
AKP Genel Başkanının ve bazı eski-yeni Bakanlarının Türkiye dışında mal varlıkları olduğunu, reddeden birini gördünüz mü? Örneğin Erdoğan
“Ne malı? Benim yurt dışında ne malım ne mülküm ne de param var, araştırın” dediğini duydunuz mu?
Erdoğan’ın, kendi Başbakanı ve Bakanları için dolandırıcı dediğini, onların da Erdoğan mal varlığını açıklasın dediğinin ne anlama geldiğini anlamayan var mı?
Zina Yapmayacaksın;
Irak’ta-Suriye’de, Erdoğan’ın “sağ salim ülkelerine dönmeleri için dua ettiği” Amerikan Askerlerinin, tecavüz ettiği yüzbinlerce Müslüman kadının çektikleri ızdıraba, hangi vicdan hangi yürek dayanabilir ki? Zina yapmakla, zinaya izin verme arasında bir fark var mı?
İftira Etmeyeceksin;
Hiç kimse bu konuda AKP’nin eline su dökemez. Kendisine oy vermeyen Türk Milletinin yarısından fazlasını “Terörist” diye damgalayan, dün şerefsiz diye iftira ettiği kişi ile bugün birlikte olan bir parti sadece haram havuzunda değil, iftira havuzunda da yüzmektedir.
Kendine Haksız Servet Yapmak;
ABD Temsilciler Meclisinin kararına, Davutoğlu’nun ima ettiklerine, Binali’nin sessizliğine, Vatansever-Hayırsever Reza Zarrab’ın dediklerine bakmak yeterlidir…
Sözün Özü;
AKP, “Hayatımızın merkezine İslam dininin hükümlerini yerleştirecekse, önce bu günahları işlemediğini açık olarak ispat etmelidir.
Yoksa AKP, bu kirli elleri ve işlediği çok ağır günahlarıyla, yerleştirse- yerleştirse kendisini ancak esfel-i safilin’e yerleştirir…
Çoğu gitti azı kaldı!
Şimdi esas mesele, AKP’nin yerine “Çakma AKP’yi mi koyacaksınız yoksa Türk Milletinin namuslu-bilgili, yürekleri Atatürk sevgisi ile dolu gençlerinden oluşan Çoban Ateşi Hareketinin Partisini mi koyacaksınız?
Ya da şöyle soralım;
Çözüm sürecinin ve Arap Milliyetçiliğinin Akil İnsanlarını mı, yoksa
Türk Milletinin “Memleket Delisi” olmaya razı öz evlatlarını mı seçeceksiniz?
Nasip Allah’tan, takdir Türk Milletinden…
Sağlık ve başarı dileklerimle
11 Aralık 2019
Rifat Serdaroğlu
Yorum Gönder