Seksen yaşında bir emekli

26 Ağustos 2018 Pazar günü Tandoğan Orduevi’nde oturuyor gazete okuyordum. Yanıma, seksen yaşında olduğunu öğrendiğim aksakallı, ama kanlı canlı yaşlı bir adam

Seksen yaşında bir emekli
26 Ağustos 2018 Pazar günü Tandoğan Orduevi’nde oturuyor gazete okuyordum. Yanıma, seksen yaşında olduğunu öğrendiğim aksakallı, ama kanlı canlı yaşlı bir adam selam vererek, oturduğum masanın karşısında boş koltuğa oturdu. Bana, “seni böyle hep sırtında çanta ile dolaşıyor görüyorum, ne yapıyorsun bu çanta ile” dedi. (Bu şekilde bir tarihte, aynı sözlerle başka bir adamın da “sünnetçi misin”  diye cümleye devam ettiğini; benim de “sünnetçi mi lazım” dediğimi hatırlıyorum.
Ben gerçekten sırtımda her gün bir çanta ile dolaşırım. Bir gün spor çantası sırtımdadır, içinde spor salonunda kullandığım eşyalarım vardır. Başka bir gün daha küçük, içinde kitap, gazete, bazen fotoğraf makinesi bulunan çanta taşırım.
İşte bu emekli astsubay da bunu merak etmiş sordu. Kendisi “ben seksen yaşındayım ama arkadaşlarla bilek güreşi yapıyorum” diye övündü.
Adının Bayram Şahinöz olduğunu öğrendiğim bu emekli asker, benim adımı sordu. Onun Gümüşhane’nin Torul ilçesinden olduğunu öğrendiğim Bayram Şahinöz, benim öğretmen olduğumu öğrenince bunun için “bir şiir okuyacağım”, dedi ve adını unuttuğu şiiri şöyle okudu:
Öğretmenim.
Ufak bir tohumum at beni toprağa
Karakterinle gübrele bilginle sula,
Yeşerirken öp beni bilginle okşa,
Ne olur bahçıvanım ol öğretmenim.
Çorak toprakta çiçek büyümez
Aydınlık ufuklara sensiz erilmez,
İlimsiz yol diken doludur yürünmez.
Ne olur dikenleri al öğretmenim.
Ayrık otları barınmasın çevremde,
Dal otları olayım senin sayende,
Koparmak isterlerse bir gün beni de
Ellerindeki bıçağı kır öğretmenim.
Sevgiyle büyüdüm insanca yaşadım,
Senin sayende göklere değdi başım,
Hep helalden oldu ekmeğim aşım,
Benim kalkanım ol öğretmenim.
İncitme
Çiçeklerle hoş geçin balı incitme gönül,
Bir küçük meyve için dalı incitme gönül,
Konuşmak bize mahsus olsa da bir güzel süs,
Ya “hayır” de ya da sus dili incitme gönül.
Sevmekten geri kalma yapan ol yıkan olma,
Sevene diken olma gülü incitme gönül.
Başın olsa da yüksek, gözün enginde gerek
Kibirle yürüyerek yolu incitme gönül.
Mevla verince azma, geri alınca kızma,
Tüten ocağı bozma külü incitme gönül,
Dokunur gayretine karışma hikmetine,
Sahibi hürmetine kulu incitme gönül.
Seksen yaşında bir emekli
İşte seksen yaşındaki bu kişi hafızasında bu şiirleri tutuyor ve coşku ile okuyordu. Şaştım ezberciliğine.
Bu arada şöyle söyledi “peygamberimizin, yatarken okuduğu duayı okuyorum, dedi ve hızlı hızlıdua okudu.
Bayram Bey, kendi evin olduğu halde, neden böyle bir bakım yurdunda kalıyorsun, dedim. O şöyle cevap verdi:
Hanım öldü, ben yalnız kaldım. İki buçuk sene yalnız kaldıktan sonra, Beytepe’deki askeriye bakım yurdunda kalmaya karar verdim. Evde Tv bile yoktu, radyo ve Kuranla idare ediyordum. Radyo dinliyordum, yetiyordu, gideyim bir bakayım, dedim,  gittim Balgat’a devlet yurdu. Orada ben yüksek yerlerden istiyorum, ben evimde yüksek apartmanların duvarlarına baka baka bıktım, dedim. “Yukarı katlardan boşalmıyor hiç, hep dolu” dedi, devlet yurdundaki yetkili. Görevli, “sen askeriyenin yurdu var, Bilkent’de oraya git” dedi. Adresinin krokisinin bana verdi, gittim oraya kayıt oldum.
Şimdi Bilkent’deki askeriye bakımevinde 4-5 senedir kalıyorum. Bakımevi çok muhteşem, aylık 1900 lira ama yedi yıldızlı otel gibi. Bize çok güzel bakıyorlar. Yemekler çok iyi, az tuzlu, az yağlı, bazı kapsalaklar(1) tuz atıyor yemeğe(Bu “kapsalak” sözcüğünü hiç duymamıştım). Bizim yaşımıza göre uygun yemek çıkıyor, bazı kıt akıllılar tuz atıyor yemeğe; ben elime hiç tuzluğu. Geldi benim karşıma bir tanesi, yemeğe tuz atıyor, çaya şeker atıyor, söylüyorum almadım dinlemiyor”.
Bu seksen yaşındaki emekli, konuşmak istiyordu ama benim yanımda spor çantam vardı, bir an önce spora gitmem gerekiyordu. Spordan sonra da, bir an önce eve ulaşıp beni bekleyen köpeğim  “Badi” ile gezmeye çıkmamız gerekiyordu.
Benim vaktimin geçmekte olduğunu söyleyerek, izin alıp bu 80 lik emekli astsubaydan ayrıldım.
Fotograf: Seksen yaşındaki emekli (sakallı) ile yan yanayız.

Cevat Kulaksız 



Cevat Kulaksız
SONNOTLAR       
1 Kapsalak:
1 Budala, vurdum duymaz, gamsız sersem
2 Çitten ya da aralıklı çakılan tahtalardan yapılmış bahçe kapısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget