Bugün bir İran’lı mühendisle tanıştım

Bu cıvıl cıvıl hayat dolu, mühendis İran’lıdan Ostim’de ayrıldık. O İran’a götüreceği malzeme almak için açık dükkân-işyeri aramaya caddelere dalarken, ben eve

Bugün bir İran’lı mühendisle tanıştım
Bu gün Arife, Ulus Metro durağında Batıkent-Ostim istikametine gitmek için metro-tren bekliyordum. Yanımda benden kısa, bacağında pamuklu bir şort, sırtında yine aynı pamuklu bir fanila sırtında çanta ile İran’lı olduğunu öğrendiğim bir adam belirdi. “Bu Ostume gider” dedi. Ben de, evet Ostim’e gider, ben de orada ineceğim, dedim.
Tren gelince yan yana oturduk. Kendisi elektrik mühendisi imiş ve Tahran’da enerji sistemleri üzerinde çalışan ofisi varmış.  Adını sordum, “adım Faramarz İmani”, hani siz Feramiz” diyorsunuz ya”. Ona İran Azeri Türklerinden misin, dedim. “Yok, İran Tahranlıyım, onla Kuzey İran’da Tebriz taraflarında”, dedi. Konuşmaya başladık, o Mollalardan yakındı, ben de RTE den yakındım, ikimizde Amerika’nın emperyalist bir devlet olduğundan bahsettik.
Ona, Şah döneminde mi daha iyiydiniz, Mollalar devrin de mi daha iyisiniz, hangisi iyidir sence, dedim. O, “Şah Amerika’nın, İngiltere’nin Batı’nın kuklası idi. Şahı halk, işçiler devirdi, Mollalar artık fazla sıkmıyor halkı, her konuda bir gevşeme rahatlama var”, dedi.
O mühendis olduğunu ben de emekli öğretmen olduğumu söyledim. Dinci Müslüman Devletlerin geri kaldığından bahsettik. Adam Türkçeyi Farsça aksanıyla konuşuyordu, bazı kelimeleri Farsça söylüyorsa da, genelde konuşmaları karşılıklı anlıyorduk.
Benden 10 yaş küçüktü. Ben ona, o bana yakınlık gösterdi. Ostim’de indik. Ostim’de bazı makineler ve parçalar almak istiyormuş. Fakat birçok işyeri kapalı idi. Bana kartını verdi ve bana, “ben aydın adamları severim, seni çok sevdim, mutlaka uygun bir zamanda Tahran beklerim, hatta beraber gidelim, seninle beraber iş yapalım; biz de para çok, iş çok”  dedi. Yaşım yetmişi geçtiği için, bana yeni ufuk açan bu adama fazla ümit vermedim, eğer yeni emekli olduğumda karşıma çıksaydın olabilirdi; ama şimdi belki, dedim sadece. Çok nazik ve hürmetli insan görünümdeydi İran’lı.
Sizde bayramlar kaç gün sürer, dedim. Bizde dini bayramlar bir gündür, Nevruz bayramlarımız çok iyi geçer.
O, Ostim’den elektrik parçaları, bazı makineler alacakmış, ben de bir parça bir şey alacaktım. Beraber aynı güzergâhta dükkânları dolaştık, fakat birçok işyeri kapalı idi.  Kendi kendime, en dinci görülen İran’da bile dini bayramlar birer gün iken, çok çalışmamızın gerektirdiği şu zamanlarda,  dört gün Kurban bayramı tatil süresi ile üç gün olan Ramazan bayramı tatil sürelerinin çok fazla olduğunu düşündüm. Gerçekten çağ dışı molla rejimine rağmen, İran bizi Türkiye’yi ekonomide sollamış görünüyor. Bayram süreleri aslında bir veya iki olmalıdır, diye düşündüm.
Bu cıvıl cıvıl hayat dolu, mühendis İran’lıdan  Ostim’de ayrıldık. O İran’a götüreceği malzeme almak için açık dükkân-işyeri aramaya caddelere dalarken, ben eve doğru durağa yöneldim.

Cevat Kulaksız


Cevat Kulaksız

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget