Bu atasözünü niçin gündeme getiriyoruz?
Sanırım hepiniz tahmin etmişsinizdir.
Hani şu ABD'nin, Dünyanın baş belası olmaya aday Başkanı Trump var ya;onun tarafından tek yanlı olarak alınan, “Kudüs İsrail'in başkentidir” kararına yönelik yanlışlığın,haksızlığın ve hukuksuzluğun, ABD'nin vetosu nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından düzeltilememesi üzerine, Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kuruluna sunulan, Trump tarafından alınan bu kararın geçersizliğine ve tanınmamasına yönelik karar tasarısı,dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda oylanarak, üye 172 ülkeden 128'inin,karar tasarısına olumlu oy vermeleri sonucunda, Trump tarafından alınan, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğuna ilişkin kararı, Uluslar arası hukuk açısından geçerliliğini tamamen yitirmiştir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun almış olduğu bu karar;Birleşmiş Milletler Teşkilatının yüzünü ağartan,iyi ki böyle bir Dünya teşkilatı varmış dedirten olumlu ve sevindirici bir karardır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda; oylamaya sunulan karar tasarısı için, ABD aleyhinde ve karar tasarısının kabulü yönünde oy kullanan ülkelerin ne kadarının verdikleri oylarda samimi olduklarını,bazı devletlerin, özellikle Trump'un, oylama öncesinde,oy kullanacak üye ülkelere yönelik sarf ettiği tehditkar sözlerinin de gündeme düştüğü günün koşullarına göre, ABD ve onun başkanına yönelik olarak oluşan tepkilerle prestijlerini düşünerek oy kullanıp kullanmadıklarını bilemiyoruz, ancak, ABD ve onun politikalarına kendi çıkarları için sempati duyan ABD yandaşı çoğu ülkenin de, bu karar tasarısının lehine oy kullandıklarına bakacak olursak,bu oylama sonucunun samimiyetini, şu anda tam ve sağlıklı olarak kestirebilmek mümkün değildir.Bu samimiyeti, zaman içinde hep birlikte göreceğiz.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun almış olduğu kararda;Trump'un, “Kudüs İsraiklin başkentidir” kararını açıklamasından sonra bu karara karşı çıkan ve dönem başkanı olarak, derhal İslam İş birliği Teşkilatını İstanbul da toplayarak süreci başlatan ülkemizin Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'ın ve Türk Dışişlerinin çabalarını görmezlikten gelemeyiz,bu çabaları biz de taktirle karşılıyoruz.
Ancak, bu kararın alınmasında önayak olarak çaba sarf eden Sayın ERDOĞAN; Birleşmiş Milletlerin bu kararını,asla iç politikada propaganda aracı olarak kullanmaya kalkışmamalı, bu kararı yaklaşan seçim meydanlarında ve muhtarlar toplantılarında atacağı siyasi nutuklarına meze yapmamalıdır. Aksine davranış, bu çabalarının, Dünya ve Ortadoğu barışının sağlanması adına yapılan samimi çabalar olmadığı sonucunu doğurur ki, ortaya çıkacak olan böyle bir sonuç ne ülkemize, ne de ERDOĞAN'a bir yarar sağlar.
Aynı şekilde, görsel ve yazılı yandaş basın da,Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararını istismar ederek; bu kararı, AKP'nin ve ERDOĞAN'ın şahsi bir zaferi ve başarısı olarak vurgulamaya ve yaygara yapmaya asla yeltenmemelidir.
Bu başarı; içeride, muhalefetiyle ve iktidarıyla Türkiye'nin ve Türk siyasetinin, dışarıda ise, tüm Dünya devletlerinin bir başarısıdır.
22/12/2017
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder