Bizim bu çağrımız,sakın ola ki;birileri tarafından Anayasanın 138. maddesinde yer alan yargı bağımsızlığına ilişkin “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.”kuralının ihlali olarak değerlendirilmemelidir.
Biz bu çağrıyı, demokrasinin ilkelerine ve anayasanın üstünlüğüne inanan elli yıllık bir hukukçu olarak ve bu kuralı bilerek,görevini yapmaktan kaçınan Anayasa Mahkemesini sadece görevini yapması için dile getiriyoruz.Anayasa Mahkemesi yargı görevini, tabiidir ki,hür ve bağımsız olarak yapacak, hukuka ve vicdani kanaatine göre kararını verecektir.
Konuyu anlamış olmalısınız. Konumuz OHAL KHK'larının Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi olup olmadığına ilişkindir.
Evet, Cumhurbaşkanının başkanlığı altında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan OHAL KHK'ları; kural olarak, Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi değildir.Ancak bu kural;olağanüstü halin gerekli kıldığı konularla sınırlı olarak,
yürütmenin, olağanüstü halin ilanını gerekli kılan ve acilen düzenlenmesi gereken konu ve konularda,işin acili yetine binaen meclis tarafından çıkarılacak bir yasayı beklemeye tahammülünün olmadığı,gecikmesinde sakınca bulunan hallerde acilen çıkarması gereken ve özü itibariyle, olağanüstü halin gerekli kıldığı kanun hükmünde kararnameler için geçerlidir.
Kararnamenin, Cumhurbaşkanının başkanlığı altında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılması ve kapağındaki isminin de OHAL KHK olması, Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi olmaması için yeterli değildir.Zira, her yetki gibi, OHAL KHK'larını çıkarma yetkisi de, kötüye kullanılabilir ve olağanüstü halin ilanının gerekli kıldığı acil ve gecikmesinde sakınca bulunan konular dışında kalan, olağan konulara ilişkin düzenlemeler de, OHAL KHK'sı adı altında yapılabilir.
Nitekim siyasal iktidar, Türkiye Büyük Millet Meclisini devre dışı bırakmış ve birçok olağan düzenlemeleri de,olağanüstü hal KHK'sı adı altında, OHAL KHK'ları ile yapmış ve yürürlüğe koymuştur.
Anayasa Mahkemesinin,OHAL KHK' larının içeriğine bakmadan,bu kararnamelerin kapağını açıp içeriğini incelemeden, kararname içeriğindeki olağan hallere ilişkin hükümleri bir kenara ayırıp değerlendirme yapmadan,sadece kararnamelerin kapağındaki isme bakarak, ben OHAL KHK'larını denetleyemem dediği için, şu anda sistem tıkanmış,OHAL KHK'ları adı altında, olağanüstü halin gerekli kıldığı konuların dışındaki düzenlemeler için çıkarılan kararnameler için yasal bir başvuru yolu kalmamıştır.
Oysa ki;Anayasa Mahkemesi, daha önceki OHAL dönemlerinde çıkarılan OHAL KHK'larının içine, anayasaya aykırı olarak serpiştirilen olağan hallere ilişkin düzenlemeleri incelemiş ve olağanüstü halin ilanını gerekli kılan haller ile ilgisi bulunmayan olağan hallere ilişkin hükümleri iptal etmiş ve görevini yapmıştır.
Anayasa Mahkemesi; önceki tutumunu değiştirerek,bu ayrımı yapmadan, önüne gelen OHAL KHK'larını sadece kapağındaki ismine bakarak, ben bu konuda yetkisizim gerekçesiyle,önüne gelen başvuruları reddetmek suretiyle çok açık bir şekilde görevini ihmal etmekte,kötüye kullanmakta, suç işlemekte ve kullanılması kendisine emanet edilen Türk Milletinin anayasal yargı yetkisinin önünü tıkayarak, Türk Milletini mağdur etmektedir.
Bu konu bir içtihat meselesi de değildir.Anayasa Mahkemesi,ben önceki içtihadımı değiştirdim diyemez. Anayasa çok açık, OHAL KHK'ları, sadece olağanüstü halin ilanını gerekli kılan konularda çıkarılabilir,anayasanın bu sınırlayıcı hükmü, Anayasa Mahkemesini, ismine bakmadan, anayasaya aykırı olarak OHAL KHK'larının içine serpiştirilen olağan hallere ilişkin düzenlemeleri incelemekle görevli ve yetkili kılmıştır.Olağan KHK'ları da, meclisin çıkardığı bir yetki yasası ile bakanlar kurulunu açıkça yetkilendirdiği konularla sınırlı olarak çıkarılabilir,yetki kanununda yer almayan ve yer alsa da özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin olan olağan KHK hükümleri, nasıl Anayasa Mahkemesi tarafından incelenerek iptal edilmeye mahkum ise, OHAL KHK'larının, anayasanın amir hükmü olan,olağanüstü halin ilanını gerekli kılan konuların dışına çıkan hükümlerinin de, Anayasa Mahkemesinin denetimi sonunda iptal edilmeleri,anayasal bir zorunluluktur.
OHAL KHK'sı ismi altında çıkarılan bir kararnamede,örneğin;taşeron işçilerin kadroya alınması,Gemlik ilçesinin yerinin değiştirilmesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyelerine ve emeklilerine milletvekilleri gibi sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkının verilmesi,kış lastiği takılması gibi, olağanüstü halin ilanını gerekli kılan konularla yakından uzaktan bir ilgisi bulunmayan,acil olmadıkları için meclisin çıkaracağı yasa ile düzenlenmeleri gereken,olağan hallere ilişkin hükümlerin ne işi vardır Allahınız aşkına?
Anayasa Mahkemesinin değeri ve önemi; olağan dönemlerden ziyade, olağanüstü dönemlerde daha çok öne çıkmaktadır. Olağanüstü hallerde,olağanüstü halin kötüye kullanılmasının önüne geçerek, olağanüstü hal dönemini,anayasaya ve amacına uygun,yumuşak ve zararsız bir şekilde atlatmak, ancak Anayasa Mahkemesinin görevini yapmasıyla mümkün olabilecektir.
Bu nedenle, Türk Milletinin bir ferdi ve bir hukukçu olarak;Anayasa Mahkemesini, alenen görevini yapmaya,Türk Milletinin emanetine (yargı yetkisine)sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Güner Yiğitbaşı
26/12/2017Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder