Dün, yani, hırsızlık ve yolsuzluk iddialarını soruşturan Türkiye Büyük Millet Meclisi Soruşturma Komisyonunun, dört eski bakanın yüce divana sevk edilip edilmeyeceğini oylayacağı 05/01/2015 günü, çoğu gazetelerin arka sayfalarında,tüm sayfayı kaplayacak şekilde, “SAĞLAM İRADE CUMHUR'UN BAŞINDA” başlığı altında Sivil Dayanışma Platformu (SDP)imzasıyla yayınlanan ve Soruşturma Komisyonunu baskı altına alarak, dört eski bakanı yüce divana sevk edilmekten kurtarmak amacıyla kaleme alındığı anlaşılan bildiriyi, hepiniz görmüş ve okumuş olmalısınız.
Neyin nesidir bu Sivil Dayanışma Platformu?
Bu platformu kimler kurmuştur ve kimlerden oluşmaktadır, her şeyden de önemlisi, bu platformun arkasındaki güç kimdir?
Kendisini Sivil Dayanışma Platformu olarak nitelendiren bu topluluk, bu kadar iddialı ve cüretkar bir bildiri yayınlayacak kadar kendisini güçlü ve haklı görüyorsa, bu bildiriye imza koyan mensuplarının açık isim ve kimliklerini niçin gizlemişlerdir?
Kimden ve neden korkmaktadırlar, bu bildiriye imza koyanlar olarak, açık kimliklerini açıkladıkları taktirde, halkımızın, karşılarında yolsuzluk ve rüşvetlerden nemalanan havuz medyası ve iş adamlarını, malum vakıf yöneticilerini görecek olmalarından ve yayınladıkları, Anayasa Mahkemesini ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin muhalefet kanadını ve AKP içindeki vicdan sahibi mlletvekillerini karaladıkları gerçek ve vicdan dışı bildirinin içeriğinde yer alan görüşlerinin inandırıcılığını kaybederek, ilanın etkisiz kalacak olmasından mı korkmaktadırlar.
Evet, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını darbe girişimi olarak nitelendiren ve bu ülkenin Anayasal üst düzey bir yargı kuruluşu olan Anayasa Mahkemesini; bağımsız ve tarafsız bir şekilde çalışan ve adil kararlar veren mahkeme olmamakla suçlayan, darbe girişimlerini tamamlayan darbeci bir yargı kurumu olarak nitelendiren ve değerlendiren, satır aralarında bir yerlere, kaçak saraylara, övgü, bağlılık ve dayanışma mesajları gönderen Sivil Dayanışma Platformu örgütünün çok demokrat ve namuslu(!) mensupları, gazete ilanı vererek yazdıklarınıza, kimliklerinizi açıklayarak niçin sahip çıkamadınız?
Sizler niçin şeffaf olamıyorsunuz, yoksa, yayınladığınız bildiride yazdıklarınıza siz de inanmıyor ve ancak, kendinizi bir yerlere borçlu ve mecbur hissettiğiniz için mi, gerçekleri çarpıtarak ve Anayasal kurumlara çamur atarak, SDP rumuzuyla bildiri yayınlıyorsunuz?
Bizler; gazete ilanınızda yer alan, kaçak saray fotoğrafına, ilanın başlığında yer alan “SAĞLAM İRADE CUMHUR'UN BAŞINDA”, ibaresi ile ilanın içeriğinde yer alan; “17-25 Aralık darbe girişimlerinin.....” diye başlayan ve “Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını, sağlam irade'nin gölgesine borçlu olanların küçük hesapları, Büyük Türkiye yürüyüşünü durdurmaya yetmeyecektir.” diye sonlanan, ibarelere ve görüşlere baktığımızda, açık kimliklerinizi gizleseniz de, sizlerin kimler olduklarınızı, hangi düşünce ve zihniyete sahip olduğunuzu ve arkanızdaki sağlam iradenin kim olduğunu çok iyi anlıyoruz ve demokrasiye ve en başta Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Anayasa Mahkemesi olmak üzere, demokrasinin kurumlarına inanmak ve güvenmek yerine, sadece, sağlam irade olarak nitelendirdiğiniz, Cumhur'un başındaki tek kişinin iradesine körü körüne inanıp güvendiğiniz ve taptığınız için, millet olarak sizleri kınıyoruz.
06/01/2014
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder