İmamın kayığı, argo bir tabir olup, insanlarımız tarafından sıkça kullanılır ve tabut anlamına gelmektedir.
Şimdi diyeceksiniz ki, ne alaka, imamın kayığı da nereden çıktı?
Doğrusunu söylemek gerekirse, imamın kayığı tabiri, hiç aklımıza getirmediğimiz, getirmek de istemediğimiz bir tabirdir ama, gazetelerde yer alan, “HASTAYA İMAM MORAL VERECEK” haber başlığını görüp, habere bir göz gezdirince, birdenbire dilimizden imamın kayığı sözcüğü çıkıverdi.
Bu nedenle, makalemizde bu haberi değerlendirmeye ve başlığını da imamın kayığı olarak belirlemeye karar vererek, bilgisayarımızın başına oturduk.
“Hastaya imam moral verecek” başlıklı habere göre, Sağlık Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan bir protokole göre, bundan böyle imamlar, hastane hastane dolaşarak, hastalara “manevi destek” adı altında, dini ağırlıklı moral vereceklermiş. İlerideki aşamalarda, bu uygulama tüm hastanelere yaygınlaştırılarak, tüm hastanelere, kadrolu manevi destek ve moral veren imamlar atanacakmış.
İmam sayısının doktordan fazla, Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin, Sağlık Bakanlığı bütçesinden çok daha fazla olduğu, Devlet ricalimiz'in İmam Hatip kökenli, Osmanlı özlemiyle yanıp tutuşan kişilerden oluştuğu, halkımızın sağlık giderlerinin SGK tarafından sürekli kısıntıya uğratıldığı ülkemizde, imamlardan moral ve manevi destek istemekten daha doğal bir şey olamazdı.
Sizin anlayacağınız, hastalarımızın işi artık imamlarımızın güçlü nefesine bırakılmış durumdadır. İmamın kayığı, aklımızın bir köşesine kazınmak istenmektedir.
Bizim bildiğimiz, ülkemizde idam (Ölüm) cezası uygulaması varken, mahkemelerce idam cezasına çarptırılarak bu cezaları kesinleşen ve ölümü beklemeye başlayan idam mahkumları için var olan imam desteği; eskinin idam mahkumlarını hatırlatırcasına, bilhassa ölümcül hastalarımıza ölümü hatırlatarak üzmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Bize göre, bu uygulama bazı sorunları da beraberinde getirecektir.
Hepinizin bildiği gibi, İslamda kadın imam ve din adamı bulunmamaktadır. Keza, Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında Hristiyan din adamları da bulunmamaktadır.
Bu durumda ve şayet gerçekten gerekli ve faydalıysa, Müslüman kadın hastalarımıza, Hristiyan dinine mensup olan ve devletimize vergi veren gayri Müslim hasta vatandaşlarımıza kim moral ve manevi destek verecektir? Onlar, imamın kayığına, moral ve manevi destekten yoksun bir şekilde mi binip gideceklerdir?
Haydi Müslüman kadın hastalarımız için, Osmanlı Sarayı Hareminden esinlenerek, gönüllü olarak hadım edilen erkek imamlarla bir çözüm bulduk diyelim, Hristiyan dinine mensup hastalarımıza moral ve manevi destek vermeleri için,Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarına, Hristiyan din adamları mı atanacaktır?
Sırası gelmişken, biz de buradan bir öneride bulunmak istiyoruz. Hastanelerde yatan hastalar için öngörülen moral ve manevi destek imamları uygulaması, daha da yaygınlaştırılmalı ve aile hekimi uygulamasına paralel olarak, her mahalle için, bir aile moral ve manevi destek imamlıkları kurulmalıdır!
Hastanelere başvuran hastalara bir belge sunularak, sadece doktor desteği mi, yoksa imam desteği mi almak istediği sorulmalı ve imzası alınmalıdır!
Hastanelerimizin uygun yerlerine, kolaylıkla okunabilecek şekilde, “Her an karşınıza sarıklı bir imam çıkabilir, lütfen korkmayınız, kayığı yoktur, sadece moral ve manevi destek amaçlıdır.” levhalarını koymak da lütfen unutulmamalıdır!
Aklımızı sen koru Büyük Allah'ım.
08/01/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder