Fransa 1944, İtalya 1945, Belçika 1948, Yunanistan 1952 ve İsviçre 1971 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkını verdi…
Bu ülkelerdeki kadınlar, bu güne kadar bu haklarını hiçbir engelle karşılaşmadan kullanmaya devam ediyorlar…
Karşı çıkan veya bu haklarını kısıtlamaya çalışanlara da asla fırsat vermezler…
Uygar ülkelerde durum böyle iken, bizde nasıldı?
Kurtuluştan sonra, şeriat yönetimi ile yönetilen 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nun külleri üzerine Cumhuriyeti kuran büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, kuruluş aşamasında ki parolası çağdaş uygarlığı (muasır medeniyeti) en kısa sürede yakalamak ve uygar devletlerle aradaki mesafeyi kapatmaktı…
Ardı sıra gerçekleştirdiği devrimlerinden biri de, hiçbir hakka sahip olmayan kadına, seçme ve seçilme hakkını vermek, kadını sosyal ve çalışma hayatına sokmaktı…
Bu amaçla;
Türk kadınına, 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmış, kadın sosyal ve çalışma hayatında laik olduğu yeri almıştır…
AKP iktidarında, kadınların kaç çocuk doğuracağı, kürtaj ve sezaryen hakkını kullanıp kullanamayacağı, nasıl giyineceği konusunda kadının özgürlük alanına fazlaca karışılmaktadır…
Kadınlarımızın büyük çoğunluğu, Cumhuriyet aydınlanasıyla elde ettiği haklarına kıskanç bir şekilde sahip çıkarak Atatürk’ün kızları olduğunu her aşamada kanıtlarken…
Bir bölümü ise erkek egemen toplumumuzda, gün geçtikçe erkeklerin ellerinden almak istedikleri haklarına yeteri kadar sahip çıkamamaktadır…
Son örneği Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun söylemidir…
Zeytinburnu Süleymaniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yılın ilk bebeği ve ailesini ziyaret eden Müezzinoğlu…
''Anneler, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir. Merkeze iyi nesiller yetiştirmeyi almalılar'' dedi.
Uygar tüm ülkelerde olduğu gibi bizim Anayasamız ve yasalarımıza göre kadın ve erkek eşit haklara sahip olmasına karşın, bu ve benzeri söylemler kadını çalışma ve sosyal hayattan çekip çıkarma amaçlıdır…
Resmen cinsiyet ayırımcılığıdır…
Kadınlar hakkında bu tür kararları vermek siyasetçilerin değil, kadının hakkı ve özgürlüğü kapsamındadır…
Nitekim Bakanın açıklamasından sonra, sosyal medyada ve kadınlardan tepkiler yağmaya başladı…
Saygıdeğer kadınlarımız, size sağlanmış haklarınızın geri alınmasına izin vermeyin, demokrasiye, kadın haklarına, kadın-erkek eşitliğine inanan tüm Atatürkçü erkeklerin arkanızda olduğunu unutmayın…
05.01.2015
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet savcısı
Yorum Gönder