Hainliğin Tanımını Değiştirmek İsteyen Yalakalar
İsimleri lazım değil, sürekli olarak, yalan ve yanlış bir şekilde her konuda AKP'nin savunuculuğunu ve yalakalığını yapan, kendilerini Tayyşp Bey'in ve AKP'nin tetikçisi olarak gören, tek görevleri parti yönetimine mutlak şekilde itaat olan, milletvekilliği geleceklerini ve siyasal çıkarlarını bu yalakalıkta gören bazı kişiler, dört eski bakanın Yüce Divan'a sevk edilip edilmeyeceklerinin oylannası sırasında, dört eski bakan'ın Yüce Divana sevk edilmeleri yolunda oy kullanan vicdanlı ve kendi iradelerine göre hür olarak davranabilme yeteneğine ve temyiz kudretine sahip kişileri hain olmakla suçlayarak, Türk Milletinin bir kısım vekillerine hakaret etmeyi, onları bulup çıkarmak için peşlerine düşmeyi, bu konuda çığırtkanlık yapmayı, kendilerine görev saymışlardır.
Vicdan sahibi olma, kendi vicdanının sesine göre ve kendi hür iradesiyle davranabilme yeteneğini kaybeden, karşı görüşlere saygı göstermenin, demokrasinin bir erdemi olduğunu idrak etmekten aciz olan bu kişilerin; kendi vicdanlarının sesini duyarak, kendi hür iradeleriyle oylarını kullanan bazı AKP'li milletvekillerini hain olmakla suçlamalarını, demokrasi ve demokrasinin çok sesliliği ile açıklamak ve anlatabilmek, asla mümkün değildir.
Hür iradeleriyle ve vicdanlarının sesini dinleyerek dört eski bakan'ın Yüce Divan'a sevk edilmeleri yolunda oy kullanan ve kamuoyunda, AKP' nin fire veren milletvekilleri olarak adlandırılan milletvekillerinin, hainlikle suçlanmaları üzerine, acaba hain kelimesinin anlamı değişti de bizim mi haberimiz olmadı diye bir şüpheye kapıldık doğrusu.
Hemen İnternete girerek google sayfasını açıp, “Hain ne demektir?” kelimesini yazıp tuşa batığımızda karşımıza çıkan bilgilere bir baktık ki; hain kelimesinin anlamında hiçbir değişiklik yapılmamış, hain; bizim eskiden bildiğimiz gibi; zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan, kötü niyeti olan kimse anlamına gelen bir kelimedir.
Hain kelimesinin, bizim bildiğimiz eski anlamında bir değişiklik olmadığına göre, bu işte bir hainlik olduğu görülmektedir.
Türk Milletine ve parti olarak da, AKP' nin kurumsal manevi şahsiyetine karşı asıl hainliği ve saygısızlığı yapan kişilerin; fire olarak adlandırılan, temyiz kudretlerine sahip, kendi iradeleriyle görüş ve oylarını bildirebilme ehliyetine sahip, Türk Milleti adına ve onların gerçek vekilleri olarak hareket eden AKP milletvekillerinin değil, onları hainlikle suçlayan kişilerin olduğu bilinmelidir.
Fire vermekle ve hainlikle suçlanan milletvekilleri ne yapmışlar? Yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan ve haklarında makul ve kuvvetli suç şüpheleri bulunan dört bakanı, peşinen suçlu ilan edip mahkum mu etmişler? Hayır, sadece bu iddialarla yargılanmalarını ve gerçekten suçsuz iseler, Yüce Divanda aklanmaları için dört eski bakana imkan tanımışlardır.
Asıl hainlik nedir ve kimler haindir, biliyor musunuz?
Şayet bilmiyorsanız veya bilip de bilmezlikten gelerek masumlara iftira ediyorsanız, hainliğin ne olduğunu ve kimlere hain denilmesi gerektiğini biz açıklayalım.
Hazır mısınız?
Öyleyse başlayalım; dört eski bakanın suçsuz olduklarına ve haklarında Yüce Divana sevkleri için delil bulunmadığına, gerçekten samimi olarak inanarak, siyasi hiçbir çıkar gözetmeden, dört eski bakanın Yüce Divana sevk edilmemelerine yönelik oy kullanan ve aksine oy kullanan arkadaşlarına da saygı duyarak onları hainlikle suçlamayan AKP' li Sayın Milletvekillerini ayrı tutarak, kendi siyasal geleceklerini ve milletvekilliklerini garanti altına almak için, siyasi çıkarları uğruna, kurum olarak mensubu oldukları partilerinin ve adlarına Mecliste Milletvekili sıfatıyla görev yaparak yasama yetkisini kullandıkları Türk Milletinin menfaatlerini değil, adları yolsuzluk ve rüşvet iddialarına karışmış bulunan parti yöneticilerine ve eski bakanlarına körü körüne hizmet edip, partilerine, Türk demokrasisine ve Türk Milletine zarar vermek, üzmek ve kötülük yapmak, asıl hainlik olup, böyle davrananlara da gerçek hain denir.
Bu böyle biline.
22/01/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder