2003 yılı Haziran ayında, Milli Eğitim Bakanı olan Hüseyin Çelik Van’da Carol Bellamy ile birlikte bir kampanya başlatmışlardı...
“Haydi, kızlar okula”…
Uzun süreden beri kadınları eve kapatmanın alt yapısını oluşturmaya çalışan AKP’nin davranışı, bana o kampanyayı anımsattığı için yazının başlığı oldu…
Halk arasında bir söylem vardır. “adım, adım Anadolu”…
AKP iktidarı döneminde, bu söylemde belirtildiği gibi adım, adım kadını sosyal ve çalışma hayatından çekip eve kapatmanın alt yapısı oluşturuldu…
Bu aşamalara baktığımızda;
- 8 Mart. 2008 günü Uşak’ta düzenlenen Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınlara seslenen dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Batı’nın oyununa gelmeyerek en az 3 çocuk doğurun” dedi…
-Dönemin Başbakanı Erdoğan, 2010 yılı Temmuz ayında Sivil Toplum Örgütlerinin kadın temsilcileriyle yaptığı toplantıda “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. Onun için fırsat eşitliği demeyi tercih ediyorum. Kadınlar ve erkekler farklıdır, birbirinin mütemmimidir” dedi…
-Dönemin Başbakanı Erdoğan, 2011 yılı Haziran ayında yapılan Konya mitinginde, Ankara’daki Hopa eyleminde panzere çıkan ve polis müdahalesi sonucu kalçası kırılan Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu üyesi Dilşat Aktaş’ı küçümser şekilde, “Bir polis panzerine tırmanan bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem. Neymiş Hopa’nın hesabını sormaya geliyorlarmış. Bu ülkenin meydanları boş değil!” dedi…
-Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 2012 yılı Şubat ayında partisinin il başkanları toplantısında Konuşmasında, kendisine din tüccarı diyen Kemal Kılıçdaroğluna yanıt verirken, “Dindar nesil yetiştireceğiz. Muhafazakâr demokrat partisi kimliğine sahip bir partiden ateist bir gençlik yetiştirmemizi mi bekliyorsun?” dedi. Bu konuşmasının tartışma konusu yapılması üzerine, Şubat ayı sonlarına doğru toplanan AKP Gençlik Kolları Kongresi’nde, dindar nesil tartışmasına, Necip Fazıl’ referans göstererek, “Altını çiziyorum; modern, dindar bir gençlikten bahsediyorum. Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum.” Dedi…
Sözünü ettiği gençliği yetiştirebilmesi için kadınların durmadan doğurması gerekmektedir...
-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2014 yılı Aralık ayında katıldığı bir nikâh töreninde, “Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler. Neslin önemi, gücü ekonomide olduğu gibi manen de çok önemli.” Diyerek, kadınların fazla doğum yapmalarını önerdi…
-Yılbaşında, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 2015 yılının ilk bebeğini ziyareti için gittiği Süleymaniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde "anneler, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamalıdır. Merkeze iyi nesiller yetiştirmeyi almalılar” diyerek Erdoğan’ın sözünü ettiği gençliği doğuracak annelere paye verdi. Bu konuşması kadın örgütleri tarafından şiddetle eleştirildi…
Kendisini Başbakanlık makamına taşıyan Cumhurbaşkanının yolundan giden Başbakan Ahmet Davutoğlu, aile ve nüfusun korunmasına yönelik bir dizi yasal düzenleme, program ve projeyi 2015 Ocak ayı başında açıklarken, kadınların daha fazla çocuk yapmalarını teşvik için “ilk çocukta 300 TL, ikinci çocukta 400 TL, üçüncü çocukta 600 TL doğrudan anneye yardım ulaşacak.” Dedi…
Bu örneklerden anlaşılacağı gibi AKP, kadını soyal ve çalışma hayatından eve kapatabilmek için çok çocuk yapmayı teşvik etmektedir…
Çok çocuk sahibi olan anne, annelik içgüdüsü nedeniyle öncelikle çocuklarıyla ilgilenmeyi isteyecek ve diğer çabalarını ikinci plana atacaktır…
İstenen budur…
Oysa bir kadının ne kadar çocuk doğuracağı, kaç çocuğa bakabileceği tamamen kendi tercihidir. Bu tercihine ancak kocası ortak olabilmektedir...
Kadının yaşam tarzına, haklarına ve özgürlüğüne, başkalarının müdahale çabalarını anlamış değilim…
Anlayan varsa bana da anlatsın…
10.01.2015
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder