Dünya barış günü! - Tünay Süer

Bugün malum, güya 1 Eylül Dünya Barış Günü. Şu dünyanın haline bakın, ortalık kan gölü. Kadın haklarıymış, kadına şiddetmiş, insan haklarıymış hepsi kâğıt üzerinde veya yapılan debdebeli toplantılarda kalıyor. Binlerce insan çoluk çocuk katlediliyor. Bu günü barış günü ilan edenler utanmalıdırlar. Bence, BARIŞ ve İNSANA değer ancak Amerika denilen faşist vampirin, dünya ülkelerinden elini çekmesi ile oluşabilir. Şunu da unutmamamız gerekir HAÇLILAR Müslüman ülkeleri yok etmek, hatta yeryüzünden silmek için yeminlidirler. Bilhassa Türklere karşı kinleri büyüktür.

AVRUPA VE AMERİKA’DA ileri gelenlerin, TÜRKLER hakkında gerçekte neler düşündüklerinin yüksek sesle ifadesinden birkaç örnek verelim.

YERYÜZÜNDEN SİLMEK İSTEDİĞİM İKİ MİLLET VARDIR. BUNLAR İSPANYOLLAR VE TÜRKLERDİR.
                                                                                                                                  ABD Başkanı Truman

BUGÜN TÜRKLERİN AYAKLARI ALTINDA EZİLİP İNLEYEN HRİSTİYANLAR VAKTİ GELİNCE ONLARI YARGILAYIP CEZALANDIRACAKTIR. TÜRK ORDUSU ŞEYTANIN ORDUSUDUR.
                                                                                                                                   MARTİN LUTHER
Avrupa’nın geleceğinde ne olursa olsun Türkiye’nin yeri yoktur. Bu ülkenin globalleşmenin temel prensiplerine sahip olmadığını ve uluslararası kardeşliği içine sindiremediğini de görmeliyiz.
Türkiye’nin birliğe girmesine asla izin vermemelidir.
AYDINLANMA Türkiye’ye ulaşmadı, ulaşmayacaktır.
HELMUTH SCMİDT

Bunlara benzer daha nice gerçek sözler mevcuttur.
Ne yazık ki AKP iktidar hırsı içerisinde bunları bilmezlikten gelmektedir.. Bunda hem 7 düvelin hem de işbirlikçilerin Atatürk düşmanlığı önde gelmektedir.


Türkiye’yi parçalama noktasına getiren, aydınlarını ve dünyayı titreten Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlerini zindanlara kapatan bu işbirlikçilerin asıl hedefleri Kemalist Devrim ve Atatürk’tür.


Türk Ordusunun şerefli subaylarına yapılan yüz kızartıcı iftiralar (Casusluk, seks skandalları, vatana ihanet, darbe yapacaklardı, cami bombalayacaklardı) yüreğimizi kanatmaktadır.
Din sömürüsü altında vatandaşlarımız yandaş medyanın katkılarıyla yanıltılmakta, farklı düşünmeleri sağlanmaktadır.

Neymiş efendim cami bombalanacakmış! Burada önceki Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ’un henüz görevdeyken bu çirkin iftiraya yanıtını hatırlayalım.

''Vicdansızlara sesleniyorum''

"Allah Allah diye taarruz eden bir ordu nasıl olurda Allah'ın evi olan camiyi bombalar. Bu ordunun Mehmetçiği Allah Allah diye hücum ediyor” demişti.
Evet, rant için cami yıkıp yerine rezistanslar yapanlar ordumuzu dinsiz göstermeye utanmıyorlar ve dindar halkı kandırmaya kalkıyorlar.

Yasal hiçbir dayanağı olmayan kâğıtlar ve dijital üretilen sahte delillerle, PKK lı gizli tanıklarla yürütülen bir hukuktan adalet beklenebilinir mi?

Tutsak olanların diğerlerinden bazılarına bakalım.

Mesela Prof. Dr. Yalçın Küçük neden susturulmak istendi. Birçok bilinmeyeni açıkladığı için sanırım. ODA TV ye verdiği röportajda Kırım Tatarlarını ele almış.
Kırım dediğimiz zaman, biz Kırım Tatarlarını kastediyoruz. Ama aslında bilimsel ve tarihsel olarak orada üç halktan bahsedebiliriz. Bir tanesi Karain, ikincisi Kırımskiye Tatarı, üçüncüsü de Kırımçaklar.

Demek ki, Türkçede genel olarak Kırım Tatarı dediğimizde, etnik açıdan ve zaman zaman din açısından da birbirinden farklı üç halktan söz ediyoruz. Kırımçak tipik Kırım Yahudi’sidir. Benim tespitlerime göre, şu anda AKP’nin hükümete getirdiği en önemli yerlerde üç tane Kırımlı var. Ali Babacan, Cemil Çiçek ve Ahmet Davutoğlu.

Ben 2002 yılında, bu hükümet kurulurken, “bunlar İslamiyet’in kökünü kazıyacak,” dedim. Türkiye İslamiyet’ten hiçbir zaman AKP döneminde olduğu kadar uzaklaşmamıştır. İslamlar Türk ordusuna karşı değillerdir. Dünyanın her tarafında dindarlar orduyu tutarlar. Onların en muhafazakâr yanlarıdır. Bunların böyle olan hiçbir yanı yoktur.
Evet, yazıyı okumayanlara bu yazıyı mutlaka okumalarını öneriyorum.
https://www.odatv.com/n.php?n=nereden-cikti-bu-kirim-tatarlari-modasi-1307091200


İktidar partisinde birçok isim hakkında yapılan iddialar var. Recep Tayyip Erdoğan kendi ifadesine göre Batumlu Gürcü bir etnik kökenden gelmektedir, aile Rize çevresindeki Potamia köyü orijinlidir.

https://en.wikipedia.org/wiki/Recep_Tayyip_Erdo%C4%9Fan



Karısı Emine Gülbaran Erdoğan Suriye Halep çevresinden bir Sabetay Musevi’sidir. Aile sonraları güneydoğudaki Kürt şehri Siirt'e yerleşiyor.

https://en.wikipedia.org/wiki/Emine_Erdo%C4%9Fan

Evet, bunlar birer iddiadır ve internette dolaşmaktadır. Bu doğaldır ama haklarında çıkan bu iddiaları neden yalan veya doğru diye açıklamazlar benim merakım budur.

Tuncay Özkan neden içeridedir anlatmaya gerek yok çünkü Cumhuriyet mitinglerinin AKP yi eleştiren en iyi konuşmacısıydı. Üstelik kendisine ait televizyonunda iktidarın açıklarını halka anlatıyordu. Ergenekon düzmecesine onu da katarak suçladılar ve tutsak ettiler.

Ya İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i neden Ergenekon örgütü diye suçladılar? Kısaca, Perinçek ‘te Abdullah Gül’ün Amerika ile yapmış olduğu anlaşmayı halka duyurduğu ve Ermeni soykırımı yoktur demesi bir yana antiemperyalist ve de Amerika’ya baş eğmediği içindir.

Mesela Profesör Tolga Yarman’ın kardeşi HAVELSAN GENEL MÜDÜRÜ, bilim insanı FARUK YALMAN hangi gerekçelerle hüküm giydi?
Bunları anlatmaya kalksak sayfalar yetmez.

İçeride tutsak olan her bir yurtseverimiz, askerimiz ABD’nin BOP planı için ve de Türkiye’nin bir şekilde ele geçirilmesi, askeri yönden zayıflatılması ve kendilerine amade olan bir ordu yaratmak içindir.

Bu kadar masum ve şerefli insanımızın tutsak edilmesini artık anlamayanlar veya anlamak istemeyenler lütfen anlamaya çalışsın.


1980 darbesini yapanların yargılanmasını isteyenler bugün iktidar eliyle darbe yapıldığının farkındalar mı acaba? Türkiye nereye gidiyor görmüyorlar mı?

Burada Prof. Dr bilim adamı Yalçın Küçük ’ün şu sözlerine katılmamak mümkün mü?

İslamlar Türk ordusuna karşı değillerdir. Dünyanın her tarafında dindarlar orduyu tutarlar. Onların en muhafazakâr yanlarıdır. Bunların böyle olan hiçbir yanı yoktur.


 ( E ) Dzalt. Kur. Kd. Alb.     H. Vural VURAL’ın şu sözleri çok anlamlıdır. 


ÇAĞDAŞ DEMOKRATİK VE LAİK HER ÜLKEDE OLDUĞU GİBİ; KİMSEYE SOY KÜTÜĞÜ İLE İLGİLİ BİR ÖN YARGI İLE BAKMAMAMIZ GEREKİR AMA HİÇBİR ZAMAN "TÜRK ULUSU, YA DA MİLLETİ" DEMEYEN, BÖYLE BİR ALIŞKANLIĞI VE ÖZENİ GÖSTERMEYEN BİRİLERİNİN BU DAVRANIŞINI DIŞARDA TUTMAKTAN BAŞKA YOL KALMIYOR. HER TÜRLÜ EYLEMSELLİKLERİNİN ARKASINDA, ULUSAL SÖZCÜĞÜNÜN ÇAĞRIŞTIRDIĞI HASSASİYETLER YERİNE, OSMANLI'DAN KALMA BİR ÜMMETÇİLİĞİN YENİDEN DİRİLTİLMESİ VE EGEMEN KILINMASININ AMAÇLANDIĞI, GÖZETİLDİĞİNİ CİDDİ OLARAK DÜŞÜNMEK VE ÖYLE ALGILAMAMIZ KAÇINILMAZ VE ZORUNLU HALE GELDİ NE YAZIK Kİ..

Evet, Başbakanımız neden Türk Milleti veya ulusu demez hepimiz merak ederiz değil mi? İşte böyle duyumlar ve haberler aldıkça devlet kimlerin elinde diye ister istemez düşünüyoruz. Sn. Başbakanın asanlar gibi ortaya çıkıp halkın kafasında istifam yaratan bu sorulara yanıt vermesi gerekir.

Yazının başında ne demiştik Dünya Barış Günü değil mi? Bırakın dünyayı, önce kendimiz bir arada yaşamayı sevgiyi, güzelliği, barışı öğrenelim. Öğrenelim ki dünyaya örnek olalım.
Son olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim. Haçlılara, iç düşmanlara karşı Türk Milleti olarak Atatürk düşüncesinde olan tüm partiler, tüm halkımız, o parti, bu parti demeden çocuklarımızın, torunlarımızın ülkemizin geleceği için birleşelim bize bizden başka yar ve dost olmaz bunu unutmayalım.

Saygılarımla.
TC. Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget