İçtenliğin Sıcaklığı - Nusret Ertürk

İçtenliğin Sıcaklığı - Nusret Ertürk
Yaşar Kemal, Demirciler Çarşısı adlı yapıtında, “O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler” der.
Ben o kadar karamsar değilim. Kalanların büyük bölümünün iyi insan olduğuna inanıyorum. Yazarımızın gözünden kaçmış diyelim alçakgönüllüce. Burada kalan ya diğerleri? Kişiliklerini yitirme pahasına sessiz kalanlar, araziye uyanlar. En değerli varlıkları onurlarından ödün verenler. Yaşar Kemal’in sayısına girmeyenler bunlar olmalı.
İçtenlik, yaşamın sağlam dalıdır, güler yüzüdür. Yaşamın özsuyudur. Onsuz yaşam sakattır.
Yokluğu görülen, eksikliği çekilen aranırmış. İçtenlik, öyle katlarda, yatlarda değildir. Parayla, pulla alınıp satılmaz. Doğrulukta, güvenlikte, bir tatlı gülümsemede, sadelikte saklıdır. İçtenliğin yakınında hile, yalan dolan barınamaz. Yaşamdan içtenliği çıkarsanız, geriye elle tutulacak bir şey kalmaz. Acılarımız ondandır.
Ünlü karikatürist Semih Balcıoğlu bir arkadaşını şöyle anlatır: “Çizgi adamı olduğu için, kendine de bir çizgi çekmişti. Bu çizginin dışına hiç çıkmazdı.” Yaşamda iyiden, güzelden, içtenlikten yana çizgiler olmalı. Biraz da, insanı insan yapan o çizgiler değil mi? Şöyle bir bakınca ortalığa, her konuda çizginin dışına çıkanları çok görüyoruz.
Padişahın biri rakıyı yasaklamış. Yakalanan içeri atılıyormuş. Birisini yakalamış getirmişler. Görevli: “Neden içtin?” diye sormuş. Adam, “Ama ben beyaz peynirle, kavunla içtim” diye yanıtlamış. Görevli, “Öyleyse beraat!” kararını verir. Padişahın adamı da olsa bir incelik, bir içtenlik kendini gösteriyor. Bugün bu çizginin, bu içtenliğin neresindeyiz?
Bir yerde içtenlik yoksa, oradan uzak durmalı.
Yaşam, yaşanarak anlaşılıyor. O da içtenlikle tamamlanır.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget