Yetmedi mi? Kendinin de Profesör olarak görev yaptığın üniversitelerimizi, fuhuş yuvası, fuhuş evleri olarak niteleyerek, üniversitede okuyan milyonlarca genç kızımızı fahişe olarak suçlayarak hakaret etmen yetmedi mi de, bu sefer yeniden sahneye çıkarak, müzik yapan başörtülü kadınlarımızı hedef alıyorsun?
Evet, Üniversiteleri fuhuş yuvası ve evi olarak suçlayan, ne yazık ki; kendisi de fuhuş evi olarak nitelendirdiği üniversitelerimizden birisi olan Sakarya Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görevli Profesör Ebubekir SOFUOĞLU'dan bahsediyoruz.
Siz okurlarım bilirler. Bu adam; üniversiteler fuhuş yuvasıdır diyerek, milyonlarca genç kızımızı fahişelikle suçlayarak hakaret ettiği için, kamuoyunun vicdanını sızlatmış ve tüm kamuoyu infiale kapılmıştı, infiale kapılanlardan birisi de, üniversitede iki kız okutmuş olan bendenizdi. Bu nedenle, iki kız babası ve hukukçu kimliğimizle, bu öğretim üyesinin haksız ve suç teşkil eden bu beyanlarına kayıtsız kalamamış ve bir makale yazarak, bu sözlerinden dolayı kendisini eleştirmiştik. Eleştiri amaçlı bu makalemizde, bu profesöre; madem öyle, üniversiteler fuhuş evleri ve fuhuş yuvasıdır, fuhuş evleri olarak yaftaladığınız üniversitelerin birinde öğretim üyesi olarak görev yaptığınıza, burada okuyan genç kızlarımız size emanet edildiklerine göre, o zaman siz de gavat ve pezevenk olmuyor musunuz diyerek ironik bir soru sormuştuk, amacımız ve kastımız asla hakaret değildi kendisine.
Kastımız; bu soruyu sorarak, kendisinin dikkatini çekmek ve bu haksız beyanının kendisi açısından doğurabileceği kabul edilemez sonucu hatırlatmaktı. Doğrudan, hakaret kastıyla sen gavat ve pezevenksin dememiştik.
Ama bu tipler, başkalarına çok rahat hakaret ettikleri halde, kendilerine yönelik hakaret oluşturmayan hakaret kastı içermeyen beyan ve eleştirilere dahi, asla tahammül edemezler. Bunlar sadece kendilerini düşünürler.
İşte, bu zat, kendisi milyonlarca genç kızımıza yönelik hakareti için, yargı önünde hesap vermediği halde, bizim hakkımızda, bu makalemizden dolayı, hakarete uğradığı iddiasıyla suç ihbarında bulundu ve mahkemeye verdi bizi. Sakarya Asliye Ceza Mahkemesinde, basit yargılama usulüne göre yargılandık. Yargıç; aslında hakaret kastı taşımayan ve hakaret içermeyen makalemizdeki sözler nedeniyle, hakaret suçunun oluştuğunu kabul etmekle birlikte, bu eylemi, şikayetçinin ağır haksız fiili nedeniyle işlediğimizi kabul ederek, ceza kanununda yer alan cezasızlık maddesini hakkımızda uygulayarak, ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Yapılan itiraz üzerine genel hükümlere göre yapılan ikinci yargılama sonunda; yargıç değişikliği ve genel hükümlere göre yapılacak ikinci yargılamada, basit yargılama usulüne göre verilen ilk hükmün bağlayıcı olmadığına ilişkin yasa hükümden yararlanılarak, hakkımda bu sefer cezasızlık hükmü uygulanmayarak, istinafa başvuru hakkımı da ortadan kaldıracak şekilde ayarlanmış bir para cezasına mahkum edildim, kesin hüküm verildi yani hakkımda.
Şaşırmadım tabi. Şikayetçinin temsil ettiği; anti laik, kadın düşmanı, kadını hor gören, kadını erkeklerle eşit bir birey olarak kabul etmeyen siyasal İslam’ın ve onun emrindeki bağımlı yargının iktidarda olduğu bu düzende, aksine bir karar beklemek büyük bir saflık olurdu zaten.
Hakkımda verilen mahkumiyet kararı kesin olduğu için, biz de, uğradığımız bu hak ihlali nedeniyle, konuyu Anayasa Mahkemesine taşıdık ve Anayasa Mahkemesinin kararını bekliyoruz.
İşte, bu adam ve temsil ettiği zihniyet yeniden sahne almış ve bu sefer de; müzik yapan başörtülü kadınları hedef alarak, “Kıyametin yaklaştığı anları yaşıyoruz” diyerek kehanette bulunmuş.
Az kaldı, inşallah 2023 seçimlerinde; kadınlarımızı horlayan, toplumdan dışlayan, üniversitede okumalarına ve namuslarıyla müzik yapmalarına dahi tahammül edemeyen bu siyasal İslamcı, ATATÜRK düşmanı, anti laik ve gerici zihniyetin her alandaki iktidarına sandıkta demokratik yollarla son verilecek ve üniversitelerimiz de, çağın dışında kalmış öğretim üyelerinden, yasalar çerçevesinde temizlenecektir.
Biz de, 2023 seçimlerinden sonra değişecek yeni iktidarın kuracağı, yargının bağımsız olduğu demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla işlediği yeni düzende, bana büyük bir haksızlık yaşatan Profesör Ebubekir SOFUOĞLU ile bağımsız yargı önünde, yasal olarak hesaplaşacağım.
Son söz olarak, buradan; Türk kamuoyuna, üniversiteler fuhuş evidir diyerek genç kızlarımızı fahişelikle suçlayan Ebubekir SOFUOĞLU'nun bu suçlamalarına karşı gerekli tepkiyi koyamayan, bunun takipçisi olamayan, bu şahsın hakkettiği cezayı almasını sağlayamayan, genç kızlarımızın ve kadınlarımızın haklarını, yeteri kadar savunamayan, ama yeri gelince İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasını eleştirmesini bilen, tüm sivil toplum kadın kuruluşlarımıza ve sair her türden tüm sivil toplum kuruluşlarımıza, barolarımıza, bizi yalnız bıraktıkları için sitem ettiğimizi, belirtmek istiyorum.
Güner Yiğitbaşı
14/01/2023
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Yorum Gönder