Erdoğan Erdoğan'a Karşı

21 yıllık muktedir AKP Genel Başkanı ve partili Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'a, yani bizzat kendisine karşı bayrak açmıştır, bilmeden.

Erdoğan Erdoğan'a Karşı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan;  bugün (18. 01. 2023) partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda;  Adnan Menderes'in, 14 Mayıs 1950'de "Yeter söz milletin" diyerek sandıktan zaferle çıktığını hatırlattıktan sonra,  "Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün,  6'lı masa diye karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına 'Yeter' diyecektir' diye konuşarak;  21 senedir bu ülkeyi tek başına ve tek yetkili olarak yönetmeye çabalayan 21 yıllık muktedir AKP Genel Başkanı ve partili Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'a, yani bizzat kendisine karşı bayrak açmıştır, bilmeden. 


Günlük hayatta, sıkça kullandığımız, aslında ; her türlü benzetmeyi yapma serbestisini değil,  bilakis benzetme yaparken dikkatli olunması ve hata yapılmaması gerektiğini vurgulayan, ancak insanların yaptıkları ilgisiz benzetmelerinden sonra, benzetmede hata yapılabilir savunması olarak kullandıkları, ”Teşbihte hata olmaz” diye bir söz vardır. 


İşte ERDOĞAN; bugün,  meclis grubunda;  Adnan Menderes'in 14 Mayıs 1950'de "Yeter söz milletin" diyerek sandıktan zaferle çıktığını hatırlatarak,  "Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün,  6'lı masa diye karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına 'Yeter' diyecektir' diye konuşarak,  teşbihte hata olmaz sözünü hatırlattı bize. 


Evet, teşbihte hata olmaz. Konuşurken ve geçmişle bugün arasında bir benzetme yaparken, dikkatli olmak ve hata yapmamak gerekir. 


Partili Cumhurbaşkanı ERDOĞAN ise; bugün yaptığı konuşma ile teşbihte büyük hata yapmıştır. 


ERDOĞAN diyor ki; ”Adnan Menderes,  14 Mayıs 1950'de "Yeter söz milletin" diyerek sandıktan zaferle çıktı”


Güler misiniz, ağlar mısınız, ne alaka?


ERDOĞAN;  bizleri, zır cahil ve  enayi sanıyor olmalı. 


Üzülüyorum ve utanıyorum,  bu beyanların sahibi tarafından yönetiliyor olmaktan. 


Hak etmiyor bu millet, bu saf ve enayi yerine konulmayı. 


ERDOĞAN da çok iyi biliyor ki; 14. Mayıs. 1950 seçimlerinde, Menderes liderliğindeki eski Demokrat Partisi, muhalefet partisi olarak girdiği seçimi kazanarak, iktidardaki CHP'ye karşı zafer kazanarak,  muhalefetten iktidar koltuğuna oturmuştur. 


Menderes tarafından 14. Mayıs. 1950 seçimlerinde yenilen ve muhalefete düşen iktidardaki CHP; tartışma dışı olan ATATÜRK dönemini çıkardığımızda, 1938 den 1950'ye kadar,  sadece 12 sene iktidarda kalmış ve ülkeyi yönetmiş ve çok güzel işler başarmıştır. ERDOĞAN ve partisine baktığımızda, ülkeyi kesintisiz ve tek başına, iki trilyon dolar mali kaynakla,  21 yıl yönetmiş olup, ülkeye beton dışında üretime dönük hiçbir tesis kazandıramadığı gibi,  o beğenmediği tek partili CHP döneminde yapılan tüm sanayi tesislerini sata sata bitirmiştir. 


Bu duruma göre, ERDOĞAN; 14. Mayıs. 1950 de seçim kaybederek muhalefete düşen CHP'den 9 sene daha fazla,  neredeyse CHP'nin iki katı süre ülkeyi yönettiği halde,  ülkeyi her alanda felakete sürüklemiştir. 


Keza, 14. Mayıs. 1950 de seçim kaybederek iktidardan muhalefete düşen CHP ve onun lideri İNÖNÜ; kendi partisinin ve ikbalinin yararlarını düşünmeden, adeta bindiği dalı kesercesine,  ülkeyi çok partili demokratik düzene kendi elleriyle taşıyarak, 1950 seçimleri öncesinde muhalefetin önünü açarak, özgür ve eşit koşullarda ülkeyi seçimlere taşıyarak, demokrasiye sunduğu bu demokratik katkının sonunda, bir ideal uğruna seçim kaybederek muhalefete düşmeyi göze alabilmiştir. 


Bugün ERDOĞAN'a bakıyoruz; ülkeyi,  tek başına tam yetkiyle ve tek imzayla kayıtsız ve şartsız idare ederek, adeta  esir almış ve 21 yıllık iktidarına ve ikbaline doymamış, koltuğu bırakmamak için, hak etmediği halde,  anayasaya aykırı olarak üçüncü kez aday olmaya hazır beklemekte olup,  seçim kazanmak için muhalefetin önüne taş koymakla, engel çıkarmakla meşgul, seçimlerin eşit ve güvenli bir şekilde yapılacağına dair de hiçbir çabası bulunmamaktadır. Elinden gelse, İNÖNÜ'nün aksine, mevcut çok partili hayata son verecek ve tek parti ve tek aday olarak seçimlere girip seçilmeyi,  içine sindirebilecektir. 


ERDOĞAN; 14. Mayıs. 1950 seçimleri üzerinden kendisine hak etmediği bir  paye çıkararak,  Menderes benzetmesiyle, "Yeter söz milletin" derken, biraz sıkılmalı ve  utanmalıdır. 


ERDOĞAN; talihsiz bir şekilde, kendisini onun  yerine koyduğu rahmetli MENDERES'in;  zaferle çıktığı 14. Mayıs. 1950 seçimlerine,  iktidar değil, muhalefet partisi lideri olarak girdiğini ve iktidar partisini yenerek, muhalefette iken iktidar olduğunu bilmiyor mu? 


ERDOĞAN'a sormak ve hatırlatmak lazım, şu anda iktidarda olan, bu ülkeyi çok kötü yöneten CHP midir, yoksa kendisinin  lideri olduğu AKP midir?ERDOĞAN; seçim kazanarak, kimin iktidarına son vererek iktidar olacaktır, ERDOĞAN'ı iktidardan indirerek, yine aynı ERDOĞAN'ı iktidar koltuğuna oturtma gibi, bir abes düşüncesi mi vardır?


"Yeter söz milletin" diyerek, 14. Mayıs. 1950 anlamında bir seçim; muhalefet karşı değil, iktidara karşı kazanılır. 


Halk da;  “yeter söz milletin” sözünü, iş başındaki kötü iktidarı sandığa gömmeye,  iktidardan düşürmeye azim ve kararlıysa söyler ancak. 


ERDOĞAN; size Tanrı söyletmiş olmalı. Amacınız farklı da olsa, bu sözü kendi açınızdan yerinde kullanmamış olsanız da, sonuç itibariyle çok doğru söylemişsiniz,  muhalefetteki halkımızın çoğunluğu, size ve iktidarınıza karşı,  14. Mayıs. 2023 de "Yeter söz milletin" diyerek,  sizi iktidardan indirecektir, hiç merak etmeyiniz.

Güner Yiğitbaşı

18/01/2023

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget