Allah Korusun Bir Trump Da Bizde Çıksa Ne Olur?

Bir Trump da, şayet yapılması mümkün olursa, ülkemizde yapılacak ilk seçimlerden sonra ülkemizde ortaya çıkarsa, seçim sonuçlarını kabullenmezse ne ol

Allah Korusun Bir Trump Da Bizde Çıksa Ne Olur?
Hepiniz biliyorsunuz artık, televizyonlardan izlemiş olmalısınız. 

ABD başkanlık seçimlerini kaybeden Trump;  semptomlarını daha seçimlerden önce vermeye başladığı,  koltuğu devretmeme niyetini, dün itibariyle fiilen uygulamaya koymuş, taraftarlarını tahrik ederek, başkan yardımcısının başkanlığında toplanan senatoda, eyaletlerdeki ikinci seçmenlerin oylarının tutanaklardan sayımlarının yapılarak başkalık seçimini kazanan BİDEN'in başkanlığının resmen tescil edileceği sıralarda, Trump taraftarları ABD Kongresini basarak kan dökmüş,  dört kişinin ölümlerine ve birçok kişinin de yaralanmalarına neden olmuştur. 

Allahtan, ABD de en başta yargı olmak üzere, demokrasinin denetiminden sorumlu tüm kurumlar,  dindik ayakta oldukları ve sağlıklı çalıştıkları, başkan yardımcısının dahi, kendi lideri Trump'ın,  sayımları durdurması için verdiği emri, demokrasiye ve anayasaya aykırı bulanarak uygulamaması ve Trump'a karşı durması nedeniyle, Trump'ın; aslında çok planlı ve sinsi olarak uygulamaya koyduğu,  demokrasiyi katlederek koltuğunu muhafaza etme çabası,  sonuçsuz kalmış , ABD demokrasisi ve ABD halkının iradesi kazanmıştır. 

ABD seçimlerinin sonuçlarını hazmedip kabullenemeyen bir Trump da, şayet yapılması mümkün olursa, ülkemizde yapılacak ilk seçimlerden sonra ülkemizde ortaya çıkarsa, seçim sonuçlarını kabullenmezse ne olur acaba? diye düşünmeden edemiyoruz. 

Bize göre daha demokratik bir ülke olan,  denge ve denetim sistemleri, sivil toplum örgütleri, yargısı işleyen, aydınları daha bilinçli olan ABD de dahi sahne alabilen,  seçimi kaybetmesine rağmen,  seçim sonuçlarını kabullenmeyen ve koltuğu bırakmamakta direnen Trump örneği, çabaları sonuçsuz kalsa da, haklı olarak, bizlerin de  gözünü korkuttu. 

Korkmakta haklıyız da. Zira, şiddete dayalı olmasa da, bağımlı yargı ve devlet gücü kullanılarak 31. Mart yerel İstanbul  Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde bunun küçük bir örneğini Türk Ulusu olarak bizler de gördük ve yaşadık. 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kaybeden iktidar partisinin emrindeki,  bağımlı Yüksek Seçim Kurulu, hukuka aykırı olarak, hiçbir haklı gerekçe olmadığı halde, aynı seçmenlerin aynı sandığa attıkları, ilçe belediye başkanlarının ve büyükşehir dahil,  tüm belediye meclis üyelerinin seçimlerine ilişkin  diğer oyları geçerli sayarak,  sadece İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iptal etmiş ve seçimler yenilenmiş, Haziranda yapılan ikinci seçimde daha ezici çoğunlukla kaybeden iktidar partisi,  kerhen seçim sonuçlarına boyun eğmek zorunda kalmış, ancak kaybettiği İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanının görevini layıkıyla yapamaması için elinden gelen engeli hala ortaya koymaya devam etmektedir. 

Kısacası,  demokratik seçim sonuçlarını, halkın iradesini kabullenmeme konusunda, Türk Halkına kötü bir örnek yaşatan AKP iktidarının ve onun genel başkanının, yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini kaybetmesi ve halkın iradesiyle demokratik olarak iktidardan düşürülmesi halinde, bu seçim sonuçlarına uymama ve saygı göstermeme gibi, antidemokratik bir tavır sergilemesi halinde; bu,  Türk Demokrasisinin tümüyle sona ermesi sonucunu doğurur. 

Zira, ülkemizde şu anda bir anayasa var ise de; devlet,  adeta parti devletine dönüştürülmüş, anayasa fiilen rafa kaldırılmış, meclis;  işlevsiz bırakılmış, partili Cumhurbaşkanının her istediği yasayı aynen kabul eden bir onay makamı haline gelmiş, yargı bağımsızlığını tamamen yitirmiş, partili Cumhurbaşkanının talimatlarını uygular hale gelmiş, Anayasa Mahkemesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bağlayıcı kararlarına uyulmayarak,  bu kararlar ayaklar altına alınmış, seçimleri denetleyen Yüksek Seçim Kurulu,  bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiş, halkı sindirilmiş, medyası iktidar tarafından kuşatılmış, sivil toplum örgütleri, tüm denge ve denetim sistemleri yok edilmiş, devlet kadroları yandaşlarla doldurulmuş, sivil ve asker silahlı kuvvetleri iktidar partisinin lehine politize edilmiş, kısacası devletin tüm kurumları işlevsiz hale getirilmiş olan ülkemizde; iş başındaki iktidarın Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini kaybetmesi halinde; ülke olarak, demokrasimizin korunması için, iş başındaki iktidarın seçim sonuçlarına ve halkımızın iradesine saygı göstermelerini umut ederek beklemekten başka,  hiçbir şansımızın olmadığını belirmek ve tüm olumsuzluklara rağmen; ülkemizde,  demokrasinin galip geleceğine, en başta siyasal iktidar olmak üzere, herkesin, seçim sonuçlarını kabullenme demokratik olgunluğunu göstereceğine inanıyoruz. 

Güne Yiğitbaşı

08/01/2021

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget