Adalet Bakanına Açık Mektup

Adalet Bakanına Açık Mektup Sayın Adalet Bakanı; BERBEROĞLU'nun hak ihlaline uğratıldığına ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesinin ikinci kez verdiği kar

Adalet Bakanına Açık Mektup
Sayın Adalet Bakanı; BERBEROĞLU'nun hak ihlaline uğratıldığına ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesinin ikinci kez verdiği kararı üzerine, Anayasa Mahkemesinin kararları bağlayıcıdır, diye demeç vererek, anayasanın bu hükmünü tekrarlamışsınız. 

Bizler; sizin, Adalet Bakanı olarak,  herkesin çok iyi bildiği,  “”Anayasa Mahkemesinin kararları bağlayıcıdır” diyerek,  aradan sıyrılmanızı kabul edemiyoruz. 

Sizi, sesinizden tanımasam ve gözlerimi kapatarak dinlesem; bugüne kadar,  haksız tutuklamalar dahil,  ülkemizde yapılan hukuksuzluklara karşı çıkan, Anayasa Mahkemesinin kararlarının bağlayıcı olduğuna ilişkin, benim de altına imza koyacağım beyanlarınızı, ana muhalefet partisinin çok iyi hukuk öğrenimi almış ve hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığını içine sindirebilmiş bir milletvekili konuşuyor ve hukuku ayaklar altına alan AKP iktidarını ağır şekilde eleştiriyor sanacağım. 

Ama,  bu güzel ve hukukun üstünlüğünü,  yargının bağımsızlığını savunan beyanları,  siz yapıyorsunuz, teoride muhteşemsiniz, ama pratikte çok kötüsünüz, esiyorsunuz gürlüyorsunuz ama,  bir türlü yağamıyorsunuz, bal yapamayan bir arı olarak,  vızıldamakla yetinip ortalıkta dolaşıyorsunuz. 

Çok iyi biliyoruz sizin sıkıntınızı, saray size engel oluyor, sizin tek kusurunuz cesaretiniz yok, madem öyle,  ben yokum diyerek saraya  rest çekip,  istifa edemiyorsunuz ve bir çuval güzel inciri,  mahvediyorsunuz. 

Sayın bakan; bize göre,  Anayasa Mahkemesi nezaket gösterdi, ikinci hak ihlali başvurusunu; ”ben kesin olarak bu konuda karar verdim, aynı konuda yapılan ikinci başvuru hakkında, hukuken ikinci kez esastan karar veremem, devlet devletliğini bilsin ve benim verdiğim kesin ve bağlayıcı hak ihlali kararını, ne yapıp yapıp uygulatsın, kararın uygulanması ve uygulatılması benim yetkim dahilinde değildir, Adalet Bakanının başkanı olduğu Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak gereğini yapın, benim kararımı uygulamayarak anayasayı ihlal eden yerel mahkeme hakimlerini,  kulaklarından tutup görevden alın, onların yerine anayasaya ve hukuka bağlı ve saygılı hakimlere görev vererek,  ne yapıp yapıp benim kararımı uygulatın” diyerek ve bir anayasa dersi vererek,  ikinci hak ihlali başvurusunu usulden reddetmesi, kararın bir örneğini de, gereği için  HSK'ya göndermesi gerekirken,  ikinci kez,  bize göre hukuken büyük bir  hata yaparak,  ikinci kez esastan bir  karar vermiştir. 

Dünkü yazımızda, Anayasa Mahkemesini;  verdiği yanlış kararı nedeniyle eleştirmiş ve yazımızı; ”İkinci hak ihlali kararınız da kabul görmez ve yerel mahkeme tarafından bu kararınıza da uyulmaz ve yok sayılırsa,  ne olacaktır, bize söyler misiniz?” sorusunu sorarak sonlandırmıştık. 

Sayın Bakan; Anayasa Mahkemesi gerçekten yanlış yapmıştır. 

Anayasa Mahkemesi; hak ihlalinin varlığını,  ilk kararına atıf yaparak vurguladıktan sonra, yerel mahkeme hakimlerinin, ilk hak ihlali  kararını uygulamayarak anayasa suçu işlediklerini, karara uymayarak anayasaya direnen, kaynağını anayasadan almayan bir yetki kullanmaya kalkışan  hakimler hakkında,  derhal yasal işleme geçilmesine ve görevden alınmalarına, aynı konuda kesin olarak verilen bir karar mevcutken, yeni bir karar verilmesine gerek olmadığına karar vermeliydi. 

Diyelim ki; Anayasa Mahkemesinin bu ikinci hak ihlali kararına da yerel mahkeme uymadı, üçüncü kez mi,  Anayasa Mahkemesine gidilecek?

Sayın Bakan;  bu iş,  çocuk oyuncağı, evcilik oyunu değil, konu çok ciddi bir rejim sorunu haline gelmeye başladı. 

Sayın Bakan; şimdi değerleri kendilerinden menkul bazı hukukçular ortaya çıkarak, olmadı İnsan Hakları Mahkemesine gideriz diyebilirler, bu da mümkün değildir. 

Zira, Anayasa Mahkemesi;  hak ihlalinin mevcudiyetini kabul etmiş, ihlali kabul ederek hakkı teslim etmiş ve bu konuda bağlayıcı ve kesin bir karar vermiş ama, bir yerlere güvenerek kendilerini anayasanın üzerinde görüp suç işleyen hakimler, kararın gereğini yapmamıştır. 

Ortada,  hukuken çözüme bağlanmamış ve teslim edilmemiş bir hak ihlali kalmamıştır,  tüm yasal yargı yolları tükenmeden;  Anayasa Mahkemesi,  iç hukukta sorunu kesin ve bağlayıcı kararıyla çözüme bağlamış, ancak devlet, daha doğrusu siyasal iktidar, anayasaya direnen yerel hakimler hakkında gereğini yapmayarak,  iktidarlarının meşruiyetine gölge düşürmüşlerdir. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin;  T. C. Devletinin ve siyasal iktidarının meşruiyetini ve uyguladığı antidemokratik rejimi denetleme yetkisi yoktur. 

Bu konudaki görev ve alınması gerekecek kısıtlamalar, üyesi olduğumuz Avrupa Konseyinin yetki alanındadır. 

Sayın Bakan, gördüğünüz gibi,  bu konu iktidarınızın meşruiyetini yakından ilgilendiren bir boyut kazanmıştır. 

Sayın Adalet Bakanı; Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır demeniz ve aradan sıyrılmanız, asla yeterli değildir. 

Anayasanın 138. maddesi;  anayasal yetki sınırlarında kalan yargıçlara müdahaleyi yasaklar. Yargı bağımsızlığı ve hakim teminatı, anayasayı çiğneyen ve anayasadan almayan yetkileri kullanmaya, anayasayı ihlale  kalkışan hakimler için asla geçerli değildir. Yargı bağımsızlığı ve hakim teminatı, hakimlere tanınan bir imtiyaz değil, adil yargılansınlar diye, bu ülkenin insanlarına tanınan bir imtiyaz ve güvencedir. 

Bu ülkede;  istendiğinde,  Fetöcü oldukları iddiasıyla hakimler görev yaptıkları sırada kürsüden indirilerek görevden alınmış ve hapse atılmıştır. 

İstendiğinde,  keyfi olarak dahi,  görevden alınarak tutuklanabilen hakimler örneği varken, anayasanın bağlayıcı hükümlerine ve bağlayıcı Anayasa Mahkemesi kararlarına ve anayasal düzene açıkça baş kaldıran yerel mahkemenin sözde hakimlerini görevden alarak,  haklarında yasal işlem yapmakta geç kalmadınız mı Sayın Bakan?

İnşallah, bu kez görevinizi yerine getirirsiniz ve ülkemizi, demokratik ülkeler karşısında rezil olmaktan kurtarırsınız. 

Sayın Bakan, 51 senelik bir hukukçu ve T. C. nin hukukçu bir vatandaşı olarak;  sizden,  laf değil,  sonuç üretmenizi, vızıldayan ama bal yapamayan  arı olarak kalmanızı istemiyoruz. 

Selam, sevgi ve saygılar. 

Güner Yiğitbaşı

22/01/2021

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget