Bazı Muhalefet Partileri Ve İnsanlar Hala İşin Farkında Değiller

Muhalefet partileri ise; bu ülke gerçeklerine rağmen, armudun sapı, üzümün çöpü diyerek, demokrasi cephesinde bir araya gelmek için hala naz yapıyor

Bazı Muhalefet Partileri Ve İnsanlar Hala İşin Farkında Değiller
Ülkenin demokrasisi, yargısı, anayasası, Anayasa Mahkemesi, ekonomisi, üretimi, tarımı yok olma aşamasına gelmiş, millet, pandemiye karşı korumasız,  aşısız, aç ve işsiz ve kaderiyle baş başa bırakılmış, ülkede yönetim boşluğu oluşmuş, ülke sahipsiz kalmış, hazinesinde döviz ve para kalmamış, iş başındaki siyasal iktidar çökmüş, muhalefet partileri ise; bu ülke gerçeklerine rağmen, armudun sapı,  üzümün çöpü diyerek,  demokrasi cephesinde bir araya gelmek için hala naz yapıyorlar, işin farkında değiller. 

Ülkeyi bu hale getiren AKP Genel Başkanı da,  muhalefetin bu aymazlığının farkında olmalı ki; hiçbir şey olmamış gibi, hala konuşabiliyor, milletin yüzüne bakabiliyor, hala iktidarının devam edeceği konusunda bir umut taşıyarak, birlik olamayan muhalefetin cılız ittifakını dahi dağıtmak için,  hamle üzerine hamle yapmaya çalışıyor. 

Bir zamanlar koyu CHP'li olan ve CHP Genel Başkanlığına talip olan SARIGÜL;  yüzde bir oranında dahi oy alamayacağını bile bile, ihtirası uğruna CHP'den ayrılarak yeni bir parti kurmuş, yine CHP genel başkanlığına seçilmek için sarf ettiği gayretlere rağmen amacına ulaşamayan Muharrem İNCE de, siyasi ihtirasına kurban olmuş ve bir harekat başlatarak,  CHP'den kopup yeni bir parti kurma hazırlığı içine girmiştir. 

Hani bir söz vardır ya; ”baş olda soğan başı ol” şeklinde. 

Kurultaylarda CHP'ye baş olamayan SARIGÜL  ve İNCE;  CHP'ye genel başkan olamadıkları için, marjinal parti olmayı içlerine sindirerek,  soğan başı olmaya karar vermişler ve bu zor koşullarda ülkeye ihanet ederek,  AKP ve Cumhur İttifakı iktidarının değirmenine su taşıma gayreti içine girmişlerdir. 

Hak etmediği halde, Ergenekon mağduru kontenjanından tepeden inme CHP milletvekili ve Parti Meclis Üyesi olan Mehmet Ali ÇELEBİ; CHP Genel Başkanına yazdığı bir muhtıra mektup ile çizmeyi aşmış, bu kritik ortamda,  istifa tehdidiyle CHP'ye meydan okumuştur. 

CHP içindeki ulusalcı bir kanat da,  KILIÇDAROĞLU'nun; ülkeyi felaketi sürükleyen AKP iktidarından ülkeyi kurtarma gayretiyle, ülkenin,  içinde bulunduğu olağanüstü kötü halden çıkışı için, mecburiyetten  uygulamak zorunda kaldığı  pragmatik ittifak hamlelerini baltalamak için,  çaba sarf etmektedirler. 

CHP içinde, normal bir zamanda hoş karşılanabilecek olan bu tür muhalif çıkışlara, zamanımızın olağanüstü koşullarında, ülkemizin asla tahammülü yoktur. 

Bu haksız ve zamansız çıkışları yapanlar; kendilerine, AKP Genel Başkanını örnek alsınlar. Psikolojik üstünlük sağlamak,  kendi seçmen kitlesine moral aşılamak, buna mukabil, Millet İttifakının moralini ve birliğini bozup parçalamak amacıyla,  oy oranı yüzde bir bile olmayan Saadet Partisini dahi yanına çekmek için, ERDOĞAN'ın yapmaya çalıştığı girişimlere bakarak,  utansınlar biraz. 

CHP'nin;  HDP ile İttifak’a yanaşmak istemesinin de, parti içinde ve diğer Millet İttifakı partileri arasında,  bazı homurdanmalara sebep olduğunu biliyoruz. 

Bu yersiz ve zamansız homurdananlara, İstanbul seçimlerini hatırlatmak istiyoruz. 

HDP olgusunu inkar edenler; ülkenin gerçeklerinden habersiz ve politika bilmeyenlerdir. 

HDP; tüm olumsuzluklarına rağmen,  bu ülkenin Türk ırkından gelen insanları gibi ve en az onlar kadar,  bu ülkenin sahibi, eşit yurttaşı ve kurtuluş savaşında kanını veren insanları olan Kürt vatandaşlarımızın desteğini ve sempatisini kazanmış ve milyonlarca Kürt vatandaşımızın oylarına mazhar olmuş, yasal bir parti olup, AKP iktidarının bu ülkeye verdiği zararın bilincinde, farkında ve AKP iktidarının seçimlerle iş başından uzaklaştırılmasının büyük destekçisidir. 

Millet İttifakı olarak bu destekten yararlanmak varken, içlerinde ve seçmen kitleleri arasında PKK sempatizanı kişiler dahi bulunuyor olsa; bazı kişi ve partilerin, iş başındaki siyasal iktidarın,  bir zamanlar PKK ile doğrudan müzakere masasına oturduğunu, Güneydoğuda kazılan hendeklere göz yumduğunu, İstanbul seçimleri öncesinde,  ÖCALAN kardeşlerin  desteklerini almak cüretini dahi gösterdiğini unutarak, HDP'yi dışlamaya kalkışmaları, siyasi bir körlük ve Kürt vatandaşlarımızı inkar ve yok saymakla eş değer ve büyük bir haksızlıktır. 

MHP lideri BAHÇELİ; HDP'nin kapatılması için boşuna gayret sarf etmemektedir.  O dahi, kendince bazı gerçeklerin, HDP oylarının seçimin kaderine hükmedeceğinin,  HDP ve onu destekleyen Kürt Vatandaşlarımızın oylarıyla,  Cumhur İttifakının iktidardan düşeceğinin farkındadır. Bu farkındalıktandır ki; ısrarla,  HDP'nin üzerine giderek bu partinin kapatılmasını savunmaktadır. 

Son yerel seçimlerde, HDP ve seçmenlerinin; oylarıyla ve aklı selimleriyle, parti bazında açıkça ve resmen olmasa da,  tabanda ittifak yaparak, en başta İstanbul olmak üzere, birçok büyükşehirde belediye başkanlıklarının, Millet İttifakı tarafından, AKP'nin elinden alınmasında gösterdiği demokratik olgunluktan ders çıkarması gerekenler,  utanmalıdırlar ve hiç değilse konuşmayarak,  susmalıdırlar. 

Cumhur İttifakının ortağı BAHÇELİ,  şunu çok iyi bilmelidir ki; HDP'nin kapatılmasının, AKP ve Cumhur İttifakı iktidarının seçimle iktidardan uzaklaştırılmasına yönelik ecelleri için hiçbir faydası olmayacaktır. 

Zira, HDP'nin kapatılması, bilinçli Kürt oylarının Cumhur İttifakı İktidarına yönelmesine asla yol açmayacaktır. Partileri kapatılsa da;  bilinçli Kürt seçmeni vatandaşlarımız, yerel seçimlerde olduğu gibi, inadına muhalefet ve demokrasi cephesi içinde yer alacaklar ve tavanda olmasa da, tabanda Millet İttifakı ile işbirliği içinde, demokrasi ve özgürlükler adına oy kullanacaklardır. 

Kürt vatandaşlarımızdan ve onların destek verdikleri HDP'den korkan veya işlerine öyle geldiği için korkar gözükenler unutmasınlar ki; büyük deha, ülkemizin kurtarıcısı ve devletimizin kurucusu büyük asker ve devlet adamı ATATÜRK de; o olağanüstü koşullarda, ihtiyaç duyarak, kendileriyle fikir ve düşünce ayrılığı içinde olduğu bazı zümrelerin desteklerini alıp, onlarla bir şekilde anlaşarak ve ittifak yaparak, kurtuluş savaşını kazanmış ve Türkiye Cumhuriyetini kurma başarısını gösterebilmiştir. 

Herkes,  aklını başına toplamak ve demokrasi cephesinde birlik olmak zorundadır. 

Demokrasiye giden yolda, sırat köprüsünden önceki son çıkışa engel olanları, bu ülke hiç unutmayacak ve tarih önünde kendilerinden hesap sorulacaktır. 

Güner Yiğitbaşı

27/01/2021

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget