Demokrasi, özgürlükler rejimidir.
Demokrasi, özgürlüklere o kadar çok değer verir ki; bu sınır tanımayan özgürlükçü niteliği, onun zafı ve yumuşak karnıdır.
Demokrasi; tüm denetim mekanizmalarına, kuvvetler ayrılığı ilkesine rağmen, özgürlüklerden ve demokrasinin nimetlerinden yararlanarak, demokrasi ve özgürlükleri bir araç olarak kullanarak, demokrasi ve özgürlükleri ortadan kaldırıp yok etmek isteyen, demokrasi ve özgürlük düşmanı, özgürlükleri sadece kendisine tanınan bir imtiyaz olarak algılayan, seçimle iş başına gelen zalimlerin, özgürlükleri ve demokrasiyi ortadan kaldırma özgürlüklerinin büyük tehdidi altındadır.
Bu nedenle, özgürlükler rejimi olan demokrasi; erdemli, laik, gerçek anlamda aydın, kendilerinin özgürlükleri kadar, başkalarının özgürlüklerine de saygılı, demokrasi ve özgürlükleri içselleştirebilmiş, hazmedebilmiş sağ duyulu ve sorumluluk duygusu taşıyan, toplumun menfaatlerini kendi şahsi menfaatlerinden üstün tutan kişilerin çoğunlukta olduğu bir toplumda, yeşererek boy atan ve yaşamaya devam eden bir rejimdir.
Demokrasi; belki de, kendisini yok etme özgürlüğünün varlığını, kendisi için fazla tehlikeli görmemiş ve her demokratik toplumda var olan marjinal demokrasi ve özgürlükler düşmanı zalimlere dahi hoşgörü ile bakabilmekte, sert tedbirlerle kendisini koruma altına alma gereği duymamaktadır.
Bu demokrasi anlayışı, demokratik ve gelişmiş, laik, özgürlükleri içselleştirebilmiş batı toplumları için anlaşılabilir ve bir mahzur oluşturmasa da; bizim gibi, demokrasiyi sadece sandığa ve seçimlere indirgeyen, eğitimde ve ekonomide geri kalmış, ekonomik özgürlüklerini sağlayamamış, dinin değişmez ve katı dogmalarının hakim olduğu, tarikat ve cemaatlerin kol gezdiği, ülkeyi yönetenlere rehber oldukları, hem laik, hem de demokrat olunamaz diyen kişiler tarafından yönetilen anti laik toplumlarda, demokrasinin erdemi ve hoşgörüsü, maalesef demokrasi için büyük bir tehlike oluşturmakta ve demokrasi; bizzat, demokrasinin eliyle ve demokrasi adına yok edilebilmektedir.
Bugün ülkemizin içinde bulunduğu durum aynen budur.
Demokrasinin nimetlerinden ve özgürlüklerinden yararlanarak iş başına gelen, demokrasiyi amaç edinmeyerek, sadece araç olarak kullanan, sırtında siyasal İslamcı bir rejim kurma bagajını taşımakta olan siyasal iktidar; ülkemizdeki korumasız demokrasiyi yok etmiş ve özgürlükleri ortadan kaldırmış, kuvvetler ayrılığı ilkesi yok edilmiş, yasama, yürütme ve yargı bir kişiye ve onun insaf ve demokrasi anlayışına terk edilmiştir.
Her yaptığı; anayasaya, demokrasiye ve özgürlüklere aykırı olan iş başındaki siyasal iktidarın, ülke yönetiminden uzaklaştırılması için, demokrasinin gereği olarak seçimlerin yapılacağı gün sayılmaya başlanmıştır.
Demokrasi, sadece sandık ve seçim değildir ama, seçim ve sandık, demokrasinin gerekli ve vaz geçilemez bir unsuru olduğu için, biz gerçek demokratlar; seçimle iş başına gelenlerin, demokrasi ve özgürlükleri yok etmesi halinde dahi, demokratik duruşlarını devam ettirmenin sıkıntısını ve zorluğunu yaşasak da, demokrasiden bir adım geri atmayacak ve iş başındaki; demokrasi ve özgürlükleri yok eden siyasal iktidara, demokrasi içinde kalarak, sandıkta yol vereceğiz.
Kendisini yok etmek isteyenlere dahi özgürlük tanıyan demokrasinin erdemi de, işte buradadır.
Tabii ki; anlayanlara.
08/09/2020
Hukukçu
Yorum Gönder