Bu Toplum Daha Nereye Kadar Susacak?

Bu Toplum Daha Nereye Kadar Susacak? Sizler de susmayınız artık, sesinizi çıkarınız, çığlık atınız artık, sonra çok geç kalmış olacaksınız.

 

Bu Toplum Daha Nereye Kadar Susacak?

Bu pandemi ortamında canları pahasına, Hipokrat yeminlerine bağlı kalarak,  gece ve  gündüz özveriyle hizmet eden,  insanlara sağlık dağıtan doktorlarımızın büyük çoğunluğunun üst meslek kuruluşu Türk Tabipler Birliğine yönelik,  yedek lastik konumundaki işlevsiz ve kifayetsiz bir siyasinin soruşturma açılsın, kapatılsın diyerek saldırıları yetmiyormuş gibi, Akit denilen paçavra da, ”TTB KANDİL ÜSSÜ GİBİ” diye manşet atmış. 

Allahtan korkunuz, Türk Tabipler Birliğini nasıl Kandil üssü ile bir tutabilirsiniz. 

Kandil üssünde; Türk güvenlik güçlerinin ve masum insanların öldürülmelerinin planları yapıldığı halde, Türk Tabipler Birliğinde ise; insanlarımızı,  Korona virüs salgınından nasıl koruruz ve sağlıklı kılarız diye kafa yorularak planlar yapıldığı ayrımını yapamayacak kadar gözleri kararmış,  gerçekleri göremeyecek kadar akıllarını yitirmiş bu nankörler. 

Ülkenin İçişleri Bakanı çıkmış, mahkemenin kararını eleştirme hudutlarını aşarak,  Anayasa Mahkemesine ve başkanına saldırıyor ve bu saldırılara karşı Anayasa Mahkemesine sahip çıkan aklıselim sahibi insanlara,  adeta çamur atıyor. 

Bu ülkenin İçişleri Bakanı sadece kendisini vatan sever zannediyor, iyi ki görevi gereği terörle mücadele ediyor, bunu dayanarak herkesle ağız dalaşına girebileceği konusunda hak sahibi haline geldiğini zannediyor. 

Bir de Anayasa Mahkemesi Başkanına meydan okuyarak; korumasız,  bisikletinle işe git de görelim seni diyor. Bununla da yetinmiyor, sen varsan, ben de korumasız işe gideceğim diyerek mangalda kül bırakmıyor, bizleri kahkaha ile güldürüyor. 

Sayın İçişler Bakanı; sizin bu meydan okumanızdan bu yana gördük ki; sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı yüreksiz ve korkak çıktı ve korumasız iş yerine gidemedi!

Sıra sizde, Sayın İçişleri Bakanı. Anayasa Mahkemesi Başkanına inat,  sizin korumasız olarak işe gitmenizi bekliyoruz. Sizin yüreğinize ve cesaretinize güveniyoruz. Bizi mahcup etmeyiniz lütfen. 

Bir de toplumdan, sivil toplum kuruluşlarımızdan, Barolardan, Sendikalardan,  tüm meslek kuruluşlarından bir ricamız var. Sizler,  sağlıklı bir demokraside baskı gruplarısınız, demokrasinin çoğunlukçu değil çoğulcu bir sistem olması bundandır. Sizler de susmayınız artık, sesinizi çıkarınız, çığlık atınız artık, sonra çok geç kalmış olacaksınız. 

Güner Yiğitbaşı

21/09/2020

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget