Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Değil, Islah Edilmiş Parlamenter Sistem Demek Daha Doğrudur

Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye bir kavram yoktur aslında. Parlamenter sistem tektir. Güçsüzü ve güçlendirilmişi yoktur.

 

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Değil, Islah Edilmiş Parlamenter Sistem Demek Daha Doğrudur

Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye bir kavram yoktur aslında. 

Parlamenter sistem tektir. 

Güçsüzü ve güçlendirilmişi yoktur. 

Millet İttifakının ortak amacı ve hedefi, tek adam rejiminden dönülerek, eskiden olduğu gibi, parlamenter sisteme geri dönmektir. 

Parlamenter sisteme geri dönmeyi hedefleyen Millet İttifakının parti liderleri;  parlamenter sisteme dönme isteklerini dile getirirlerken, güçlendirilmiş parlamenter sistem kavramını ortaya atarak,  milletin kafasını karıştırmışlardır. 

Güçlendirilmiş parlamenter sistem demek doğru değildir. 

Doğru olan; bizim ülkemizde yozlaştırılan ve bir yerde tıkanarak parti genel başkanlarının sultası altına giren iktidardaki çoğunluk partisinin milletvekillerinin, özgür iradeleriyle yasama görevlerini yapamamalarından kaynaklanan, parti liderinin nefesini enselerinde hisseden milletvekillerinin,  partinin liderinin ağzına bakarak,  onun anayasaya ve diğer temel yasalara aykırı olan  talimatları ve istekleri doğrultusunda parmaklarını kaldırıp indirerek, parlamenter sistemi fiilen tek adam rejimine dönüştüren yozlaşmış parlamenter sistemi ıslah etmek, siyasal partilerin örgütlerinin, partiye kayıtlı tüm üyelerin  ve seçmen iradesinin üstün hale getirildiği, parti genel başkanlarının sultasına son veren, parti disiplini hariç, parti içi demokrasiyi hakim kılan, siyasal partilerin,  karizmatik liderlerle, liderin kişisel yetenekleriyle güçlü sayıldıkları değil,  ideolojileri ve programlarıyla, dünya görüşleriyle, yaptıkları ve yapacaklarıyla, yetişmiş tüm kadrolarıyla güçlü oldukları, partilerin kurumsal güce kavuştukları ıslah edilmiş bir parlamenter sistemden bahsedilmelidir. 

Parlamenter sistemi ıslah ederek işler hale getirmek, inanın çok zor değildir. 

Öncelikle; 

Anayasa, Siyasal Partiler ve Seçim Yasalarında değişiklikler yaparak; 

Siyasal Partilerde; parti disiplini gözetilmek şartıyla, parti içi demokrasi hakim kılınmalıdır. 

Bunun için, Siyasi Partilerin lider ve yakın çevresinin,  milletvekili adaylarını belirleme yetkilerine son verilmelidir. Yani,  Merkez yoklamasıyla milletvekili adayı belirleme yöntemi,  kesinlikle kaldırılmalıdır. 

Milletvekili adayları; yerel parti teşkilatı, o ilde partiye kayıtlı tüm partili üyelerin katılacağı ön seçimle belirlenmeli, seçilen kişiler aday olmalıdır, parti genel başkanı da bu seçime saygı duymalıdır. 

Parti Genel Başkanlığı, üç dönemle sınırlandırılmalı ve üç dönemden sonra,  aynı kişi tekrar parti genel başkanlığına aday olamamalıdır. 

Bu sayede, siyasal partiler;  ideolojileri, programları, icraatları ve yetişmiş kadrolarıyla,  kurumsal bir değer kazanmalıdır. 

Seçmenin;  parti liderine yönelik, ne güzel konuşuyor, hitabeti ne güzel, kodumu oturtuyor gibi,  ipe sapa gelmeyen değerlendirmeleri yerine,  partiler;  liderlerinden bağımsız olarak,  ideolojileri, programları, yaptıkları, yapacakları ve yetişmiş kadrolarıyla, kurumsal olarak  seçmenin beğenisine mazhar olmalıdır. 

Başbakan;  yürütmenin başı olmalı, Cumhurbaşkanı;  bağımsız ve partili olmamalı, cumhurbaşkanlığı makamı sembolik bir makam olmalı, yasama, yürütme ve yargı erkinden ayrı,  müstakil bir temsil makamı olarak düzenlenmeli,  yetkileri sınırlandırılmalıdır. 

Milletvekillerinin;  başbakan ve bakanlardan oluşan yürütme organı üzerindeki denetim yollarının tümü etkin olarak açık tutulmalı, meclis;  anayasada belirlenen koşullarla,  başbakan ve bakanları güvensizlik oyu ile düşürebilmelidir. 

Yürütme organına seçilecek olan bakanlar,  kesinlikle milletvekili sıfatını taşımalı, Yürütme organı, yani bakanlar kurulu meclisin güven oyunu alarak göreve başlayabilmelidir. 

Yürütme organının; milletin vergilerinden oluşan  tüm harcamaları,  istisnasız Sayıştay eliyle meclis tarafından denetlenmelidir. 

Planlama teşkilatı yeniden kurulmalı ve yürütme organı;  milletin vergilerinden oluşan paralarla yapacağı yatırımlarda, planlama teşkilatının yapacağı ve  ülkenin öncelikli ihtiyaçlarını belirleyeceği kalkınma planlarına uymakla mükellef kılınmalıdır. 

Örtülü ödenek rezaletine son verilmeli, çok acil durumlarda, devletin yüce menfaatleri gerekli kıldığında;  başbakan,  hiçbir prosedüre tabi olmadan,  bütçeden harcama yaparak, bir ay içinde bu harcamasını, gizli oturumda meclisin bilgisine ve  onayına sunmalıdır. 

Milletvekili olan iktidar ve muhalefet partilerine mensup üyelerin; anayasaya ve milletvekilliği sorumluluğuna uygun  olarak davranarak,  parti lider kadrosunun anayasaya aykırı emir ve talimatlarına ters düşen oy ve eleştirileri sebebiyle,  partiden ihraç edilmeleri halinde, bu ihraç kararı aleyhine, muhalefet partileri ve partiden ihraç edilen milletvekili,  anayasa mahkemesinde bu ihraç kararı aleyhinde iptal davası açabilmelidir. 

Yargının mutlak bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalı, bu lafta kalmamalı ve yargının bağımsız ve tarafsız olmasındaki tüm engeller yeni anayasal ve yasal düzenlemelerle sağlanmalıdır. 

Kuvvetler ayrılığı ilkesi katı bir şekilde sağlanmalı, bunun için anayasal ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 

Bize göre; güçlendirilmiş parlamenter sistemden,  daha doğrusu ıslah edilmiş parlamenter sistemden anlaşılması gereken bunlar olmalıdır. 

Açıklamaya çalıştığımız, belki de bazılarını akıl edemediğimiz ve unuttuğumuz,  bu birkaç konuda ıslah edilecek  ve uygulamaya konulacak bir parlamenter sistem, 

ülkemizin sorunlarının çözümüne merhem olacaktır. 

Yeter ki, siyasilerimiz istesinler ve seçmen de oylarıyla bunu desteklesinler.  


05/09/2020

Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget