Halk TV de yayınlanan Ayşenur Aslan’ın sunduğu Medya Mahallesi programına konuk olan Onur Öymen(1), Baykal’a kurulan komplo ve tuzakların bazılarını ilk kez anlattı.
Öymen’e anlatılanlara göre, daha Baykal’ın başına “kaset tuzağı” olmadan aylar öncesinden, “CHP Genel Başkanı (Deniz Baykal) istifaya zorlanır, mecbur edilir” denilerek,Türkiye’den, İsveç’ten Amerika’ya kadar, Deniz Baykal hakkında çeşit tuzak, komplo olayları tertip edilmeye başlandığını, onu böylece istifaya zorlanacağı planları anlatılıyor. Bütün bu tuzakların, şantajların, tertiplerin Ergenekon gibi, YÖK sınav hırsızlıklarından tutun da vb çeşitli kumpasların kurulduğu 18 yıllık AKP dönemine rastlamakta olduğu görülüyor.
Halk TV de Medya Mahallesi programında Onur Öymen’in Ayşenur Aslan’a anlatımlarından, Deniz Baykal, CHP hakkında yıkıcı, yıpratıcı “Deniz Baykal’a suikast yapılacağı”ndan tutun da, “Türkiye’de bütün kötülüklerin anası Deniz Baykal’dır” denilerek hazırlanacak tuzak ve komplolarını öğreniyoruz. Bütün bunları ilk kez Onur Öymen aynı yayında ilk kez şunları anlatıyor:
“-Wikliks belgelerinden önce şunu anlatayım size. İpek Yolu diye Sikrot diye bir enstitü var İsveç’te. Bu Türkiye ve Orta Asya ülkeleri hakkında raporlar yazıyor, değerlendirmelerde yapıyor. Amerika’daki Johns Hopkins Üniversitesi ile beraber çalışıyorlar. Bunun yöneticileri geldi beni ziyaret etti, 2009 yılının başlarında dediler ki, “Türkiye ile ilgili son raporumuzu size getirdik”.
Neymiş bu Türkiye raporu, işbu rapor? “Efendim Türkiye ilgili muhtemel bir senaryo var, 60-70 sayfalık bir rapor. Neler olabilir Türkiye’de. Üç tane senaryo var başlıca. Bir tanesi, Türkiye Batı’dan kopar, tamamen bir İslam devleti olur. Bir Orta Doğu devleti, din devleti olur. Öyle olursa nasıl olur”, uzun uzun anlatıyor, olumsuz sonuçları da dile getirmiş.
İkinci senaryo, efendim 2011 yılında Türkiye’de bir askeri darbe olur. Onu anlatıyor, askeri darbe olur. Şu olur, bu olur.
Üçüncü senaryo, “iç politikada önemli değişiklikler olur”, neymiş o, anlatıyor bir şeyler, ondan sonra diyor ki, “CHP Genel Başkanı istifaya zorlanır, mecbur edilir. Deniz Baykal istifaya zorlanır, onu yerine Kemal Kılıçtaroğlu gelir. “Kılıçtaroğlu partinin politikalarını değiştirir ve Avrupalı bazı partiler de ona destek olur”. Bunları Kılıçtaroğlu’na da okuttum, Baykal’a da okuttum, sayın genel Başkanı Baykal’a da okuttum.
Kılıçtaroğlu’na anlattım, sizin için böyle böyle diyorlar; yani bu onlar için de sürpriz değil. Kılıçtaroğlu bir şey demedi, dinledi, yorum yapmadı.
Ben bir gün İstanbul’dayım, Baykal’ın istifasından iki üç ay önce, kaset olayı patlamadan önce bir telefon geldi, telefonda, “size üzüleceğiniz bir haber vereceğim, Sayın Baykal büyük bir trafik kazası geçirdi, kurtarmaya çalışıyoruz”, diyor telefonda. Telaşa kapıldım, partiyi arıyorum, Baykal’ın nerede olduğunu bilen yok, evini arıyorum evinde kimse yok, arkadaşları arıyorum kimsenin haberi yok. 20 dakika geçti bir telefon daha, “maalesef Baykal’ı kurtaramadık”, diyorlar. Biz gerçekten büyük bir telaşa kapıldık. Anlaşıldı ki, Baykal o sırada uçakta, Baykal uçakta olduğu için ona ulaşamayacağımızı biliyorlar ve böyle bir panik havası yaratmaya çalışıyorlar.
Şimdi bu bir şaka mıydı, acaba birisi bize kötü şaka mı yaptı, diye düşündük. Bir süre sonra telefon edecek “nasıl da kandırdım sizi” diyecek. Ama netice itibariyle bu son derece tatsız ve düşündürücü bir olaydır.
Derken bunun üzerinden bir ay geçti. Baykal’ın istifasından önce, Brüksel’e gittik. Brüksel’de AB de Genişlemeden Sorumlu Komisyonu ziyaret edeceğiz, arabadayız. Bu sefer İsviçre’den bir telefon, bir Türk dedi ki, “şimdi öğrendiğime göre” dedi. “Siz Brüksel’desiniz ve Baykal’la birlikte genişlemeden sorumlu komisyonu ziyarete gidiyorsunuz”. Nerede olduğumuzu biliyor, nerede olduğumuzu biliyor; “aldığım bir bilgiye göre sizi uyarıyorum, Sayın Baykal’ı uyarıyorum, aldığım bilgiye göre, oraya giderken size bir Baykal’a bir suikast yapılacak” diyor.
Bunu Baykal’a söyledim, o pek ciddiye almadı, bir şey de olmadı. Gittik döndük. Türkiye’ye bir haber, “efendim Avrupa’da Baykal’a bir suikast yapılacaktı, vaz geçtiler sonradan”, falan.
İçişleri Bakanlığına sordum, “öyle bir şey vardı ama tam bilmiyoruz, İstanbul bilir” dediler. İstanbul Emniyetine bir arkadaşı yolladık, dedikleri şu: “Evet böyle birisi vardı, adını da biliyoruz, vatandaşlık numarasını da biliyoruz, böyle bir suikasta yeltenmiş, fakat sonra vazgeçmiş. Dava mava açıldı, sonucu bilmiyoruz”.
Bu olayı öğrendikten sonra biz ertesi sabah, o zaman Genel Sekreter Önder Sav’dı. Önder Sav’la beraber ikimiz basın toplantısı yaptık ve bu olayı kınadık. Nasıl olur devlet bunu önleyemez, öğrenemez, bize haber vermez, filan diye tepki gösterdik.
O gece kaset olayı patlak verdi. Şimdi onu nasıl yorumlayacaksınız.
Ayşegül Aslan (AA): İçişleri Bakanlığının “ben bilmiyorum, İstanbul bilir” demesi bile başlı başına bir olay”.
Onur Öymen (OÖ): Yani biz yeterince bilmiyoruz, İstanbul daha ayrıntılı bilgi var dediler. Biz bilmiyoruz demediler ama ona rağmen bize bildirmeleri gerekirdi.
A.A: “Tekrar konunun başına dönelim, siz Brüksel’e gidiyorsunuz, dediğiniz gibi neredesiniz, siz kimsiniz, her şeyi adım adım biliyorlar.
O.Ö. “-Biliyorlar, otomobille giderken “sizin şu sırada AB de genişlemeden sorumlu komiserini ziyarete gittiğinizi biliyoruz” diyorlar ama adam bizden yana, yani bizi uyarıyor ki “Baykal dikkat etsin”, daha önce de böyle telefon açmıştı.
Neticede bir yerden duymuş Türkiye’den uyarıyor Baykal’ı ki “aman tedbirli olun” falan diye. Baykal da fazla ciddiye almadı. Hakikaten böyle bir girişim varmış ve bu adam sonradan vaz geçmiş; şimdi bu birinci perde.
Wikileaks (2)Belgelerinde CHP
İkinci perdesi şu: Baykal’ın ayrılmasından sonra, partide görev değiştirmesinden iki üç ay sonra, Wikileaks Belgeleri sızdı. Wikileaks Belgelerinden önce şunu anlatayım size. Wikileaks belgeleri 248 bin sayfa, okumak için bir ömür lazım, ama bunların içinde aralar yapmak kabil isimlere göre, neyse, araştırdık ve şu çıktı ortaya. CHP ile ilgili birçok şey var, binlerce sayfa CHP den bahsediyor. Bir kısım basın açıklamaları, bir kısım yaptığımız konuşmalar var, Baykal’la benimle arkadaşlarımla, her neyse bunlar o kadar önemli değil.
Bir yerde, CHP den bahsederken çoğu zaman şunu söylüyor, CHP virgül Kemalist, (kötü bir sıfat), virgül milliyetçi, virgül laik; bunlar CHP nin kötü özellikleri, onların gözünde, her neyse.
Bir yerinde iç politika değerlendirmesi yapıyor. Türkiye’de iç politika böyledir, şöyledir, muhalefet böyledir derken bir yerde diyor ki: “Derler ki -Türkiye’de bütün kötülüklerin anası derin devlettir-“bunun aslı yoktur” diyor. Bunun aslı yoktur, “Türkiye’de bütün kötülüklerin anası Deniz Baykal’dır” diyor. Onun için tam tabiri ile söyleyeyim, belgedeki tabiriyle, “onun için Deniz Baykal’ı defedilmesi lazımdır”. Yerine bizim makul görebileceğimiz bir insanın gelmesi lazımdır. Bu belki de Türkiye’de iktidar değişikliğine yardımcı olur”. Öyle bir laf var, iktidarda çok fazla tuttuklarından değil, istedikleri değişiklikleri yaptırmak Türkiye’de, hem muhalefette hem iktidarda, bunun üzerinde fazla durmuyor geçiyor. Derken üzerinden altı ay geçiyor, altı ay geçtikten sonra Dış İşleri Bakanı Hillary Clinton Ankara’ya b ir telgraf çekiyor. O telgrafta diyor ki, “Baykal istifa etmiş gibi, istifasına daha yedi sekiz ay var, “Baykal’ın yerine Kemal Kılıçtaroğlu olur mu, olursa Baykal’ıun gücü onu engellemeye yeter mi? Filan, ondan sonra birtakım sorular soruyor alta alta filan. Ona büyükelçinin cevabını okuyamıyoruz, çünkü o yok, Wikileaks Belgelerinde, belki onu özel kurye ile mi gönderdiler ne yaptılar falan bilmiyoruz ama bizzat Dış İşleri Bakanı CHP de yönetim değişikliği üzerinde duruyor, değişiklik hiçbir söz konusu değilken, daha kurultaya yedi sekiz ay varken.
Şimdi bir parantez daha açalım, hepsini birbirine birleştirirseniz bir mana çıkıyor. Yoksa onu tek tek alırsanız, o öyledir bu böyledir hepsine bir mana bulunabilir. O da şu, bu sene 2018 yılının 18 Şubat tarihinde bir makale yayınlanıyor, bir yazı yayınlanıyor, uzun bir yazı. Eski istihbarat başkanları, CIA Başkanları istihbarat uzmanları bunları toplamışlar. Onlara soruyorlar, “Rusya’nın, Amerika’nın seçimlerine müdahale etmiş olduğuna ihtimal veriyor musunuz? Gerçekten bu konuda etkili olmuş olabilir mi Trump’ın seçilmesine”.
Cevap, “bizce muhtemeldir” diyorlar. “Bizce Amerikan seçimlerine Rusya’nın etkilemesi muhtemeldir”. Ama diyor size şunu söyleyelim, bizim tespitlerimize Rusya 36 ülkede iktidarların değişmesine etkili olmuştur, seçim yoluyla veya darbeler yoluyla. Ama biz diyor Amerikalılar 81 ülkede bunu yaptık” diyor ve neler yaptıklarını anlatıyorlar”.
Cevat Kulaksız
Cevat Kulaksız
SONNOTLAR
(1) Onur Başaran Öymen (d. 18 Ekim 1940; Kadıköy, İstanbul), Türk diplomat ve siyasetçidir. Diplomat olarak uzun bir süre dış ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Onur Öymen, daha sonra siyasete girmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi 22. dönem İstanbul ve 23. dönem Bursa milletvekili olan Öymen, aynı zamanda 5 Kasım 2003'ten 23 Mayıs 2010 tarihine kadar Cumhuriyet Halk Partisi genel başkan yardımcısıydı.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Milletvekili 2
(2) Wikileaks, anonim kaynaklara dayanarak hassas belgeler yayınlayan ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bir sivil toplum kuruluşudur. 2006-2016 arasındaki 10 yıllık süreçte 10 milyon belge yayınladığı belirtilen organizasyonun kurucusu ve yöneticisi Avustralyalı internet aktivisti Jullian Assange’dır. Kristinn Hrafnsson, 2018 yılından beri sorumlu editörlüğünü yürütmektedir
Organizasyon başlangıçta, Afganistan’daki savaş harcamaları, Kenya’da yolsuzluk soruşturmaları Guantanamo Körfezi’ndeki Amerikan hapishanelerinin operasyon bilgilerini yayınlamıştır. 2012’de “Suriye Dosyaları” ismiyle iki milyondan fazla e-postayı ifşa etmiştir[
https://tr.wikipedia.org/wiki/WikiLeaks2
Yorum Gönder